بَاب
اسْتِحْبَابِ
التَّرْتِيلِ
فِي الْقِرَاءَةِ
20. Kur'an Okumada
Tertil Müstehabtır
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
سُفْيَانَ
حَدَّثَنِي
عَاصِمُ بْنُ بَهْدَلَةَ
عَنْ زِرٍّ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَمْرٍو
قَالَ قَالَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ يُقَالُ
لِصَاحِبِ
الْقُرْآنِ
اقْرَأْ وَارْتَقِ
وَرَتِّلْ
كَمَا كُنْتَ
تُرَتِّلُ
فِي
الدُّنْيَا
فَإِنَّ
مَنْزِلَكَ
عِنْدَ آخِرِ
آيَةٍ
تَقْرَؤُهَا
Abdullah b. Amr
(r.a.)'den; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Kur'an
sahibine, "oku ve yüksel, dünyada tertil üzere okuduğun gibi (burada da)
tertil üzere oku. Şüphesiz senin makamın okuyacağın son âyetin yanındadır"
denilir."
İzah:
Tirmizî.'sevâbü'l-Kur'an;
İbn Mace, edeb; Ahmed b. Hanbel, II, 192.
Buradaki "Kur'an
sahibi"nden maksad, Kur'an-ı Kerim'i okuyup gereğince amel edenlerdir.
Düşünmeden, muhtevâsını bilip gereğini yapmadan okuyan değil. Hele hele, onu
para kazanmak için gelir vasıtası yapan hiç değil. İbn Hacer
"Fetâva'l-hadisiyye" adındaki kitabında, Kur'an sahibi'nin sadece
hafızlar olduğu görüşüne meyi etmiştir. Tertil: Kur'an-ı Kerim'i ağır ağır
harfleri yerli yerince çıkararak harekeleri iyice belirterek yani Kur'an'ın
hakkını vererek okumaktır.
Hadis-i şerifte
belirtildiğine göre, Kur'an sahibine Cennete girerken ve herkes amellerine göre
mertebelerine doğru yönelirken, "oku ve yüksel" ancak buradaki okuman
da, dünyada olduğu gibi, tertil üzere olsun. Okuyacağın son âyetin yanı senin
makamın olacaktır" denilecektir.
Beyhakî'nin Hz.
Aişe'den rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) "Cennetin
derecelerinin sayısı Kur'an'in âyetleri adedincedir. Eh!-i Kur'an'dan Cennete
girenin üstünde derece yoktur" buyurmuştur. Bu hadis de gösteriyor ki,
Kur'an ehli cennete girince dünyadaki okuyuşu gibi okumaya başlayacak ve
okudukça da derecesi yükselecektir. Bu hal, bildiği son âyeti okuyup cennetteki
son mertebeye çıkıncaya kadar devam edecektir.
ed-Dâni, tüm âlimlerin
Kur'an âyetlerinin altı binin üzerinde olduğunda müttefik olduklarım, ama
bundan sonrasında farklı görüşler ortaya çıktığım söyler. Kur'an âyetlerinin
adedi konusunda da şu görüşler vardır: 6236, 6666, 6204, 6214, 6219, 6225.
Cennetteki mertebelerin
Kur'an-ı Kerim'in harfleri sayısınca olduğunu söyleyenler de vardır. Bazı
müfessirlerin söylediklerine göre Kur'an-ı Kerim'in harflerinin sayısı bir
milyon yirmi beşbindir.
Kur'an sahihlerinin
Cennette Kur'an okumaları, meleklerin teşbihleri gibi olacak, onları hiçbir
surette diğer zevklerinden alıkoymayacaktır. Hatta bu okuma onların en büyük
zevklerinden olacaktır. Buradaki okuyuş da hadis metninden anlaşıldığına göre,
tertil üzere olacaktır. Ancak şu hususa tekrar temas etmekte yarar var:
Tıybî'nin ifade ettiğine göre, kulun Cennetteki mertebeden elde ettiği makam,
Kur'an'ı ezberlemedeki mertebesine göredir. Yalnız Allah'ın kitabı ile amel
eden onun muhtevasını düşünen kişi onunla amel etmeyip sadece ezberleyen ve
güzel okuyandan daha efdaldir. Nitekim sahabiler arasında Hz. Ebu Bekir
(r.a.)'den daha kuvvetli, hafız, daha iyi okuyan bir çokları vardı. Ama Ebû
Bekir münakaşasız sahabilerin en efdali idi. Çünkü o Allah'ı ve Kur'an'ın
ruhunu en iyi bilen, hayatını Kur'-an'ın muhtevasına en çok uydurandı. Nitekim
bir âyet-i kerimede (Bu Kur'an) âyetleri iyiden iyiye düşünsünler temiz akıl
sahihleri ibret alsınlar diye sana indirdiğimiz feyz kaynağı bir
kitabtır"[Sad 29] buyrulur.
Hadis-i şerif Kur'an-ı
Kerim'i ezberleyip tertil üzere güzelce okumaya teşvik etmekte ve Kur'an'la
amel eden Kur'an ehlinin mertebesinin yüceliğine delalet etmektedir. Kur'an
ehlinin faziletine dâir daha bir çok hadis-i şerif vârid olmuştur. Bunlardan
bir kısmı Kur'an-ı Kerim kokumanın sevabı konusunda geçmiştir. Bu konuda Ebû
Dâvud'da bulunmayan hadislerden bir kaçının meali şöyledir:
"Kur'an-ı Kerim'i
okuyup da ezberleyemeden ölen kişiye iki melek gelir ve kabrinde ona öğretir.
Cenab-ı Allah, onu Kur'an'ı ezberlemiş bir halde diriltir." (Buhari).
"Kur'an'ı
öğreniniz. Onu okuyunuz gafil olmayınız. Çünkü Kur'an'in ve onu öğrenip de gereğince
amel edenin hâli, kokusu her tarafa yayılan mis dolu bir kuyunun hâli gibidir.
Kuran’ı öğrenip de o içinde olduğu halde Kur-an'dan gafil olanın hâli ise,
içinde mis olan ağzı kapalı kuyunun hali gibidir.