DEVAM: 33. Zalim Bir
Yönetici Emrinde Harbetmek
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ صَالِحٍ
حَدَّثَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
حَدَّثَنِي
مُعَاوِيَةُ
بْنُ صَالِحٍ
عَنْ
الْعَلَاءِ
بْنِ الْحَارِثِ
عَنْ
مَكْحُولٍ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
الْجِهَادُ
وَاجِبٌ
عَلَيْكُمْ
مَعَ كُلِّ
أَمِيرٍ
بَرًّا كَانَ
أَوْ فَاجِرًا
وَالصَّلَاةُ
وَاجِبَةٌ
عَلَيْكُمْ
خَلْفَ كُلِّ
مُسْلِمٍ
بَرًّا كَانَ
أَوْ
فَاجِرًا
وَإِنْ
عَمِلَ
الْكَبَائِرَ
وَالصَّلَاةُ
وَاجِبَةٌ
عَلَى كُلِّ
مُسْلِمٍ
بَرًّا كَانَ أَوْ
فَاجِرًا
وَإِنْ
عَمِلَ
الْكَبَائِرَ
Ebu Hureyre (r.a.)'den;
demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "İyi olsun kötü olsun her
(müslüman) devlet reisi ile birlikte cihad üzerinize (düşen) kaçınılmaz bir
görevdir. İyi olsun kötü olsun her müslüman (imam)ın arkasında namaz kılmanız
üzerinize (düşen) kaçınılmaz bir görevdir. (Hatta o imam) büyük günahlar
işlemiş bile olsa. İyi olsun kötü olsun (ölen) her müslümanın üzerine (cenaze)
namaz(ı) kılmak farz(-ı kifaye)dir. Büyük günahlar işlemiş olsa bile."
İzah:
Beyhâkî,
es-Sünenu'l-kübrâ, III, 121; IX, 159.
Cihad islâmın ayakta
kalmasını ve müslümanların hür olarak şerefle izzetle yaşamalarını sağlayan çok
faziletli dînî bir görevdir.
Bu bakımdan devlet reisinin
ya da onun tayin ettiği kumandanların zalimliği veya günahkârlığı bahane
edilerek cihad terk edilemez. Hafız İbn Hacer el-Askalanî'nin de ifâde ettiği
gibi yetkili idareciler, Allah'ın dinine aykırı emirler vermediği sürece
onların emrine itaat edilir ve onların safında cihad edilir. Fakat Allah'ın
dinine aykırı olarak verdikleri emirlere itaat edilmez.
Aynı şekilde bir
müslüman, mescid imamının günahkârlığını bahane ederek namazını cemaatle
kılmayı terkedemez. Çünkü farz namazları cemaatle kılmak İslâm'ın şiarıdır. Bu
bakımdan farz namazları cemaatla kılmanın sünneti müekkede olduğunu
söyleyenlerin yanında, farz olduğunu söyleyenler bile vardır.[Birgivi,
Şerhu'l-hadis'il-erbain s. 117.] Ayrıca zahiren müslümanlığı sabit kılan bir
cenaze üzerine cenaze namazı kılmak tüm müslümanlar üzerine düşen bir
farizadır. Bir kısmının bu farzı yerine getirmesiyle diğerleri bu sorumluluktan
kurtulmuş olurlar. Ölünün sağlığında büyük günahlar işlemiş olması,
müslümanlardan o kimse üzerine namaz kılma mükellefiyetini kaldırmaz. Ancak bu
kimsenin küfrünün sabit olmasıyla müslümanlardan bu mükellefiyet kalkmış olur.
Münzirî bu hadisin
munkatı olduğunu, çünkü Mekhûl'ün, Hz. Ebu Hureyre'den hadis işitmediğini
söylemiştir.