DEVAM: 37-39. Bain
Talakla Boşanan Kadının Nafakası
حَدَّثَنَا
مَخْلَدُ
بْنُ خَالِدٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّزَّاقِ
عَنْ
مَعْمَرٍ عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ
عُبَيْدِ
اللَّهِ قَالَ
أَرْسَلَ
مَرْوَانُ
إِلَى
فَاطِمَةَ فَسَأَلَهَا
فَأَخْبَرَتْهُ
أَنَّهَا
كَانَتْ
عِنْدَ أَبِي
حَفْصٍ
وَكَانَ
النَّبِيُّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَمَّرَ
عَلِيَّ بْنَ
أَبِي
طَالِبٍ
يَعْنِي
عَلَى بَعْضِ
الْيَمَنِ
فَخَرَجَ
مَعَهُ
زَوْجُهَا فَبَعَثَ
إِلَيْهَا
بِتَطْلِيقَةٍ
كَانَتْ بَقِيَتْ
لَهَا وَأَمَرَ
عَيَّاشَ
بْنَ أَبِي
رَبِيعَةَ
وَالْحَارِثَ
بْنَ هِشَامٍ
أَنْ
يُنْفِقَا
عَلَيْهَا
فَقَالَا
وَاللَّهِ
مَا لَهَا
نَفَقَةٌ
إِلَّا أَنْ
تَكُونَ
حَامِلًا
فَأَتَتْ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
فَقَالَ لَا
نَفَقَةَ
لَكِ إِلَّا أَنْ
تَكُونِي حَامِلًا
وَاسْتَأْذَنَتْهُ
فِي الِانْتِقَالِ
فَأَذِنَ
لَهَا
فَقَالَتْ
أَيْنَ أَنْتَقِلُ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
قَالَ عِنْدَ
ابْنِ أُمِّ
مَكْتُومٍ
وَكَانَ
أَعْمَى تَضَعُ
ثِيَابَهَا
عِنْدَهُ
وَلَا
يُبْصِرُهَا
فَلَمْ
تَزَلْ
هُنَاكَ
حَتَّى
مَضَتْ عِدَّتُهَا
فَأَنْكَحَهَا
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أُسَامَةَ
فَرَجَعَ
قَبِيصَةُ
إِلَى
مَرْوَانَ
فَأَخْبَرَهُ
بِذَلِكَ
فَقَالَ
مَرْوَانُ
لَمْ
نَسْمَعْ
هَذَا الْحَدِيثَ
إِلَّا مِنْ
امْرَأَةٍ
فَسَنَأْخُذُ
بِالْعِصْمَةِ
الَّتِي
وَجَدْنَا النَّاسَ
عَلَيْهَا فَقَالَتْ
فَاطِمَةُ
حِينَ
بَلَغَهَا
ذَلِكَ
بَيْنِي
وَبَيْنَكُمْ
كِتَابُ
اللَّهِ قَالَ
اللَّهُ
تَعَالَى
فَطَلِّقُوهُنَّ
لِعِدَّتِهِنَّ
حَتَّى لَا
تَدْرِي
لَعَلَّ
اللَّهَ
يُحْدِثُ
بَعْدَ
ذَلِكَ
أَمْرًا
قَالَتْ
فَأَيُّ
أَمْرٍ
يُحْدِثُ
بَعْدَ الثَّلَاثِ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَكَذَلِكَ
رَوَاهُ
يُونُسُ عَنْ
الزُّهْرِيِّ
وَأَمَّا
الزُّبَيْدِيُّ
فَرَوَى
الْحَدِيثَيْنِ
جَمِيعًا حَدِيثَ
عُبَيْدِ
اللَّهِ
بِمَعْنَى
مَعْمَرٍ
وَحَدِيثَ
أَبِي
سَلَمَةَ
بِمَعْنَى
عُقَيْلٍ
وَرَوَاهُ
مُحَمَّدُ
بْنُ
إِسْحَقَ عَنْ
الزُّهْرِيِّ
أَنَّ
قَبِيصَةَ
بْنَ
ذُؤَيْبٍ
حَدَّثَهُ بِمَعْنًى
دَلَّ عَلَى
خَبَرِ
عُبَيْدِ اللَّهِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ
حِينَ قَالَ
فَرَجَعَ
قَبِيصَةُ
إِلَى
مَرْوَانَ
فَأَخْبَرَهُ
بِذَلِكَ
Ubeydullah'dan; demiştir
ki: Mervân b. Hakem, Hz. Fâtıma'ya Hz. Kabisâ'yı gönderip vaktiyle kocasıyla
arasında geçen hadiseyi sormuş, Hz. Fâtıma şöyle anlatmış "Kendisi Ebû Hafs'la evli iken Nebi
(s.a.v.) Ali b. Ebî Tâlib'i Yemen'(in bir bölgesin)e (vali olarak) göndermiş.
Kocası da onunla beraber (Yemen yolculuğuna) çıkmış ve (Yemen'de bulunduğu
sırada) Hz. Fâtıma'ya, kendisini bakî kalan üçüncü talâkla boşadığı haberini
göndermiş, Ayyaş b. Ebî Rabiâ ile Haris b. Hişâm'a da Fâtıma'ya nafaka
vermelerini emretmiş. Onlar da bu emri alınca; Vallahi hâmile olmadıkça Fâtıma
için nafaka yoktur, demişler. Bunun üzerine (Fâtıma) Nebi (s.a.v.)'e müracaat
etmiş. Rasûl-i Ekrem de ona;
"Hâmile olmadıkça
sana nafaka yoktur", cevâbını vermiş. Bunun üzerine Hz. Fâtıma (iddet
süresi içinde kocasının evinden başka bir yere) taşınmak için Hz. Nebi'den izin
istemiş. Hz. Peygamber ona izin verince Hz. Fâtıma; Ey Allah'ın Rasûlü, nereye
taşınayım? diye sormuş. Rasûl-i Ekrem de; "İbn Ümm-i Mektûm'un
yanına!" diye cevâp vermiş. -İbn Ümm-i Mektûm âmâ imiş- (bu sebeple) Onun
yanında örtüsünü omuzundan indirebilirmiş,. ve örtüsüz haliyle İbn Ümm-i Mektûm
onu göremezmiş. Fâtıma iddeti bitinceye kadar orada kalmış. (İddeti bitince)
onu Nebi (s.a.v.) Üsâme'ye nikahlamış.
(Hz. Fâtıma'dan bunları
dinleyen) Kabisâ dönüp Mervân'a bunları nakletmiş. Mervân da; Biz bu hadîsi bir
kadından başka hiçbir kimseden işitmedik. Biz insanları üzerinde bulduğumuz,
kuvvetli ve sahîh hükümle amel edeceğiz, demiş. Bu söz kendisine ulaşınca
Fâtıma; Sizinle benim aramda Allah'ın kitabı vardır. Zira Yüce Allah Kur'an-ı
kerîmesinde: "Ey Nebi, Kadınları boşadığımz zaman iddetleri içinde âdetten
temiz oldukları sırada boşayın..."[Talak 1] buyurmuştur demiş ve bu âyet-i
kerîmeyi "Bilmezsin belki Allah, bundan sonra yeni bir iş ortaya
çıkarır" âyetine kadar okumuş ve; Üç talâktan sonra ne gibi bir iş
olabilir? demiş.
Ebû Dâvud dedi ki: Bu
hadîsi (Ma'mer'in rivayet ettiği gibi) Yunus'da ez-Zuhrî'edn rivayet etti.
Zübeydî de, (2290 numaralı) Ma'-mer hadîsi ile aynı manâda olan Ubeydullah
hadisini ve (2289 numaralı) Ukayl hadîsi ile aynı manada olan Ebu Seleme
hadisini, ez-Zuhrî'den rivayet etti.
Ebû Dâvud dedi ki;
Muhammed b. îshâk da bu hadîsi, ZührV-den; "Gerçekten Kâbisa bu haberi
Zühri'ye anlattı." şeklinde ve Vbeydullah b. Abdillah'ın, (Kâbisa
Mervân'ın yanına döndü de bunu ona haber verdi" diyerek rivayet ettiği
haberin manâsına uygun olarak rivayet etti.
İzah:
Buhârî, talâk; Müslim,
talâk; Ahmed b. Hanbel, VI, 415; Beyhakî, es-Sünenu'l-kübrâ, VII, 472.
Bu hadîs-i şerîfi
Musannif Ebû Dâvud altı senedle mut-taşıl olarak, sekiz senedle de muâlak
olarak rivayet etmiştir. Bu rivayetlerin hepsi de sahîhdir. Ayrıca bu hadîsi
Müslim'de çeşitli senedlerle rivayet ederken Hanefî ulemâsından et-Tahâvî
onaltı senedle rivayet etmiştir. Bu rivayetlerin hepsi de sahîhtir.