DEVAM: 146. Humusun
Nefelden Önce (Ganimetlerden)Avrılması Gerekir Diyenlerin Delillerini Teşkil
Eden Hadisler
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ
عُمَرَ بْنِ
مَيْسَرَةَ
الْجُشَمِيُّ
قَالَ حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
بْنُ
مَهْدِيٍّ
عَنْ
مُعَاوِيَةَ
بْنِ صَالِحٍ
عَنْ الْعَلَاءِ
بْنِ
الْحَارِثِ
عَنْ
مَكْحُولٍ
عَنْ ابْنِ
جَارِيَةَ
عَنْ حَبِيبِ
بْنِ
مَسْلَمَةَ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَانَ
يُنَفِّلُ
الرُّبْعَ بَعْدَ
الْخُمُسِ
وَالثُّلُثَ
بَعْدَ الْخُمُسِ
إِذَا قَفَلَ
Habib ibn Mesleme'den
demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.) (bir seriyyeyi savaşa gönderirken) Humus
(denilen beşte bir hisseyi ganimetlerden çıkardık) tan sonra (kalanın) dörtte
birini nefel olarak vereceğini va'dederdi. (Seriyye savaştan) dönerken (bir
nefel va'detmek isterse o zaman da) Humus (denilen beşte bir hisseyi ganimet
mallarından çıkardık) tan sonra (kalanın) üçte biri(ni nefel olarak vereceğini
va'dederdi).
İzah:
Hz. Peygamber; ordu
içerisinden bazı kimselerden bir seriyye birliği ttşkil ederek düşman üzerine
gönderirken, onlara ganimet paylarının dışında bir de nefel vereceğini
vadettiğinde mevcut ganimetlerden Allah'ın ve Rasûlünün hakkı olan beşte bir
hisse çıkarıldıktan sonra kalanın dörtte birini nefel olarak vereceğini
va'dederdi. Fakat savaştan dönerken gösterilecek yeni bîr yiğitlik için bir
nefel vadederse humus ayrıldıktan sonra kalan ganimetlerin üçte birini nefel
(bağış) olarak vereceğini va'dederdi.
Hz. Peygamberin savaşa
çıkan gazilere ganimet mallarından Allah'ın ve Rasûlünün beşte bir hissesi
çıkarıldıktan sonra kalan ganimetin dörtte birini va'detttiği halde harpten
dönerken düşmana ikinci defa galebe çalması halinde, beşte bir hisse
çıkarıldıktan sonra kalan ganimetin üçte birini vermeyi va'detmesinin
hikmetini İbnü'l-münzir şöyle açıklıyor: ".... Çünkü harbe girerken
askerlerin hayvanları kuvvetli, harpten sonra ise daha yorgun ve zayıftırlar.
Askerlerin kendi durumları da böyledir. Bu bakımdan mücahid-ler bir an önce,
çoktandır kendilerinden uzak kaldıkları, ailelerine kavuşmak isterler. Bu
sebeple dönüşte kendilerine daha fazla vermeyi va'detmiş-tir. Hattabi,
İbnü'l-Münzir'in yukarıdaki sözlerini naklettikten sonra şu görüşlere yer
veriyor:
"Bu söz vazih
(açık) değildir. Çünkü hadisdeki dönüş tabirinin yurtlarına dönüş manasına
geldiği kanaatini uyandırıyor. Halbuki hadisin manası bu değildir. Hadisteki
sefere çıkmak sözüyle kastedilen bir müfrezenin gaza için sefere çıkmasıdır.
Bunlar düşmandan bir gruba üstünlük sağlarlarsa aldıkları ganimetten
dörttebiri kendilerine verilir. Geriye kalan kısmına da tüm ordu iştirak eder.
O savaştan kendi birliklerine dönerlerken düşmanı ikinci defa daha yenilgiye
uğratacak olurlarsa bu defa aldıkları ganimetten kendilerine üçte bir verilir.
Zira düşman daha dikkatli ve uyanık olduğu için harpten sonra tekrar hezimete uğratmak
daha güç olur." Hattâbî'nin bu görüşü daha çok kabul görmüştür. Hanefi
ulemasına göre Hz. Peygamber seriyye mensuplarına ''ganimetlerden beşte bir
hisseyi ayırdıktan sonra kalan ganimet mallarının dörtte birini veya üçtebirinî
size nefel olarak vereceğim" diye şart koştuğu için onların nefelini
ganimetlerden beşte bir hisseyi çıkardıktan sonra vermiştir. Eğer devlet reisi
bu durumda olan askerlere "Size nefelinizi beşte bir hisseyi ayırdıktan
sonra ganimet mallarının kalanından şu kadarını vereceğim" diye bir şart
koşmazsa onların nefellerini ganimet mallarından beşte bir hisseyi çıkarmadan
önce verebilir. Nitekim Hattâbî bunun da caiz olacağını söylemiştir.
Hanefilerin meşhur kitabı Hidaye Haşiyesinde açıklandığına göre İmam-ı Ahmed
"Ganimetler ele geçmeden önce va'dedilen nefelin ganimetlerden beştebir
hisse ayrıldıktan sonra ganimet mallarının kalanından verilir. Fakat
ganimetler ele geçtikten sonra vadedilen nefeller sadece ganimet mallarından
ayrılan humustan (beşte bir hisseden) verilebilir." demiştir. İmam Malik
ile İmam Şafiî'ye göre ise nefeller hiçbir zaman ganimetlerden verilemezler.
Ancak ganimetlerden ayrılan beşte bir hisseden verilirler. Hatta îmam-ı
Şafiî'ye göre nefeller bu beştebir hissenin beşte birinden verilir. Bu sebeple
İbn Raslan metinde geçen "üçtebir" kelimesini "beş-tebirin,
beştebirinin üçtebiri" şeklinde te'vil ettiği gibi "dörttebir"
kelimesini de" beşte birinin beşte bHnin dörtte biri" şeklinde
te'vil etmişlerdir.[bk. Bezlü'l-Mechûd XII, 363-364.]