بَاب
فِي
الْمُقَامِ
عِنْدَ
الْبِكْرِ
33-34. Yeni Evlenen
Bir Kimsenin Bakire Hanımının Yanında Kalabileceği Müddet
حَدَّثَنَا
زُهَيْرُ
بْنُ حَرْبٍ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
سُفْيَانَ
قَالَ
حَدَّثَنِي
مُحَمَّدُ
بْنُ أَبِي
بَكْرٍ عَنْ
عَبْدِ
الْمَلِكِ
بْنِ أَبِي
بَكْرٍ عَنْ
أَبِيهِ عَنْ
أُمِّ
سَلَمَةَ
أَنَّ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ لَمَّا
تَزَوَّجَ
أُمَّ
سَلَمَةَ
أَقَامَ عِنْدَهَا
ثَلَاثًا
ثُمَّ قَالَ
لَيْسَ بِكِ عَلَى
أَهْلِكِ
هَوَانٌ إِنْ
شِئْتِ
سَبَّعْتُ
لَكِ وَإِنْ
سَبَّعْتُ
لَكِ
سَبَّعْتُ
لِنِسَائِي
Ümmü Seleme'den rivayet
olunduğuna göre, Rasûlullah (s.a.v.) Ümmü Seleme ile evlenince üç (gece) onun
yanında kaldı. Sonra; "Ehlinden sana bir hakaret yoktur."
(Binaenaleyh) istersen sana yedi geceyi tamamlarım. Fakat sana yediyi
tamamlarsam (diğer) kadınlarıma da tamamlarım." buyurdu.
İzah:
Müslim, ridâ; İbn Mâce,
Nikâh; Darimi, Nikâh; Muvatta, nikah; Ahmed b. Hanbel, VI, 292, 295, 307, 308,
314.
Ümmü Seleme r.a.'nin,
iltifat tarikiyle "Nebi (s.a.v.) benimle evlenince" diyecek yerde
"Hz. Nebi Ümmü Seleme ile evlenince diyerek kendisinden "Ümmü
Seleme" diye bahsetmesi hayasındandır. "Ehlinden sana bir hakaret
yoktur." cümlesindeki bâ harf-i cerri sebebiyet içindir. Ehil, kelimesinden
maksat da kabiledir. Binaenaleyh metni bu noktadan ele alacak olursak, cümle,
"senin yüzünden ehline bir hakaret ulaşmış değildir" manasına gelir.
Bazılarına göre de Hz. Peygamber burada "ehil" sözüyle kendisini kasd
etmiştir. Çünkü zevç ve zevce birbirinin ehlidirler. "Ba" harf-i
cerri de hevân kelimesine tealluk etmektedir. Metin bu yönden ele alındığı
zaman cümle; "benim seninle sadece üç gece kalmış olmam seni hor
gördüğümden ya da sana rağbetimin azlığından değildir. Binaenaleyh benden sana
bir hakaret yoktur. Hakkını hiç noksansız alırsın" anlamına gelir. Bu
hadis-i şerif ile Hz. Peygamber "sana ehlinden bir hakaret yoktur,
istersen'senin yanında yedi geceyi tamamlarım dilersen, üç gece kalır sonra
(diğer kadınlarımı) dolaşırım." buyurdu. Ümmü Seleme de "Üç gün
kal," dedi.[Müslim, nikâh; Muvatta, nikâh] anlamındaki hadis-i şerif
arasında herhangi bir çelişki yoktur. Çünkü mevzumuza teşkil eden hadis-i
şerifte, Hz. Peygamber'in bu sözü Hz. Ümmü Seleme'nin yanında üç gece kaldıktan
sonra söylediği açıkça ifade edildiği halde, Müslim ve İmam Mâlik'in
rivayetlerinde böyle açık bir ifade yoktur. Binaenaleyh Hz. Peygamber, Hz. Ümmü
Seleme'ye hitaben söylediği rivayet edilen Sünen-i Ebu Davud'taki sözü, Hz.
Ümmü Seleme'nin yanında üç gece kaldıktan sonra söylemiştir. Muvatta ve Müslim'de
rivayet edilen sözü ise, gerdek gecesinin sabahında veya ikinci gecenin
sabahında söylemiştir. Yani ifadelerdeki farklılık olayların farklı günde
olmasındandır. Bu bakımdan bunlardan birinde yedi geceye tamamlamadan
bahsedilirken, birinde üç geceyi tamamlamadan bahsedilmesi bir çelişki
değildir.
Bu mevzuda İmam Nevevi
şunları söylüyor;
"Nebi (s.a.v.) Hz.
Ümüm Seleme'ye kendisinin yanında üç gece kalmakla yetindiği takdirde diğer
hanımlarının yanında sırayla birer gece kalması icabettiğini, şayet kendisinin
yanında yedi gece kalacak olursa, diğer hammlarnın yanında da yedişer gün
kalması gerektiğini söylemekle, ona bu mevzudaki hukuku açıklamış ve iki şıktan
birini seçmeyi kendisine bırakmıştır. Hz. Ümmü Seleme de Nebi s.a.v.’in kendi
yanında üç gün kalmakla yetinmesini tercih etmiştir.
Çünkü yedi günlük
ikâmet bir yönden daha iyi ise de bu takdirde diğer arkadaşlarının her
birisinin yanında yedişer gün kaldıktan sonra ancak kendisine sıra geleceği
yönünden pek kârlı olmazdı. Zira ona sıra geç gelecekti."