DEVAM: 167. Hisselerin
(Ayırdetme) Ücreti
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ
الْقَعْنَبِيُّ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْعَزِيزِ
يَعْنِي ابْنَ
مُحَمَّدٍ
عَنْ شَرِيكٍ
يَعْنِي ابْنَ
أَبِي نَمِرٍ
عَنْ عَطَاءِ
بْنِ يَسَارٍ عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ نَحْوَهُ
قَالَ
الرَّجُلُ
يَكُونُ
عَلَى الْفِئَامِ
مِنْ
النَّاسِ
فَيَأْخُذُ
مِنْ حَظِّ
هَذَا
وَحَظِّ
هَذَا
Nebi (s.a.v.)'den (bir
önceki 2783. hadisin) benzerini (miirsel olarak) Ata b. Yesar da (rivayet
etmiştir. Ata b. Yesar) Bir kimse, bir topluluk üzerinde (bilir kişi olarak
görevli) olur da bir şunun bir de bunun hissesinden alır. (İşte hadiste
yasaklanan budur) dedi.
İzah:
Gerek bu hadis-i
şerifte, gerek bir önceki hadis-i şerifte bilir-kişi veya başkan olarak bir
toplumun müşterek mallarım dağıtma görevini üzerine alan bir kimsenin, mal
sahiplerinin hisselerinden ken: dişine birşeyler ayırarak az da olsa, onların
haklarını ellerinden almasının yasak olduğu, ifade edilmektedir. Fakat bir
kimsenin müşterek bir malı, hissedarları arasında dağıtması karşılığında ücret
almasında herhangi bir sakınca yoktur. Hadis-i şerifte bunu yasaklayan bir
ifade de yoktur.