بَاب
مَا جَاءَ فِي
الْهِجْرَةِ
وَسُكْنَى الْبَدْوِ
1. Hicret Ve Badiye
(Çöl)De Yerleşim
حَدَّثَنَا
مُؤَمَّلُ
بْنُ
الْفَضْلِ
حَدَّثَنَا
الْوَلِيدُ
يَعْنِي
ابْنَ مُسْلِمٍ
عَنْ
الْأَوْزَاعِيِّ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ عَطَاءِ
بْنِ يَزِيدَ
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ
الْخُدْرِيِّ
أَنَّ أَعْرَابِيًّا
سَأَلَ
النَّبِيَّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
عَنْ
الْهِجْرَةِ فَقَالَ
وَيْحَكَ
إِنَّ شَأْنَ
الْهِجْرَةِ
شَدِيدٌ
فَهَلْ لَكَ
مِنْ إِبِلٍ
قَالَ نَعَمْ
قَالَ فَهَلْ
تُؤَدِّي
صَدَقَتَهَا قَالَ
نَعَمْ قَالَ
فَاعْمَلْ
مِنْ وَرَاءِ
الْبِحَارِ
فَإِنَّ
اللَّهَ لَنْ
يَتِرَكَ
مِنْ
عَمَلِكَ شَيْئًا
Ebû Saîd el-Hudrî
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Bir bedevi, Peygamber (s.a.v.)'e hicreti
sormuş da Peygamber (s.a.v.); "Yazık sana, hicret zor iştir. Senin develerin
var mı?" buyurmuş. (O kimse de) Evet diye cevap vermiş. (Bunun üzerine Hz.
Peygamber); “Peki onların zekatını veriyor musun?" buyurmuş. (O şahıs da);
Evet diye karşılık vermiş. (Rasul-i Ekrem de). "Sen şehirlerden uzakta
(Allah'ın emirlerini yerine getirmeye) çalış. Allah senin amelin(in sevabın)dan
hiçbir şeyi zayi etmeyecektir." buyurmuştur.
İzah:
Buhârî, zekât, hibe,
menakıb'ül-ensar, edeb; Müslim, imâre; Nesâî bey'at; Ahmed b. Hanbel, III, 14.
Metinde geçen; kelimesi
eksiltmek, noksanlaştırmak, zayi etmek, manâlarına gelen "vetr"
kökünden gelmektedir. Nitekim bu kelime, "O sizin amellerinizi zayi
etmeyecektir."[Muhammed suresi 35] mealindeki ayeti kerimede de bu
manaları ifade etmektedir.
Veyh kelimesi acıma ve
şefkat bildirir.kelimesi ise, azab ve gazâb ifâde eder.
Bihâr kelimesi, köyler
ve şehirler mânâsına gelir. Metinde geçen kelimesiyle, halk kitlelerinin
yaşadığı yerleşim merkezlerinden uzak, ıssız dağbaşları kasdedilmiştir.
Hicret, küfür
ülkesinden, îslâm ülkesine göç etmek demektir.