بَاب
فِي الْمَنِّ
عَلَى
الْأَسِيرِ
بِغَيْرِ
فِدَاءٍ
120. Esir(Ler)i
Karşılıksız Olarak Serbest Bırakmanın Hükmü
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
قَالَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
قَالَ
أَخْبَرَنَا ثَابِتٌ
عَنْ أَنَسٍ
أَنَّ
ثَمَانِينَ
رَجُلًا مِنْ
أَهْلِ
مَكَّةَ
هَبَطُوا
عَلَى النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَأَصْحَابِهِ
مِنْ جِبَالِ
التَّنْعِيمِ
عِنْدَ
صَلَاةِ
الْفَجْرِ
لِيَقْتُلُوهُمْ
فَأَخَذَهُمْ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
سِلْمًا
فَأَعْتَقَهُمْ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَأَنْزَلَ
اللَّهُ
عَزَّ
وَجَلَّ وَهُوَ
الَّذِي
كَفَّ
أَيْدِيَهُمْ
عَنْكُمْ
وَأَيْدِيَكُمْ
عَنْهُمْ
بِبَطْنِ
مَكَّةَ
إِلَى آخِرِ
الْآيَةِ
Enes (r.a) den; demiştir
ki: Sabah namazı vaktinde Mekkelilerden seksen kişi Tenim dağlarından Peygamber
(s.a.v.) in ve ashabının üzerine, onları öldürmek için. (ansızın) indiler.
Rasûlullah (s.a.v.) onları esir olarak ele geçirdi. Sonra serbest bıraktı.
Bunun üzerine Aziz ve Celil olan Allah, "Mekke'nin göbeğinde onlara karşı
size zafer verdikten sonra, onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de
onlardan çeken odur."[Fetih 24] ayet-i kerimesini sonuna kadar indirdi.
İzah:
Müslim, cihad; Tirmizi,
tefsir; Ahmed b.Hanbel III, 125, 290.
Tenîm, Mekke ile Şerif
arasında, Mekke'ye üç ya da dört rriil uzaklıkta bir yerdir. Mekke'ye en yakın
mikat burası olduğu için harem dairesi içerisinde bulunup da Umre yapmak
isteyenler, ihrama girmek için buraya gelirler. Bu sebeple halk arasında burası
"umre" ismiyle anılır.
Mekkeli müşriklerin
Hudeybiye musalehası yılında müslümanlara saldırmak için sabah namazı vaktini
seçmiş olmalarının sebebi, kendilerince müslümanları ansızın ve gafil olarak
yakalamaktı. Fakat aslında gafil olan kendileri oldukları için müslümanlar
tarafından kıskıvrak yakalandılar.
Metinde geçen kelimesi
"selem" ve "silm" şeklinde okunabilir.
"Selem"
şeklinde okunduğu zaman esir etmek, "silm" şeklinde okunduğu zaman da
sulh yapma, uzlaşma anlamına gelir. Hattabi ile lbnü'1-esir bu kelimeyi esir
etme anlamına gelen "selm" şeklinde okumanın daha doğru olacağını
söyledikleri için biz de tercümemizde bu manayı tercih ettik.
Bu hadisri şerif esiri
karşılıksız olarak serbest bırakmanın caiz olduğunu söyleyen İmam-ı Şafiî'nin
delilidir.
Hanefi ulemasına göre
ise esiri meccânen serbest bırakmak caiz değildir. İsterse bu esir islamiyeti
kabul etmiş olsun.
İmam Malik ile İmam
Ahmed'e göre de esirleri serbest bırakmak caiz değildir.
İmam Şafiî (r.a)'e göre
ise veliyyüM-Emr, göreceği bir gerekçeye bağlı olarak, esirleri bir bedel
mukabilinde olmaksızın serbest bırakabilir.[Bilmen Ö.Nasuhi, Hukuki İslâmiyye,
III. 403.]