بَاب
فِي صَوْمِ
الْعَشْرِ
61. Aşr (On gün) Orucu
"Aşr"dan
maksat, Zilhicce ayının dokuz günü ile Muharrem ayının onuncu günü olan Aşure
günüdür. Yani burada Zilhicce ayının ilk dokuz günü ile aşure günü orucundan
bahsedilecektir.
Bazı şerhlerde bu
başlığın izahı olarak "Zilhicce'nin on gününün orucu" denilir. Ancak
maksat o olması gerektir. Çünkü Zilhiccenin onuncu günü kurban bayramının
birinci günüdür. Bayram'da oruç tutmak ise, haramdır.[453]
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
أَبُو
عَوَانَةَ
عَنْ
الْحُرِّ بْنِ
الصَّبَّاحِ
عَنْ
هُنَيْدَةَ
بْنِ خَالِدٍ
عَنْ
امْرَأَتِهِ
عَنْ بَعْضِ
أَزْوَاجِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَتْ
كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَصُومُ تِسْعَ
ذِي الْحِجَّةِ
وَيَوْمَ
عَاشُورَاءَ
وَثَلَاثَةَ أَيَّامٍ
مِنْ كُلِّ
شَهْرٍ
أَوَّلَ
اثْنَيْنِ
مِنْ
الشَّهْرِ
وَالْخَمِيسَ
Rasûlullah (s.a.v.)'ın
hanımlarından birisinin şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Nebi (s.a.v.)
Zilhiccenin dokuz günü, aşure günü ve her ay ayın ilk pazartesi ve perşembe
günleri (olmak üzere) üç gün oruç tutardı."
İzah:
Nesâî, sıyâm; Ahmed b.
Hanbel, V, 271; VI, 288, 423.
Nesâî'nin rivayetinden
anlaşıldığına göre bu hânım, Ümmü Seleme (r.anha)'dır.
Aşr (Ongun) Orucu:
"Aşr"dan maksat, Zilhicce ayının dokuz günü ile Muharrem ayının
onuncu günü olan Aşure günüdür. Yani burada Zilhicce ayının ilk dokuz günü ile
aşure günü orucundan bahsedilecektir.
Bazı şerhlerde bu
başlığın izahı olarak "Zilhicce'nin on gününün orucu" denilir. Ancak
maksat o olması gerektir. Çünkü Zilhiccenin onuncu günü kurban bayramının
birinci günüdür. Bayram'da oruç tutmak ise, haramdır.
Hadis-i şeriften
anlaşıldığına göre Peygamber (s.a.v.) bazı günlerde oruç tutarmış bu günler:
a. Zilhicce ayının ilk
dokuz günü. Bu oruç Zilhiccenin birinden dokuzuna kadar devam eder.
b. Aşure günü.
Bilindiği gibi bu gün Muharrem ayının onuncu günüdür.
c. Ayın ilk pazartesi
ve perşembe günleri olmak üzere üç gün. Ebû Davud'un eldeki mevcut tüm
nüshalarında "İlk pazartesi ve perşembe" denilmektedir. Nesâî'nin bir
rivayeti de bu şekildedir. Ancak buna göre her ayda tuttuğu oruç üç gün değil,
iki gün olmaktadır. Çünkü bir pazartesi ile bir perşembe iki gün eder. Halbuki
hadîsin üst tarafında "her ay üç gün" denilmekte idi. Buna göre ortaya
bir müşkil çıkmaktadır. Bu müşkilin hallinde iki görüş ileri
sürülmektedir.,Bunlar:
1. İlk pazartesi demek,
ilk iki pazartesi demektir. Bu durumda mana "her ay ilk iki pazartesi ve
bir perşembe olmak üzere üç gün" olur.
2. Perşembe mânâsına
gelen el-hamis kelimesinin başındaki el, cins içindir.Dolayısıyla birden fazla
Perşembe için kullanılması caizdir. Bu durumda hadisin mânâsı, "her ay,
ayın ilk pazartesi ve iki perşembesi olmak üzere üç gün" olmuş olur.
Nitekim, Nesâî'nin bir rivayetinde bu hadis; "Rasûlullah (s.a.v.), aşure
günü, Zilhiccemden dokuz gün ve her ay, ayın ilk pazartesi ve iki perşembe
olmak üzere üç gün oruç tutardı" şeklinde vârid olmuştur.
Yine Nesâî'nin, İbn
Ömer (r.anhuma)'dan rivayet ettiği bir haberde şöyle denilmektedir: "Peygamber
(s.a.v.) her ay, ayın başındaki ilk pazartesi onu takib eden perşembe olmak
üzere üç gün oruç tutardı."
Ahmed b. Hanbel'in
rivayetinde de perşembe günü iki defa tekrarlanmıştır.
Nesâî'nin Ümmü Seleme
(r.anha)'dan rivayet ettiği bir haberde ise, perşembe değil de pazartesi iki
defa tekrarlanmaktadır. Nesaî'deki bu hadis şöyledir: "Rasûlullah
(s.a.v.) ilk perşembe, pazartesi ve yine pazartesi olmak üzere her ay üç gün
oruç tutmayı emrederdi."
Bu rivayetlerin hepsi
birden göz önüne alınırsa denilebilir ki, Hz. Peygamber (s.a.v.) her ay üç gün
oruç tutmayı tavsiye etmiştir. Bu üç gün pazartesi ve perşembe günlerinde
tutulur. Ama ya bir pazartesi iki perşembe, ya da iki pazartesi bir perşembe
olmak üzere üç güne tamamlanır.
Hadisten elde edilecek
hüküm, anılan günlerde tutulan orucun efdal olduğudur.