SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

MENASİK BAHSİ

<< 2014 >>

بَاب فِيمَنْ قَدَّمَ شَيْئًا قَبْلَ شَيْءٍ فِي حَجِّهِ

87. Hacla İlgili Görevler Arasında Takdim Te'hirde Bulunanlar

 

حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عِيسَى بْنِ طَلْحَةَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ أَنَّهُ قَالَ وَقَفَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي حَجَّةِ الْوَدَاعِ بِمِنًى يَسْأَلُونَهُ فَجَاءَهُ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي لَمْ أَشْعُرْ فَحَلَقْتُ قَبْلَ أَنْ أَذْبَحَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ اذْبَحْ وَلَا حَرَجَ وَجَاءَ رَجُلٌ آخَرُ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ لَمْ أَشْعُرْ فَنَحَرْتُ قَبْلَ أَنْ أَرْمِيَ قَالَ ارْمِ وَلَا حَرَجَ قَالَ فَمَا سُئِلَ يَوْمَئِذٍ عَنْ شَيْءٍ قُدِّمَ أَوْ أُخِّرَ إِلَّا قَالَ اصْنَعْ وَلَا حَرَجَ

 

Abdullah b. Amr b. el-Âs (r.a.)'dan; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) Veda Haccırlda halk(ın bilmediklerini) kendisine sormaları için Minâ'da durdu. Derken bir adam gelip: Ya Resûlallah ben bilemedim (yanlışlıkla kurbanı) kesmeden tıraş oluverdim, dedi. Resûlullah (s.a.v.) de: "(Kurbanını) kes, zararı yok", buyurdu. Bir başka adam daha geldi. (O da); Ya Resûlullah, hiç anlayamadım taş atmadan kurbanı kesiverdim, dedi. (O'na da): "At, zararı yok," buyurdu.

 

O gün kendisine (sırasından) öne alınan veya geriye bırakılan, (hacla ilgili) ne sorulduysa, (hepsine) "yap, zararı yok" diye cevap verdi !

 

 

İzah:

Buhârî, ilim, hac, eyman; Müslim, hac; Tirmizî, hac, İbn Mâce menâsik, Dârimî, menâsik, Muvattâ, hac; Ahmed b. . hanbel, II, 2, 159-160, 192, 202, 210, 217, III, 326, 285.

 

Metinde geçen "kes, zararı yok" cümlesi "sen bir kurban  daha  kes,  daha önce bir  kurban  kesmiş  olmanın bir zararı yoktur." manasında değil "senin kurbanı tıraştan önce kesmiş olmanın bir zararı yoktur. Kurbanı bu şekilde kesmen de yeterlidir" anla­mında kullanılmıştır. "At, zararı yok" cümlesi de böyledir. Ancak Müs­lim'in rivayetinde "at, zararı yok" cümlesinden önce "Ben taşlarımı at­madan Beyt-i Şerife giderek ifaza tavafını yapmıştım" cümlesi vardır. İmam Ahmed'in Müsned'inde ise bu cümle "taşlan atmadan önce tıraş olmuştum" şeklinde rivayet olunmuştur.[el-Fethü'r-rabbani, XII,.207.]

 

Bütün bu rivayetler göz Önünde bulundurulunca konumuzu teşkil eden bu hadis-i şerîfte dört meselenin söz konusu edildiği anlaşılıyor:

 

1. Bayramın birinci günü yanlışlıkla kurbanı kesmeden tıraş olmak,

 

2. Akabe Cemresine taşları atmadan kurban kesmek,

 

3. Taşları atmadan önce tıraş olmak,

 

4. Taşlan atmadan önce ifaza tavafını yapmak. Bilindiği gibi hacla ilgili bu fiillerin sırası şöyledir:

 

1. Bayramın birinci günü önce Akabe Cemresine yedi taş atılır.

 

2. Sonra kurban kesilir,

 

3. Kurbandan sonra da tıraş olunarak ihramdan çıkılmış olur.

 

4. Sonra da Mekke'ye gidilip ifaza tavafı yapılır.

 

Görülüyor ki, Resül-i Ekrem'e yöneltilen bütün sorular bu sıranın bozulmasıyla ilgilidir. Fahr-i Kâinat Efendimiz bu soruların hepsine olum­lu cevap vermiş, hepsine de "bu sırayı bozduğundan dolayı bu amellere bir noksanlık gelmediği gibi bu yüzden herhangi bir ceza da lâzım gelmez" anlamında "zararı yok" buyurmuştur.

 

Hadis-i şerifte söz konusu edilen bütün bu fiiller bayramın birinci gü­nüne ait fiillerdir; Bu fiilleri yaparken, aralarındaki sıraya uygun olarak yapmak İmam Ebû Yûsuf ile îmam Muhammed ve Şafiî ile Ahmed'e göre sünnettir. Terkinden dolayı fidye lâzım gelmezse de küçümseyerek terk eden günahkâr olur.

 

Ulemânın büyük çoğunluğuna göre ise, bu sırayı terk etmekte her­hangi bir sakınca yoktur. Binaenaleyh bu sırayı terk eden kimse günahkâr olmadığı gibi kendisine herhangi bir keffâret de gerekmez. Biz bu konuda 1981 numaralı hadis-i şerifin açıklamasında ayrıntılı bilgi vermiş bulun­maktayız.