بَاب
مَنْ
أَنْكَرَ
ذَلِكَ عَلَى
فَاطِمَةَ
بِنْتِ
قَيْسٍ
38-40. Fatıma Bint
Kaysın Rivayetini Kabul Etmeyenler
حَدَّثَنَا
نَصْرُ بْنُ
عَلِيٍّ
أَخْبَرَنِي
أَبُو
أَحْمَدَ
حَدَّثَنَا
عَمَّارُ بْنُ
رُزَيْقٍ
عَنْ أَبِي
إِسْحَقَ
قَالَ كُنْتُ
فِي
الْمَسْجِدِ
الْجَامِعِ
مَعَ
الْأَسْوَدِ
فَقَالَ أَتَتْ
فَاطِمَةُ
بِنْتُ
قَيْسٍ
عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهُ قَالَ
مَا كُنَّا
لِنَدَعَ
كِتَابَ
رَبِّنَا
وَسُنَّةَ
نَبِيِّنَا
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لِقَوْلِ
امْرَأَةٍ
لَا نَدْرِي
أَحَفِظَتْ
ذَلِكَ أَمْ
لَا
Ebû îshâk'dan; demiştir
ki: Ben (Kûfe'de) el-Esved'le birlikte Ulû câmiîde idim. el-Esved şöyle dedi:
"Fâtıma bint Kays, Ömer b. el-Hattâb'a geldi (ve kocasından boşandıktan
sonra Hz. Nebiin ona: "Sen kocandan nafaka ve mesken alamazsın" dediğini
anlattı.) Hz. Ömer de ona; "Biz
duyduğu bir haberi iyice belleyip bellemediğini bilmediğimiz bir kadının
sözüyle Rabbimizin kitabını ve Nebiimiz (s.a.v.)'ln sünnetini bırakacak
değiliz" diye cevap verdi.
İzah:
Müslim, talâk; Tirmizî,
talâk; Nesâî, talâk; Darimî, mukaddime; talâk; Muvatta, kader ; Ahmed b.
Hanbel, I, 75; III, 212, 286; IV, 206; V, 30.
Hz. Fâtıma, üç talâkla
boşandıktan sonra, kocasından nafaka ve mesken elde etmek maksadıyla Rasûl-i
Ekrem'e gittiğini ve Rasûl-i Ekrem'in de ona böyle bir hak tanımadığını Hz.
Ömer'e anlatınca Hz, Ömer, Hz. Fâtıma'nın bu anlattıklarını reddetmiş ve bunun
kitab ve sünnete aykırı olduğunu ifâde etmiştir.
Ömer (r.a.) Hz.
Fâtıma'nın Hz. Nebi'den naklettiği bu sözü "Onları evlerinden
çıkarmayın!"[Talak 1] âyet-i kerîmesine aykırı gördüğü için Hz. Nebi'in
böyle bir sözü söylemiş olabileceğine ihtimal vermemiştir. Hz. Ömer'e göre bu
âyet-i kerîmenin ifâdesi genel olduğundan ric'î talâkla boşanan kadınlara da
bâin talâkla boşanan kadınlara da şâmildir. Hz. Fâtıma'mn rivayeti ise,
kocasından bâin talâkla boşanan kadınları bu âyetin şumûlü dışında
bırakmaktadır. Bir başka ifâdeyle âyetin hükmünü sadece kocasından ric'î
talâkla boşanan kadınlara tahsis etmekte, bâin talâkla boşanan kadınları ise,
bu hükmün dışında bırakmaktadır. Bunu kabul etmek ise, Kur'an âyetlerinin
haber-i âhadla'tahşîş| edileceğini kabul etmek anlamına gelir. Bu sebeple Hz.
Ömer, Hz. Fâtıma'nın bu hadîsi Hz. Nebi'den duyduğuna dâir iki şahid
getirmesini istemiştir.[Nesâî, talâk] Eğer Hz. Fâtıma iki şâhid getirebilseydi,
Hz. Ömer onun bu rivayetini kabul edecekti. Bu da Hz. Ömer'in haber-i âhadla
Kur'an âyetlerini tahsîs etmenin caiz olmadığı görüşünde olduğunu gösterir.
Dârekutnî'nin beyânına göre metinde geçen "Nebiimizin sünnetini bırakacak
değiliz" cümlesi, sağlam rivayetlere aykırıdır. Bü cümlenin aslı,
"Biz rabbımızın kitabını bırakmayız" şeklindedir. Çünkü metinde
geçen bu cümle rivayetlerin pekçoğunda yoktur. Gerçi bu durumun hadîsten çıkan
hükme olumsuz yönde bir te'sîri yoktur. Fakat Hz. Ömer'in gerçekten bu sözü
söylemesi ve bu cümlede geçen sünnet kelimesiyle belli bir hadîsi değil de
talâk sûresinin 1. âyetinin ahkâmını açıklayan hadîs-i şerifleri kastetmiş
olması mümkündür. Bazılarına göre ise, Hz. Ömer metinde geçen bu, "Nebiimizin
sünnetini bırakacak değiliz" sözünü söylemiş ve bu sözüyle Hz. Fâ-tıma'mn
bu rivayetinin Hz. Nebi'in şu sözüne aykırı olduğunu ifâde etmek istemiştir:
"Kocasından bâin talâkla boşanan bir kadın için mesken ve nafaka hakkı
vardır."[bk. Tahâvî, Şerhu Meâni'1-âsâr, HI, 65.]