DEVAM: 156. Düşmanla
Barış Yapmak
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مُحَمَّدٍ
النُّفَيْلِيُّ
حَدَّثَنَا
عِيسَى بْنُ يُونُسَ
حَدَّثَنَا
الْأَوْزَاعِيُّ
عَنْ
حَسَّانَ
بْنِ
عَطِيَّةَ
قَالَ مَالَ
مَكْحُولٌ
وَابْنُ
أَبِي
زَكَرِيَّاءَ
إِلَى
خَالِدِ بْنِ مَعْدَانَ
وَمِلْتُ
مَعَهُمَا
فَحَدَّثَنَا
عَنْ
جُبَيْرِ
بْنِ
نُفَيْرٍ
قَالَ قَالَ
جُبَيْرٌ
انْطَلِقْ
بِنَا إِلَى
ذِي مِخْبَرٍ
رَجُلٌ مِنْ
أَصْحَابِ
النَّبِيِّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَأَتَيْنَاهُ
فَسَأَلَهُ
جُبَيْرٌ
عَنْ
الْهُدْنَةِ
فَقَالَ سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ
سَتُصَالِحُونَ
الرُّومَ
صُلْحًا
آمِنًا
وَتَغْزُونَ
أَنْتُمْ
وَهُمْ
عَدُوًّا
مِنْ
وَرَائِكُمْ
Hassan b. Atıyye'den
demiştir ki: Mekhûl ile İbn Ebû Zekeriyya (bir gün) Halid b. Ma'dan (in yanın)a
gitti (ler). Onlarla birlikte ben de gittim. (Halid b. Ma'dan) bize Cübeyr b.
Nüfeyr'den hadis nakletti. (Halid) dedi ki: Cübeyr (bir gün bana) -bizimle
beraber gel (de) Zü Mihber'e gidelim- dedi. (Zü-Mihber) Peygamber Sallallahu
aleyhi ve sellem'in sahabilerinden bir adam (idi). Kısa bir süre sonra yanına
vardık. Cübeyr ona (ahir zamanda müslümanlarla kafirler arasında yapılacak)
barışı sordu (Zü-Mihber de şöyle) cevap verdi:
Ben Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem'i (şöyle) derken işittim: “Sizler Rumlarla güvenli
bir barış yapacaksınız. (Sonra) Siz ve onlar (birleşip) arkanızdan (saldıran
başka) bir düşmanla savaşacaksınız.
İzah:
Ebû Dâvûd, melahim; İbn
Mace, fiten; Ahmed b. Hanbel, IV-91; V-372, 409.
Bu hadis-i şerif
müşriklerle sulh yapmanın caiz olduğuna delildir. İbn Mace'nin Sünen'inde ve
Ahmed b. Hanbel'in Müsnedinde hadîs şu manaya gelen lafızlarla
tamamlanmaktadır. ".... ve zafer kazanıp, ganimet mallarını alarak
(savaştan) salimen çıkacaksınız. Sonra savaştan dönüp de tepeleri bulunan bir
meraya varacaksınız (orada) haç ehlinden bir adam, haçı yukarı kaldırarak -Hac
(yani hrıstiyanhk) galip geldi- diyecek, müslumanlardan bir adam da kızarak,
kalkıp 6 haçı kıracaktır, tşte o zaman Rumlar, (aranızdaki) barışı bozarak
(sizinle) büyük bir savaş yapmak üzere toplanacaklardır.
Bu hadisi, rivayet eden
sahabinin ismi burada Zû-Mihber olarak zikredilmiş olmakla beraber İmam
Tirmizî bu ismin doğrusunun Zû Mıhyer olduğunu söylemiştir. İmam Evzaî de bu
ismi aynen Musannif Ebu Davud gibi Zu-Mıhber şeklinde rivayet etmiştir. İbn
Sa'd da, doğrusunun Zu minber olduğu görüşündedir.
Sözü geçen sahabi,
Habeşistan Kralı Necaşi'nin erkek kardeşinin oğludur. Müslümanlığı kabul
ettikten sonra Medine'ye gelip Peygamber efendimizin özel hizmetinde
bulunmuştur. Sonra, Şam'a gidip orada rahmet-i rah-man'a kavuşmuştur. Beş hadis
rivayet etmiştir. Ravileri ise Cübeyr b. Nü-feyr ile Halid b. Ma'dan'dır.
Cübeyr bin Nüfeyr el-Hadrami
Ebu Abdirrahman es-Şâmi (r.a): mu-hadramlardan; yani hem câhiliyet,hem
İslamiyet devirlerine yetişenlerdendir. Ebu Bekr Sıddık (r.a), devrinde
müslüman olmuştur. Kendisi Ubade, Muaz bin Cebel, Halid bin el-Velid,
Ebu'd-Derda, Ebû Zer ve Zü Mıhmer (r.a)'dan hadis rivayet etmiştir. Kendisinden
de oğlu Abdurrahman, Halid bin Ma'dan, Mekhûl ve başka bir grup ta rivayette
bulunmuştur. Müslim ve Sünen sahipleri, onun hadislerini rivayet etmişlerdir.
H. 75. yılında vefat etmiştir.
Halid b. Ma'dan Ebu Abdillah
(r.a) bir grup sahabiden mürsel rivayette bulunmuştur. Ayrıca Muaviye, Mıkdam
b. Madikerib ve Ebû Ümame (r.a)'den de rivayette bulunmuştur. Kendisinden de
Nur b. Yezid, Muham-med b. İbrahim et-Teymi, Hassan b. Atiyye ve Safvan b. Amr
rivayet etmişlerdir. Bu zat, tabiilerin fıkıhçılarından ve seçkin
simalarındandır. Yetmiş sahabiye yetiştiğini, söylediği kendisinden rivayet
edilmiştir. Seleme b. Şe-bib: O günde kırk bin defa sübhanallah zikrini
tekrarladı. Vefat edip cenazesi yıkanacağı zaman, parmağını şöyle kımıldatmaya
başladı, demiştir. H. 100 veya 104, ya da 108. yılında vefat etmiştir.
Hassan b. Atiyye
el-Muhâribi Ebû Bekir ed-Dımeşkî, fikıhçı olup Ebû Umame (r.a)den mürsel
rivayette bulunmuştur. Çünkü ondan hadis işitme-miştir. Ayrıca İbnü'l-Müseyyeb'den
de rivayette bulunmuştur. Kendisinden de Evzaî ve Ebû Gassan Muhammed bin Ömer
rivayet etmişlerdir. Ahmed ve İbn Main onun sıka, yani güvenilir olduğunu
söylemişlerdir. Zehebî'nin dediğine göre H. 130. yıla yakın zamana kadar
yaşamıştır.[Sünen-i İbn Mace Tercemesi ve Şerhi, Hatipoğlu H, X, 354.]