بَاب
عَطِيَّةِ
مَنْ سَأَلَ
بِاللَّهِ
38. Allah İçin
İsteyen'e Vermek
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
جَرِيرٌ عَنْ
الْأَعْمَشِ
عَنْ
مُجَاهِدٍ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عُمَرَ قَالَ
قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَنْ
اسْتَعَاذَ بِاللَّهِ
فَأَعِيذُوهُ
وَمَنْ
سَأَلَ بِاللَّهِ
فَأَعْطُوهُ
وَمَنْ
دَعَاكُمْ فَأَجِيبُوهُ
وَمَنْ
صَنَعَ
إِلَيْكُمْ
مَعْرُوفًا
فَكَافِئُوهُ
فَإِنْ لَمْ
تَجِدُوا مَا
تُكَافِئُونَهُ
فَادْعُوا
لَهُ حَتَّى
تَرَوْا
أَنَّكُمْ
قَدْ
كَافَأْتُمُوهُ
Abdullah b. Ömer
(r.a.)'den; demiştir ki, Resûlullah (s.a.v.): "Allah için size sığınan
kimseye yardım edin. Allah için isteyen kimseye verin. Sizi davet edenin
dâvetine icabet edin, size iyilik yapanı mükâfatlandırın. Eğer onu mükâfatlandıracak
bir şey bulamazsanız, -karşılıkta bulunduğunuza kanaat getirinceye kadar- ona
dua edin" buyurdu.
İzah:
Nesâî, zekât; Ahmed b.
Hanbel, I, 250; II, 68, 99, 127.
Dâvete icâbet etme
emri, davetin islâm'a uygun olmasına bağlıdır. Şayet davet, İslâm'a aykırı ise,
ona icabet edilmez.
iyilikte bulunmak,
fiîlî olabildiği gibi soz ile de olabilir. Kişi, kendisine iyilikte bulunanın
iyiliğine karşılık iyilikte bulunmalıdır. Nitekim Cenab-ı Allah da
"iyilikte bulunmanın karşılığı ancak iyilikte bulunmaktır" buyurmaktadır.
Karşılık olarak iyilikte bulunmak için bir şey bulunamadığı takdirde dua
edilir. Yapılacak dua ile ilgili olarak Tirmizî ve Nesâî'nin Usâme b. Zeyd
(r.a.)'den rivayet ettikleri hadîste Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle
buyurmaktadır:
"Kime iyilik
yapılır da yapanına "Allah seni hayırla mükâfatlandırsın" derse, ona
tam senada bulunmuş olur."
Bu hadisten
anlaşıldığına göre iyilikte bulunana şeklinde duâ etmekle ona teşekkür edilmiş
ve mükâfatı Allah'a havale edilmiş oluyor. Dilenci, Âişe (r.anhâ)'ya duâ
ettiği zaman o da dilenciye aynı duâ ile mukabelede bulunur, sonra sadaka
verirdi. Âişe (r.anhâ)'ye; "Hem mal veriyorsun, hem de dua ediyorsun,
nasıl oluyor?” diye sorulduğunda şöyle cevâp vermiştir: "Şayet ona dua
etmeyecek olursam onun dua etmekten dolayı benim üzerimde olan hakkı, benim
sadaka vermekten dolayı onun üzerinde olan hakkımdan daha çok olur. Bana
yaptığı duanın aynısını ona yapıyorum ki duasının karşılığını verip sadakam
hâlis olsun."
Bu hadis, güzel ahlâklı
olup iyilikte bulunmaya teşvik etmektedir.