بَاب
مَا جَاءَ فِي
طَلَبِ
الْإِمَارَةِ
2. Yöneticilik
İstemenin Hükmü
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الصَّبَّاحِ
الْبَزَّازُ
حَدَّثَنَا
هُشَيْمٌ
أَخْبَرَنَا
يُونُسُ
وَمَنْصُورٌ
عَنْ
الْحَسَنِ عَنْ
عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ
سَمُرَةَ
قَالَ قَالَ
لِي النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ يَا
عَبْدَ
الرَّحْمَنِ
بْنَ
سَمُرَةَ لَا
تَسْأَلْ
الْإِمَارَةَ
فَإِنَّكَ
إِذَا أُعْطِيتَهَا
عَنْ
مَسْأَلَةٍ
وُكِلْتَ فِيهَا
إِلَى
نَفْسِكَ
وَإِنْ
أُعْطِيتَهَا
عَنْ غَيْرِ
مَسْأَلَةٍ
أُعِنْتَ
عَلَيْهَا
Abdurrahman b.
Semûre'den demiştir ki: Rasûlullah (S.A.V.) bana (şöyle) buyurdu: "Ey
Semûre'nin oğlu Abdurrahman, yöneticilik isteme, çünkü bu istemeden dolayı sana
yöneticilik verilirse onunla başbaşa bırakılırsın. Eğer yöneticilik sana
istemeden verilecek olursa bu işte (Allah tarafından) sana yardım edilir."
İzah:
Buharî, ahkam; İman,
keffaret; Müslim, İmare, eymân; Tirmizî, nüzûr; Nesaî kada; Darimî, nüzûr;
Ahmed b. Hanbel V-62-63.
Metinde geçen imare
kelimesi burada "valilik, hakimlik gibi manevi sorumluluğu büyük olan
yöneticiliklerdir. Fahr-i kâinat efendimiz hadis-i şerifte taleb etmediği halde
yetkili makamlar tarafından en liyakatli görüldüğü için valilik ya da hakimlik
gibi bir yöneticilik makamına getirilen kimseye Allah'ın yardım edeceğini ve
dolayısıyla bu görevinde muvaffak olacağım müjdelerken bu makama kendi isteğiyle
gelen bir kimsenin ancak kendi kabiliyet ve dirayetiyle başbaşa kalacığını bu
işte AUah'dan bir yardıma mazhar olamayacağını, onun muvaffakiyetinin ya da
başarısızlığının sırf kendi şahsi kabiliyetine bağlı kalacağını haber
vermektedir.
Bu bakımdan ulema
valilik, hakimlik, müdürlük gibi görevleri istemenin mekruh olduğunu
söylemişlerdir. Bu hüküm yöneticilik yapmanın sakıncalı olduğu anlamına gelmez.
Sakıncalı olan kişinin liyakatma bakmadan yöneticilik görevi istemesidir.
Liyakatından dolayı yetkili makamlarca yöneticilik görevine getirilen adaletli
kimseler, görevlerini adaletle yürüttükleri sürece aynı zamanda Allah'ın
yardımına da müstahak ve duaları makbul kimselerdir. Hafız Münzirî'nin
açıklamasına göre, ulemadan bazıları adaleti yerine getirmek gayesiyle
idarecilik istemenin caiz olduğunu söylemişlerdir.