DEVAM: 31. Müzaraanın
Nehyi Konusunda Ağır Hükümler Taşıyan Hadisler
حَدَّثَنَا
هَارُونُ
بْنُ عَبْدِ
اللَّهِ حَدَّثَنَا
الْفَضْلُ
بْنُ
دُكَيْنٍ
حَدَّثَنَا
بُكَيْرٌ
يَعْنِي
ابْنَ
عَامِرٍ عَنْ
ابْنِ أَبِي
نُعْمٍ
حَدَّثَنِي
رَافِعُ بْنُ
خَدِيجٍ
أَنَّهُ
زَرَعَ
أَرْضًا
فَمَرَّ بِهِ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَهُوَ
يَسْقِيهَا
فَسَأَلَهُ
لِمَنْ
الزَّرْعُ
وَلِمَنْ
الْأَرْضُ
فَقَالَ زَرْعِي
بِبَذْرِي
وَعَمَلِي
لِي الشَّطْرُ
وَلِبَنِي
فُلَانٍ
الشَّطْرُ
فَقَالَ أَرْبَيْتُمَا
فَرُدَّ
الْأَرْضَ
عَلَى
أَهْلِهَا
وَخُذْ نَفَقَتَكَ
Râfi' b. Hadîc'ten
rivayet edildiğine göre; O bir araziyi ekmişti, tarlayı sularken kendisine
Rasûlullah (s.a.v.) uğrayıp: "Ekin kimin, tarla kimin?" diye
sordu.Râfi': Tohumum ve emeğim karşılığında benim ekinim; yarısı benim, yarısı
da filan oğullarının, karşılığını verdi.
Bunun üzerine Rasûlullah
(s.a.v.): "Ribâ muamelesi yaptınız, araziyi sahibine ver, sen de ücretini
al" buyurdu.
İzah:
Tamamı Râfi' b.
Hadîc'in hadislerinden teşekkül eden bab bu rivayetle son bulmaktadır.
Görüldüğü gibi, hadisin rivayetleri arasında oldukça önemli farklılıklar var.
Hz. Nebi'in müzâraayı menettiğine dair haberi, bazı rivayetlere göre Râfi'in
amcaları kendisine söylemişler, bazılarına göre bizzat kendisi duymuştur. Bu rivayete
göre ise ortakçı çiftçi bizzat Râfi'in kendisidir. Ayrıca hâdisenin sunuluşu da
rivayetler arasında oldukça farklıdır. Bu durumu gözönüne alan âlimler hadisin
muzdarip olduğunu söylerler.
Avnü'l-Ma'bûd ve
Bezlü'l-Mechûd'da, Fethu'l-Vedûd'dan naklen şöyle denilmektedir:
"Râfi'in hadisinin
muzdarib olduğu, dolayısıyla onun terk edilip Hay-ber hadisine dönmenin gerekli
olduğu söylendi. "Hayberlilerin âmili çıkan malın yansını Hz. Nebi'e
getirdi. Bu mahsulün içerisinde hurma ve ekin de vardı.'' Bu hadis, müzâraanın
caiz olduğuna delildir. Ahmed b. Han-bel ve Hanefî âlimlerimizden Ebû Yusuf ve
Muhammed böyle demişlerdir. Birçok âlim ise, mutlak olarak veya müzâraa
müsâkata tabi olmadığı zaman da yasak olduğunu söylerler."
Yine Avnü'l-Ma'bûd'un ifadesine
göre; Aliyyül-Kârî, Hanefî mezhebinde fetvanın Ebû Yusuf ve Muhammed'in
görüşüne göre olduğunu söyler.
Nevevî; müzâraayı caiz
görenlerin, onu nehyeden hadisleri iki şekilde te'vil ettiklerini bildirir:
a) Ark kenarlarından
veya belli bir kısımdan kalkacak mahsûl karşılığında kiraya vermek.
b) Bu hadislerdeki
nehiy, tenzîhen mekruha ve arazinin karşılıksız olarak iare yoluyla
ektirilmesine hamledilir.
Avnü'l-Ma'bûd'da;
hadisler arasında uygunluk sağlamak için bu iki te'vilin veya birisinin yapılmasının
şart olduğu söylenir. Nitekim Buhari ikinci te'vili yapmıştır.