SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SAVM BAHSİ

<< 2455 >>

بَاب فِي الرُّخْصَةِ فِي ذَلِكَ

72. Geceleyin Niyeti Terk Konusunda Ruhsat

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ ح و حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ جَمِيعًا عَنْ طَلْحَةَ بْنِ يَحْيَى عَنْ عَائِشَةَ بِنْتِ طَلْحَةَ عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا دَخَلَ عَلَيَّ قَالَ هَلْ عِنْدَكُمْ طَعَامٌ فَإِذَا قُلْنَا لَا قَالَ إِنِّي صَائِمٌ زَادَ وَكِيعٌ فَدَخَلَ عَلَيْنَا يَوْمًا آخَرَ فَقُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ أُهْدِيَ لَنَا حَيْسٌ فَحَبَسْنَاهُ لَكَ فَقَالَ أَدْنِيهِ قَالَ طَلْحَةُ فَأَصْبَحَ صَائِمًا وَأَفْطَرَ

 

Aişe (r.anha)'dan; demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.) yanıma geldiği zaman! "Yanınızda yiyecek bîr şey var mı?" der. Biz de "Hayır" dediğimizde, "(O halde) ben oruçluyum" buyurdu. Veki (Süfyan'dan fazla olarak) şunları da ilâve etti: (Hz. Aişe devamla şöyle dedi:) Başka bir gün Rasûlullah (s.a.v.) bizim yanımıza geldi: Ya Rasûlallah bize Hays yemeği hediye edildi,, onu senin için sakladık, dedik. "Getirin" buyurdu.

 

Talha dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.) oruçlu idi, orucunu bozdu.

 

 

İzah:

Hadis, Ebû Davud'a iki ayrı yoldan gelmiştir. Bunlardan birisi: Muhammed b. Kesir, Süfyân, Talha b. Yahya diğeri de Osman b. Ebi Şeybe, Vekî', talha b. Yahya'dır. Bu bölüm birinci kısımdaki zâtların rivayetinde mevcut değildir.

 

Bu hadisi ayrıca şunlarda tahric ettiler: Buhari, savm; Müslim, siyam; Nesâî, sıyâm; Tirmizî, savm; İbn Mâce, siyam; Ahmed b. Hanbel, III, 188, 248; IV 95; VI, 207.

 

Hays yemeği: Hurma, çökelek ve yağdan yapılan bir yemektir. Hadisin Sahih-i Müslim'de iki ayrı rivayeti vardır. Bu rivayetlerin ikisi de Ebû Dâvud'daki rivayetten biraz farklıdır. Ancak bu farklılık, hadisin delâlet ettiği hükme tesir edecek şekilde değildir.

 

Ebü Dâvud'daki Hz. Peygamber (s.a.v.)'in oruçlu iken orucunu açtığı­na dair olan ifade râvilerden Talha'ya aittir. Müslim'in rivayetlerinden birinde ise, bizzat Peygamber (s.a.v.)'in, "ben oruçlu idim" buyurduğu be­lirtilmektedir.

 

Hadis-i şerif, fıkıh açısından iki önemli konuyu ihtiva etmektedir.

 

Bunlar:

 

1. Nafile oruca gündüzün niyet etmek de caizdir. Bu konuda âlimle­rin görüşleri bundan önceki hadisin açıklamasında belirtilmiştir. Burada şunu da ilâve edelim ki oruca gündüzün niyeti caiz görenlere göre kişinin o ana kadar bir şey yeyip içmemiş olması şarttır. Aksi halde oruç tutmuş sayılmaz.

 

İmam Nevevî bu hadisin şerhinde şöyle der:

 

"Bu hadis nafile oruca gündüzün zevalden önce niyetin caiz olduğu konusunda cumhur için delildir. Diğerlerinin, Peygamber (s.a.v.)'in "yanı­nızda yiyecek bir şey var mı?" sorusunu, Efendimiz geceden oruca niyet­lenmişti. Ancak kendisinde zayıflık hissedince orucu bozmak istedi şeklin­deki te'villeri fâsid bir te'vil ve zorlamadır."

 

2. Nafile oruca niyet etmiş olan kimse akşam olmadan orucunu boza­bilir. Çünkü Peygamber (s.a.v.) daha önceden oruca niyetlenmiş olduğu halde Hays adı verilen yemeği isteyerek orucunu bozmuştur.

 

Aliyyü'1-Kari bu konuda Mirek'in şu sözlerini nakleder:

 

"Hadis, nafile orucu bozmanın caiz olduğunu gösterir. Âlimlerin ço­ğunun görüşü de böyledir. Ebû Hanife, bunun bir özür varsa caiz olduğu­nu, özürsüz yere bozmanın caiz olmadığını söyler"

 

Kadı Iyâz de şöyle der:

 

"Hadis-i şerif, nafile oruca başlamanın ondan çıkmaya mani olmadı­ğına delâlet eder. Nafile oruç tutan kişi,kendisinin emiridir. Ebû Hanîfe'-nin arkadaşları nafile oruca başlayan kişinin onu tamamlamasının vâcib olduğunu, eğer bozarsa kaza etmesi gerektiğini söylerler..." Hattâbî de Sahâbîlerden bir çoğunun nafile orucu bozup kaza ettiklerini söyler.

 

İmam Şârânî, başlanılan nafile namaz ve orucu tamamlamanın Ebu Hanife ve Malik'e göre vâcib olduğunu, Şafiî ve Ahmed b. Hanbel'e göre ise, vâcib olmadığını söyler. Bu konuda geniş bilgi müteakib babda gele­cektir.