SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EYMAN VE’N-NUZUR BAHSİ

<< 3263 >>

بَاب مَا جَاءَ فِي يَمِينِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَا كَانَتْ

Hz. Nebi (s.a.v.)'in Yemini Konusunda Gelen Haberler

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِيُّ حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ سَالِمٍ عَنْ ابْنِ عُمَرَ قَالَ أَكْثَرُ مَا كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَحْلِفُ بِهَذِهِ الْيَمِينِ لَا وَمُقَلِّبِ الْقُلُوبِ

 

İbn Ömer (r.a)'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: Rasûlullah (s.a.v.), en çok;  "Kalbleri değiştirene yemin ederim ki, Hayır...” şeklinde yemin ederdi.

 

 

İzah:

Buhari, eymân, kader, tevhid; Tirmizî, nüzûr; Nesâi eymân; İbn Mâce, keffârât; Dârimî, nüzûr; Muvatta, nüzûr

 

Haberde Hz.Nebi (ş.a)'in Allah'ın sıfatlarından bi­risi ile yemin ettiği anlaşılmaktadır. Bu sıfat; "Mukallibu'I-<ulûb: Kalbleri değiştiren"dir.

 

Aynî; kalbleri değiştirmekten maksadın; Allah'ın, kullarının kalbini, ima-ıı terkedip küfrü seçmeye veya küfrü terkedip imanı tercih eder hale getir­mesi olduğunu söyler.

 

Ibn Hacer de; "Mukallibu'l-kulûb, üzerine yemin edilendir. Kalpleri de­ğiştirmekten maksad, kalbin kendisini değil, araz ve ahvalini değiştirmekir." der.

 

Şevkânî'nin bu konu ile ilgili sözleri de şu şekildedir: "Mukallibu'l-kulûb, kendisi ile yemin edilen şeydir. Kalbleri değiştir-nek sözü ile kastedilen kalblerin hallerini değiştirmektir; zâtını değil. Bu ifalede; kendisine lâyık bir şekilde sabit olan sıfatı ile Allah'ı isimlendirmenin caiz olduğuna delâlet vardır. Kadı Ebu Bekir b. el-Arabî: Hadis, kendileri ile vasfedildiği ve ismi anılmadığı zaman Allah'ın fiilleri ile yemin etmenin caiz olduğunu gösterir, der. Hanefîler; kudretle ilmin arasını ayırmışlar ve Allah'ın kudreti ile yemin ederse yemin gerçekleşir, ilmi île yemin ederse ger­çekleşmez, demişlerdir. Delilleri şudur: İlimle, malum da kastedilir. Nitekim Allah (c.c): "Bize karşı çıkabileceğiniz bilginiz var mı?..." buyurmuştur.[En'âm 148]

 

Şevkânî'nin bildirdiğine göre Râğıb; Allah'ın kalbleri ve gözleri değiş­tirmesini, "Allah'ın onları bir görüşten diğer görüşe çevirmesidir" şeklinde izah eder.

 

Hadis; irade gibi kalbî amellerin, Allah'ın yaratması ile olduğuna delâ­let eder.

 

Yine hadis; Allah'ın kendisine lâyık bir şekilde, onun sabit olan sıfatla­rı ile isimlendirilmesinin caiz olduğunu gösterir.

 

Hadis-i şerif; Allah'ın sıfatlarından biri ile yemin edip de yeminini bo­zana keffareti gerekli görenler için delildir. Bu konunun esasında ihtilâf yok­tur. İhtilâf, Allah'ın hangi sıfatları ile yemin edilip, hangileri ile edilemeye­ceği konusundadır. Gerçek şu ki, sadece Allah'a ait olan, başkalarında bu­lunmayan sıfatlar ile yemin etmek caizdir. "Mukallibu'l-Kulûb" bu çeşit sı­fatlardandır.

 

Yukarıya naklettiğimiz bu mütalaa, Hafız İbn Hacer'e aittir. Hanefîle-rin Hidâye adındaki fıkıh kitabında: "Yemin, Allah adıyla veya Rahman, Rahîm gibi diğer isimlerinden biri ile, ya da; Allah'ın izzeti, celâli, kibriyâsi gibi, örfen yemin edilen sıfatlarından biri ile edilir" denilmektedir.

 

Hidâye'de anılan bu sıfatlar, Allah'ın zâti sıfatlarıdır.