بَاب
فِي
التِّجَارَةِ
فِي
الْغَزْوِ
168. Savaşta Ticaret
Yapmak
حَدَّثَنَا
الرَّبِيعُ
بْنُ نَافِعٍ
حَدَّثَنَا
مُعَاوِيَةُ
يَعْنِي
ابْنَ سَلَّامٍ
عَنْ زَيْدٍ
يَعْنِي
ابْنَ
سَلَّامٍ أَنَّهُ
سَمِعَ أَبَا
سَلَّامٍ
يَقُولُ
حَدَّثَنِي عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ
سَلْمَانَ
أَنَّ رَجُلًا
مِنْ
أَصْحَابِ
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
حَدَّثَهُ
قَالَ لَمَّا
فَتَحْنَا
خَيْبَرَ
أَخْرَجُوا غَنَائِمَهُمْ
مِنْ
الْمَتَاعِ
وَالسَّبْيِ
فَجَعَلَ
النَّاسُ
يَتَبَايَعُونَ
غَنَائِمَهُمْ
فَجَاءَ رَجُلٌ
حِينَ صَلَّى
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَالَ يَا رَسُولَ
اللَّهِ
لَقَدْ
رَبِحْتُ
رِبْحًا مَا
رَبِحَ
الْيَوْمَ
مِثْلَهُ
أَحَدٌ مِنْ
أَهْلِ هَذَا
الْوَادِي
قَالَ
وَيْحَكَ وَمَا
رَبِحْتَ
قَالَ مَا
زِلْتُ
أَبِيعُ وَأَبْتَاعُ
حَتَّى
رَبِحْتُ
ثَلَاثَ
مِائَةِ
أُوقِيَّةٍ فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَنَا
أُنَبِّئُكَ
بِخَيْرِ
رَجُلٍ
رَبِحَ قَالَ
مَا هُوَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
قَالَ
رَكْعَتَيْنِ
بَعْدَ الصَّلَاةِ
Nebi (s.a.v.)
sahâbîlerinden bîr adam, Ubeydullah b. Süleyman'a (şöyle) demiştir: Biz,
Hayber'i fethettiğimiz zaman (mücâhidler) mal ve esirden (ele geçirdikleri tüm)
ganimetlerini (ortaya) çıkar(ıp paylaş)tılar. Bunun üzerine halk ganimetlerini
değişmeye başladı. Derken (Hz. Peygamberin huzuruna bir) adam geldi ve:
"Ey
Allah'ın Rasûlü! Bugün ben şu vadi halkından hiçbirinin benzerini kazanmadığı
bir kazanç elde ettim." dedi. (Hz. Peygamber de): "Vay, yazıklar olsun sana! Sen ne
kazandın?" dedi. (O zat ta) "Alışverişe devam ettim. Nihayet üçyüz okka
kazanç elde ettim" cevabını verdi. Bunun üzerine Rasûlullah (S.A.V.):
"Ben sana kişinin kazandığı kazancın en hayırlısını haber vereyim mi?
buyurdu (O zat ta): " O nedir ey Allah'ın Rasûlü?" diye sordu. (Hz.
Peygamber de): (Farz olan) namaz'dan sonra (kılınan) iki rekat (nafile namaz)
dır buyurdu.
İzah:
İbni Mâce, Cihad
Ukiyye: 7 mıskal (33,6
gr) altın veya 40 dirhem (128 gr) gümüş demektir.
Bu hadis-i şerifte,
savaşta ahş-veriş meselesi işlenmektedir.
Şafiî alimleri, bu
hadisin zahirine bakarak, savaş alanında alışveriş yapmanın caiz olduğunu
söylemişlerdir. Bu hadis-i şerifte, her ne kadar iki rekat nafile namaz
kılmanın, savaş alanında alışveriş yoluyla elde edilecek en büyük maddi
kazançtan daha kârlı olduğu ifade ediliyorsa da, bu alışverişin caiz olmadığına
dair bir ifade yoktur.
Nitekim Musannif Ebû
Dâvûd da bu görüşü tercih etmiştir.
Hanefilere göre; savaş
alanında yapılan alışveriş sahihse de, bu fiili işlemek mekruhtur. Bu hadis-i
şerifte, sözkonusu edilen alışveriş, Hayber ganimetleri ile ilgilidir. Bu
husus metinde açıkça ifade edilmektedir. Ayrıca hadis-i şerifte, bu alışverişin
ganimet mallarının mücahidler arasında taksim edilmeden ya da orası İslâm
ülkesi haline gelmeden Önce yapılan başka bir alışveriş olduğuna dair bir ifade
yoktur.
Daha önce de ifade
ettiğimiz gibi, Hayber fethedildikten sonra orası harp ülkesi olmaktan çıkıp,
islâm ülkesi olmuştu. Bu sebeble, orada ele geçmiş olan ganimetler, gaziler
arasında paylaştırılmıştı. Artık bu ganimetlere tam manasıyla sahip olan gaziler,
bu malları kendi aralarında değişiyorlardı. Bu bakımdan Hz. Peygamber onları
bundan menetmedi. Sadece farzlardan sonra kılınacak iki rekatlık bir nafile
namazın, cihadın ruhuna daha uygun ve ganimet mallarının değişiminden elde
edilecek kârdan daha hayırlı olduğunu ifade buyurmakla yetindi. "Gerçi
dar-ı harp'te ganimet malı taksim edilmez. Ancak hükümdar, ganimet malının
gaziler arasında taksim edilmesinin faydalı olduğu içtihadında bulunur veya
gazilerin ona ihtiyacı olursa bu takdirde taksim sahih olur.[bk. İbn-i Abidin,
VIII, 402.] Hz. Peygamber de, askerlerin ganimete muhaç olduklarını gördüğü
için, ganimetleri Medine'ye nakletmeden mücahitler arasında paylaştırmış,
gazilerde artık tamamen kendi mülkleri haline gelen bu mallan, Hayber tamamen fethedilip
İslâm diyarı haline geldikten sonra, kendi aralarında değişmiş olabilirler.
Hanefi alimlerine göre;
ganimetlerin mülk haline gelebilmesi paylaştı-rılmaları sonucu gazilerin eline
geçmesiyle olur.[bk. el-Mevsili el-İhtiyar, IV, 126.]
Şafiîlere göre;
ganimetler sadece kafirlerin elinden müslümanların eline geçmesiyle mülk haline
gelir. Üzerinde alışveriş gibi tasarruflarda bulunabilirler. İşte, savaş
alanında ganimetlerin taksimi ve satış meselesinin caiz olup olmaması
meselesinde Hanefi alimleri ile Şafiî alimleri arasında ihtilafın aslı,
ganimet mallarının ne zaman mülk haline geleceği meselesindeki bu anlayış
farkından kaynaklanmaktadır.