DEVAM: 155. Kadının
Eman Vermesi
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
بْنُ
عُيَيْنَةَ عَنْ
مَنْصُورٍ
عَنْ
إِبْرَاهِيمَ
عَنْ الْأَسْوَدِ
عَنْ
عَائِشَةَ
قَالَتْ إِنْ
كَانَتْ
الْمَرْأَةُ
لَتُجِيرُ
عَلَى
الْمُؤْمِنِينَ
فَيَجُوزُ
Aişe (r.a)'den demiştir
ki: "Eğer (müslüman) bir kadın mü'minlere karşı (bir kafir'e) eman verecek
olursa (bu eman) geçerlidir."
İzah:
Tirmizi, siyer
Şevkanî'nin yaptığı
açıklamaya göre İmam Malik (r.a)'in arkadaşlarından olan Abdü'l-Melik b.
Mecişun'ün dışında ulemanın tümü kadının verdiği emanın geçerli olduğunda
görüşbirliğine varmışlardır. Ancak Abdülmelik b. Macişün eman verme yetkisinin
sadece devlet başkanına ait olduğunu söylemiştir.
Hafız İbn Hacer'in
Fethu'l-Bari sindeki açıklamasına göre bu mevzuda Sehnun'da İbn Mâcisün gibi
düşünmektedir.