بَاب
مَا جَاءَ فِي
يَمِينِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَا كَانَتْ
Hz. Nebi (s.a.v.)'in
Yemini Konusunda Gelen Haberler
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مُحَمَّدٍ
النُّفَيْلِيُّ
حَدَّثَنَا
ابْنُ
الْمُبَارَكِ
عَنْ مُوسَى
بْنِ عُقْبَةَ
عَنْ سَالِمٍ
عَنْ ابْنِ
عُمَرَ قَالَ
أَكْثَرُ مَا
كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَحْلِفُ
بِهَذِهِ
الْيَمِينِ
لَا
وَمُقَلِّبِ
الْقُلُوبِ
İbn Ömer (r.a)'ın şöyle
dediği rivayet edilmiştir: Rasûlullah (s.a.v.), en çok; "Kalbleri değiştirene yemin ederim ki,
Hayır...” şeklinde yemin ederdi.
İzah:
Buhari, eymân, kader,
tevhid; Tirmizî, nüzûr; Nesâi eymân; İbn Mâce, keffârât; Dârimî, nüzûr;
Muvatta, nüzûr
Haberde Hz.Nebi
(ş.a)'in Allah'ın sıfatlarından birisi ile yemin ettiği anlaşılmaktadır. Bu
sıfat; "Mukallibu'I-<ulûb: Kalbleri değiştiren"dir.
Aynî; kalbleri
değiştirmekten maksadın; Allah'ın, kullarının kalbini, ima-ıı terkedip küfrü
seçmeye veya küfrü terkedip imanı tercih eder hale getirmesi olduğunu söyler.
Ibn Hacer de;
"Mukallibu'l-kulûb, üzerine yemin edilendir. Kalpleri değiştirmekten
maksad, kalbin kendisini değil, araz ve ahvalini değiştirmekir." der.
Şevkânî'nin bu konu ile
ilgili sözleri de şu şekildedir: "Mukallibu'l-kulûb, kendisi ile yemin
edilen şeydir. Kalbleri değiştir-nek sözü ile kastedilen kalblerin hallerini
değiştirmektir; zâtını değil. Bu ifalede; kendisine lâyık bir şekilde sabit
olan sıfatı ile Allah'ı isimlendirmenin caiz olduğuna delâlet vardır. Kadı Ebu
Bekir b. el-Arabî: Hadis, kendileri ile vasfedildiği ve ismi anılmadığı zaman
Allah'ın fiilleri ile yemin etmenin caiz olduğunu gösterir, der. Hanefîler;
kudretle ilmin arasını ayırmışlar ve Allah'ın kudreti ile yemin ederse yemin
gerçekleşir, ilmi île yemin ederse gerçekleşmez, demişlerdir. Delilleri şudur:
İlimle, malum da kastedilir. Nitekim Allah (c.c): "Bize karşı
çıkabileceğiniz bilginiz var mı?..." buyurmuştur.[En'âm 148]
Şevkânî'nin
bildirdiğine göre Râğıb; Allah'ın kalbleri ve gözleri değiştirmesini,
"Allah'ın onları bir görüşten diğer görüşe çevirmesidir" şeklinde
izah eder.
Hadis; irade gibi kalbî
amellerin, Allah'ın yaratması ile olduğuna delâlet eder.
Yine hadis; Allah'ın
kendisine lâyık bir şekilde, onun sabit olan sıfatları ile isimlendirilmesinin
caiz olduğunu gösterir.
Hadis-i şerif; Allah'ın
sıfatlarından biri ile yemin edip de yeminini bozana keffareti gerekli
görenler için delildir. Bu konunun esasında ihtilâf yoktur. İhtilâf, Allah'ın hangi
sıfatları ile yemin edilip, hangileri ile edilemeyeceği konusundadır. Gerçek
şu ki, sadece Allah'a ait olan, başkalarında bulunmayan sıfatlar ile yemin
etmek caizdir. "Mukallibu'l-Kulûb" bu çeşit sıfatlardandır.
Yukarıya naklettiğimiz
bu mütalaa, Hafız İbn Hacer'e aittir. Hanefîle-rin Hidâye adındaki fıkıh
kitabında: "Yemin, Allah adıyla veya Rahman, Rahîm gibi diğer isimlerinden
biri ile, ya da; Allah'ın izzeti, celâli, kibriyâsi gibi, örfen yemin edilen
sıfatlarından biri ile edilir" denilmektedir.
Hidâye'de anılan bu
sıfatlar, Allah'ın zâti sıfatlarıdır.