SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TALAK BAHSİ

<< 2302 >>

بَاب فِيمَا تَجْتَنِبُهُ الْمُعْتَدَّةُ فِي عِدَّتِهَا

44-46. Kocası Ölen Bir Kadının İddeti İçinde Kaçınması Gereken Davranışları

 

حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدَّوْرَقِيُّ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ طَهْمَانَ حَدَّثَنِي هِشَامُ بْنُ حَسَّانَ ح و حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْجَرَّاحِ الْقُهِسْتَانِيُّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ يَعْنِي ابْنَ بَكْرٍ السَّهْمِيَّ عَنْ هِشَامٍ وَهَذَا لَفْظُ ابْنِ الْجَرَّاحِ عَنْ حَفْصَةَ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ لَا تُحِدُّ الْمَرْأَةُ فَوْقَ ثَلَاثٍ إِلَّا عَلَى زَوْجٍ فَإِنَّهَا تُحِدُّ عَلَيْهِ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا وَلَا تَلْبَسُ ثَوْبًا مَصْبُوغًا إِلَّا ثَوْبَ عَصْبٍ وَلَا تَكْتَحِلُ وَلَا تَمَسُّ طِيبًا إِلَّا أَدْنَى طُهْرَتِهَا إِذَا طَهُرَتْ مِنْ مَحِيضِهَا بِنُبْذَةٍ مِنْ قُسْطٍ أَوْ أَظْفَارٍ قَالَ يَعْقُوبُ مَكَانَ عَصْبٍ إِلَّا مَغْسُولًا وَزَادَ يَعْقُوبُ وَلَا تَخْتَضِبُ

 

Ummu Atiyye (r.anha)dan rivayet edildiğine göre, Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur; "Kadın, kocasından başka hiçbir ölü için üç günden fazla yas tutamaz. Kocası içinse dört ay on gün yas tutar. Bu süre içerisinde boyalı elbise giyemez, fakat (boyalı bir yemen kumaşı olan) asb kumaşını giyebilir. Sürme çekinemez ve koku sürünemez. Ancak hayızlıyken temizlik yaklaşınca, kust veya uzfur denilen buhurlardan biraz sürünebilir.

 

Bu hadîsi Ebû Davud'a nakleden iki râvîden biri olan Yakub hadîste geçen, "Asb kumaşı" yerine "yıkanmış kumaş" kelimesini rivayet etmiş  ve hadise, "kına yakmama/"  cümlesini de eklemiştir.

 

 

İzah:

Buharî, hayız, talâk; Müslim, talâk; Nesâî, talâk; İbn Mâce, talâk; Dârîmi, talâk; Ahmed b. Hanbel, V, 85; VI. 408.

 

Bilindiği gibi "ihdâd" veya hidâd menetmek manasına gelen hadd'dan  alınmıştır.  Zînetlenip  kokulanmayı terketmek, matem tutmak demektir.

 

Metinde geçen "asb" bir çeşit yemen kumaşıdır. Bunun ipliği bir/ara­ya toplanarak bağlanır, sonra boyanır ve yayılır. Bu suretle bağlanan yer­lere boya işlemediğinden kumaş alacalı kalır.

 

"Kust" ise, bir nevi güzel buhur veya öd ağacıdır; "Ezfâr" da onun başka bir çeşididir. Hayızdan yıkandıktan sonra pis kokuyu gidermek bazı yerlerde âdettir.

 

Hadîs-i şerîfte kocasından boşanan bir kadının iddetini beklerken te­mizlik haline girmesi yaklaşırken bu kokuyu sürünebileceği ifâde edilmek­tedir. İmâm Ahmed'in Müsned'in ile Nesâî'nin Sünen'inde ise, temizlik haline girince sürünebileceği ifâde edilmektedir. Nesâî'nin ifâdesinde ayrı­ca taran a m az ifâdesi de vardır.

 

Metinde geçen "sürme çekinemez" sözüyle kocası ölen bir kadının gözde süs teşkîl eden ve süs için bulunan sürme çeşitlerini kullanamayaca­ğı fakat göz ağrılarını kesmek için kullanılan sürme çeşitlerini kullanabile­ceği ifâde edilmek istenmiştir.