بَاب
فِي
اتِّخَاذِ
الْوَزِيرِ
4. (Devlet Başkanının
Kendisine Bir) Vezir Edinmelinin Hükmü)
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
عَامِرٍ
الْمُرِّيُّ
حَدَّثَنَا
الْوَلِيدُ
حَدَّثَنَا
زُهَيْرُ
بْنُ
مُحَمَّدٍ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ
الْقَاسِمِ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ
عَائِشَةَ
قَالَتْ
قَالَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
إِذَا
أَرَادَ
اللَّهُ
بِالْأَمِيرِ
خَيْرًا
جَعَلَ لَهُ
وَزِيرَ
صِدْقٍ إِنْ
نَسِيَ
ذَكَّرَهُ
وَإِنْ
ذَكَرَ
أَعَانَهُ
وَإِذَا
أَرَادَ
اللَّهُ بِهِ
غَيْرَ
ذَلِكَ
جَعَلَ لَهُ وَزِيرَ
سُوءٍ إِنْ
نَسِيَ لَمْ
يُذَكِّرْهُ
وَإِنْ
ذَكَرَ لَمْ
يُعِنْهُ
Hz. Aişe'den demiştir
ki: Rasûlullah (S.A.V.) (şöyle) buyurdu. "Allah bir devlet başkanı
hakkında hayır dilediği zaman o'na doğru (konuşan ve doğru iş yapan)) bir
yardımcı verir. Eğer o (başkan yapılması gereken bir işi) unutursa (bu
yardımcı, unutulan işi) ona hatırlatır. Eğer başkan bu işi kendisi hatırlarsa
(o zaman da bu yardımcı o işin yapılması hususunda) başkana yardımcı olur.
Eğer Allah onun hakkında
başka birşey dilemişse ona kötü (huylu) bir yardımcı verir. Eğer (yapılması
gereken bir işi) unutursa (vezir bu işi) ona hatırlatmaz. Eğer (başkan bu işi
kendiliğinden) hatırlarsa (o zaman da bu yardımcı o işin yapılmasında) ona
yardımcı olmaz."
İzah:
Vezir: kelimesi ağırlık
ve yük anlamına gelen vizr kökünden türemiştir. Devlet işlerinde halifenin yük
ve ağırlığını yüklenen kimseye de vezir ismi verilmiştir. Yahutta vezer den
türemiştir. Bu ise melce* (sığmak) demektir. Çünkü bir âyet-i kerimede şöyle
denilmektedir. "Hayır hiçbir sığınak yoktur"[Kıyamet 11] Zîrâ sultan
onun görüşüne ve yardımına sığınmaktadır.
Ezir kökünden
türetilmiş olduğu da söylenir. Bu kelime yardım ve destek demektir. Çünkü
sultan beden kuvveti olarak onun yarçkmıyla kuvvetlenmektedir. Vezirlikten
maksat halifenin kendisine yardım edecek yanında yer alacak kimseden yardım
istemesidir. Vezirlik İslâmın ilk devirlerinde mevcuttu. Çünkü Hz. Peygamber
(S.A.V.) kendisine sunulan birçok meselelerde ashabı ile istişare eder ve
onların göTüşünü alırdı. Hz. Ebû Bekir (r.a.) de devlet işlerinde Hz. Ömer
(r.a.) ile istişare ederdi.[Servet Armağan, İslam Anayasa ve İdare Hukukunun
Esasları, 487-488.] Bu bakımdan halktan bazıları Hz. Ebû Bekir'e
"Rasûiullah'ın veziri adını vermişlerdir. Ona bu ismi bilhassa İranlılarla
karşılaşmış olanlar vermiştir. Çünkü bu unvanın Sasanî imparatorluğunda
kullanıldığını müşahade etmişlerdir.[İbrahim Sarmış, İslam Mezhebleri ve
Müesseseleri, 224.]
Musannif Ebû Dâvûd bu
hadisi mevzumuzu teşkil eden halifelik bölümünde zikretmekle buradaki vezir
kelimesinin günümüzdeki bakan anlamına geldiğine işaret etmek istemişse de bu
husus kelimenin idarecilerin yanında yer alan yardımcıların tümüne şâmil bir
manâ ifade etmesine engel değildir.
Hadis-i şerif halifenin
ya da herhangi bir yöneticinin yanında yeteri kadar yardımcı bulundurmasının
cevazını ifade etmekte, vezirlerinde iyi niyetli kimselerden seçilmesinin
lüzumuna işaret etmektedir.