DEVAM: 26. İstiğfar
حَدَّثَنَا
الْحَسَنُ
بْنُ عَلِيٍّ
حَدَّثَنَا
أَبُو
أُسَامَةَ
عَنْ مَالِكِ
بْنِ مِغْوَلٍ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ سُوقَةَ
عَنْ نَافِعٍ
عَنْ ابْنِ
عُمَرَ قَالَ
إِنْ كُنَّا
لَنَعُدُّ
لِرَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي
الْمَجْلِسِ
الْوَاحِدِ
مِائَةَ
مَرَّةٍ
رَبِّ
اغْفِرْ لِي
وَتُبْ
عَلَيَّ
إِنَّكَ
أَنْتَ
التَّوَّابُ الرَّحِيمُ
İbn Ömer (r.anhuma)'dan;
demiştir ki: Biz Resulullah (s.a.v.)'in bir mecliste yüz defa: Rabbim beni
bağışla, tevbemi kabul et, şüphesiz sen tevbeleri kabul edensin,
merhametlisin" dediğini sayardık.
İzah:
Tirmizî, deavât; İbn
Mâce, edeb; Ahmed b. Hanbel, II, 21, 67; V, 191, 371.
Resûl-i Ekrem'in
yaptığı aslında ümmetini teşvik ve onlara öğretmek maksadına mebnîdir.Çünkü o
masumdur günahsızdır. Efendimizin istiğfarında, "Ona istiğfar et çünkü o
tevbeleri kabul edendir"[Nasr 3.] emrine imtisal vardır. Hz, Peygamberin
istiğfarı konusunda bir önceki hadiste biraz daha geniş bilgi verilmişti.
Günahsız olan
Peygamberin bu yaptığına karşılık, hayatları serapa günah olan kulların ne
kadar çok istiğfar etmeleri gerektiği insaf ile düşünülmelidir.