DEVAM: 5. Sâime
(Merada Otlatılan Hayvanlar)Nin Zekatı
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ يُونُسَ
النَّسَائِيُّ
حَدَّثَنَا
رَوْحٌ
حَدَّثَنَا زَكَرِيَّاءُ
بْنُ
إِسْحَقَ
بِإِسْنَادِهِ
بِهَذَا
الْحَدِيثِ
قَالَ
مُسْلِمُ
بْنُ
شُعْبَةَ قَالَ
فِيهِ
وَالشَّافِعُ
الَّتِي فِي
بَطْنِهَا
الْوَلَدُ
Bize Muhammed b. Yûnus
en-Nesaî rivayet etti (dedi ki:) Bize Ravh rivayet etti (dedi ki:) Bize
Zekeriyya b. İshak, bu (1581.) hadisi aynı senetle ''Müslim b. Şu'be" diye
nakletti ve; "Şâfi', karnında yavrusu olan (hayvan) dır." dedi.
Kütüb-i sİtte
müelliflerinden sadece Ebû Dâvûd rivayet etmiştir.
قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَقَرَأْتُ
فِي كِتَابِ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
سَالِمٍ
بِحِمْصَ عِنْدَ
آلِ عَمْرِو
بْنِ
الْحَارِثِ
الْحِمْصِيِّ
عَنْ
الزُّبَيْدِيِّ
قَالَ وَأَخْبَرَنِي
يَحْيَى بْنُ
جَابِرٍ عَنْ جُبَيْرِ
بْنِ
نُفَيْرٍ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
مُعَاوِيَةَ
الْغَاضِرِيِّ
مِنْ غَاضِرَةِ
قَيْسٍ قَالَ
قَالَ
النَّبِيُّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
ثَلَاثٌ مَنْ
فَعَلَهُنَّ
فَقَدْ
طَعِمَ
طَعْمَ الْإِيمَانِ
مَنْ عَبَدَ
اللَّهَ
وَحْدَهُ
وَأَنَّهُ
لَا إِلَهَ
إِلَّا
اللَّهُ
وَأَعْطَى
زَكَاةَ مَالِهِ
طَيِّبَةً
بِهَا
نَفْسُهُ
رَافِدَةً
عَلَيْهِ
كُلَّ عَامٍ
وَلَا
يُعْطِي الْهَرِمَةَ
وَلَا
الدَّرِنَةَ
وَلَا
الْمَرِيضَةَ
وَلَا
الشَّرَطَ
اللَّئِيمَةَ
وَلَكِنْ
مِنْ وَسَطِ أَمْوَالِكُمْ
فَإِنَّ
اللَّهَ لَمْ
يَسْأَلْكُمْ
خَيْرَهُ
وَلَمْ
يَأْمُرْكُمْ
بِشَرِّهِ
Ebu Davud dediki:
"Humus'ta Amr b. el-Haris el-Himsi ailesinin yanındaki Abdullah b.
Salim'in Zübeydî'den rivayet ettiği-mektubunda şöyle dediğini okudum:
Bana Yahya b. Cabir,
Cübeyr b. Nufeyr'den naklen rivayet etti. O'da "Kays Gadıras-ı"
kabilesinden olan Abdullah b. Muaviye el-Gadırı'den şöyle dediğini rivayet
etmiştir. Nebi (s.a.v.):
"Üç şey var ki
onları yapan kimse, iman’ın tadını (lezzetini) tadmış (almış) olur. Kişinin tek
olan Allah'a kulluk edip de O'ndan başka ilâh olmadığına inanması, gönül
hoşnutluğuyla malının zekatını seve seve her sene vermesi, ne yaşlı, ne
uyuzlu, ne hasta ve ne de adî olan (hayvan’ı zekat olarak) vermemesidir.
(Zekatınızı) mallarınızın orta hallisinden (verin). Zira Allah, siz’den
malınızın iyisini istememiş ve adisini de (vermenizi) emretmemiştir."
İzah:
Bu hadisi Ravh'tan iki
kişi rivayet etmiştir:
Biri, Hasan b. Ali; diğeri
Muhammed b. Yunus en-Nesâî'dir. Ebû Dâvûd birinci rivayete bir önceki hadiste
işaret etti. İkinci rivayeti de burada zikretti. Görüldüğü gibi Vekî'den olan
rivayetteki, "Müslim b. Sefine" sözü her iki tarîkle Ravh'dan
rivayet edilen rivayette Müslim b. Şu'be diye geçmektedir. Ebû Davud'un bunu
değişik tariklerle vermesinin sebebi onun Müslim b. Sefine değil, de Müslim b.
Şu'be olma ihtimalinin daha kuvvetli olduğunu beyan etmektir.
Zekeriyya b. İshâk, bir
önceki hadisi aynı senetle yani Amr b.Ebî Süfyân'dan rivayet etmiştir. Hadîsin
bu rivayetinde ayrıca "şâfi gebe olan hayvandır" diye bir cümle
geçmektedir.
Ebû Davud'un okuduğu
mektuba gelince, onu Abdullah b. Sâlim'in bizzat kendisinden duymadığı çin
muallaktır. O mektupta Abdullah b. Salim şöyle demiştir: "Bana Yahya, b.
Câbir, Cübeyr b. Nüfeyr'den naklen rivayet etti". Ebû Dâvûd bunu böyle
zikrederken îbn Hacer el-Askalanî de el-İsabe fi temyizi's-Sahâbe adlı eserinin
Abdullah b. Muâviye el-Gâdırî ile ilgili bölümünde onun "Yahya b. Câbir,
Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr'den o da babasından, o da Abdullah b. Muâviye
el-Gâdirî'den rivayet etti" şeklinde olduğunu söyler ve Dârekutnî ile
Buhâri'nin ("Ta-rih"inde) bunu böyle tahrîc ettiklerini zikreder.
Bundan anlaşıldığına gör Ebû Davud'un zikrettiği senette inkitâ' vardır. Zira
ondan Yahya b. Câ-bir'in hocası Abdurrahman b. Cübeyr düşmüştür.
"Gâdıratü
Kays" bir kabilenin ismidir. Abdullah b. Muâviye el-Gâdirî'nin rivayet
ettiği hadiste Resûlullah (s.a.v.)'in buyurmuş olduğu üç özellik şunlardır:
1. Tek olan Allah'a
ibâdet edip ona hiçbir şeyi ortak koşmamak ve Allah'dan başka ilâh olmadığına
inanmak.
Bu kısımda geçen sözü
mahzuf bir fiilin mefûludur. Bir önceki cümleyi te'kid etmek için
getirilmiştir.
2. Gönül hoşnutluğu ve
ihlâsla malın zekâtım seve seve her sene vermek.
3. Malın yaşlı, uyuz,
hasta ve âdisini zekât olarak vermemek. Hadisin bu bölümünde geçen kelimesi
yaşlı kelimesi uyuz; kelimesi hasta sözü de âdi veya yavru hayvanlar mânâsında
kullanılmıştır. Bu kelimelerde özelden genele doğru bir sıralama vardır.
Bu hadis ihlâslı bir
şekilde ibâdet etmeye teşvik ettiği gibi gönül hoş-nutluğuyla zekâtı seve seve
vermeye de teşvik etmektedir. Ayrıca zekât olarak malın iyi veya kötüsü değil
de orta hallisinin alınacağına delâlet etmektedir.
Abdullah b. Muâviye
el-Gâdırî hadisini ayrıca Taberânî, Bezzâr ve Beğavî tahrîc etmişlerdir.