DEVAM: 26-27. Lian
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
بْنُ
عُيَيْنَةَ
قَالَ سَمِعَ
عَمْرٌو
سَعِيدَ بْنَ
جُبَيْرٍ
يَقُولُ
سَمِعْتُ
ابْنَ عُمَرَ
يَقُولُ
قَالَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ لِلْمُتَلَاعِنَيْنِ
حِسَابُكُمَا
عَلَى اللَّهِ
أَحَدُكُمَا
كَاذِبٌ لَا
سَبِيلَ لَكَ
عَلَيْهَا
قَالَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ مَالِي
قَالَ لَا
مَالَ لَكَ
إِنْ كُنْتَ
صَدَقْتَ
عَلَيْهَا
فَهُوَ بِمَا
اسْتَحْلَلْتَ
مِنْ فَرْجِهَا
وَإِنْ
كُنْتَ
كَذَبْتَ
عَلَيْهَا
فَذَلِكَ
أَبْعَدُ
لَكَ
Said b, Cübeyr dedi ki:
Ben îbn Ömer'i (şöyle) derken işittim: "Rasûlullah (s.a.v.) liân yapan
eşler için; "Sizin hesabınız Allah'a kalmıştır. Biriniz yalancıdır"
buyurdu. (Sonra da erkeğe hitaben); "-Sana ona (dönmek için) bir yol
-yoktur." dedi. (Erkek de);
Ey Allah'ın Rasûlü
Benim, malım (ne olacak? Ben onu geri almak istiyorum.) dedi. Rasûl-ı Ekrem de;
"Sana mal yoktur. Eğer kadın aleyhinde doğru söylemiş isen (ona vermiş
olduğun) o, (mal) kadının fercinin sana helâl kılınmasının, karşılığı olur.
Eğer onun aleyhinde yalan söylediysen bu (mal'a kavuşma imkânı) senin için daha
da uzaktır."
İzah:
Bühârî, talâk; Müslim,
liân; Nesâî, talâk; Ahmed b. Hanbel, II, 11.
"Hesabınız Allah'a
kalmıştır" cümlesi hakkında İmâm Nevevî, Kadı Iyâz'dan naklen şunları
söylemiştir; "Bu hadîsin zahirine bakılırsa, Rasûlullah (s.a.v.) bu sözü
liân yapıldıktan sonra söylemiştir. Maksadı ise, liân yapan bu iki eşden yalan
söylemiş olanı tevbeye teşvîktir. Her ne kadar Davûdî, "Bu sözleri Nebi
(s.a.v.) karı-kocayı lânetleşmekten vaz geçirmek için Kândan önce
söylemiştir" diyorsa da, Hândan önce söylemiş olması ihtimâli daha
kuvvetli görünmektedir. Bu cümlede "ehad lafzı yalnız olumsuzlukta kullanılır"
diyen nahv ulemâsı ile, "bu kelime ancak vasıfta kullanılır ve vahid
kelimesi yerine kullanılmaz" diyen kimselere redd cevâbı vardır.Çünkü bu
cümlede "ehâd" kelimesi olumsuzluğun ve tavsifin dışında ve vahid
kelimesi yerinde kullanılmıştır. Müberred de ehâd kelimesinin nefyin ve vasfın
dışında kullanılabileceği gibi "vahid" kelimesi yerinde de
kullanılabileceğini kabul etmektedir. Nitekim: "... onlardan herbirinin
şahitliği dört defa Allah'a yemîn edip, kedisinin mutlaka doğru söyleyenlerden
olduğuna şahitlik etmektir."[Nur 6.] âyet-i kerîmesi de bu görüşü te'yîd
etmektedir. Ayrıca bu hadîs biribirini yalanlayan iki hasmın birisinin
cezalandırılması gerekmeyeceğine delâlet etmektedir.[bk. Nevevî, Şerh-u Müslim,
II, 105-126.]