DEVAM: 23. Dua'nın
Fazileti Ve Âdabı
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ يَحْيَى
بْنِ فَارِسٍ
حَدَّثَنَا
إِبْرَاهِيمُ
بْنُ حَمْزَةَ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْعَزِيزِ
بْنُ مُحَمَّدٍ
عَنْ
الْعَبَّاسِ
بْنِ عَبْدِ اللَّهِ
بْنِ
مَعْبَدِ
بْنِ
عَبَّاسٍ
عَنْ أَخِيهِ
إِبْرَاهِيمَ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
ابْنِ عَبَّاسٍ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ
فَذَكَرَ نَحْوَهُ
Abdulaziz b. Muhammed,
Abbas b. Abdullah b. Ma'bed b. Abbas'dan o, kardeşi İbrahim b. Abdullah'dan o
da İbn Abbas (r.a.)'dan, "Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu" deyip
bir önceki (1490.) hadisin benzerini nakletti.
İzah:
Bu rivayete göre dua
eden kişinin ellerini kaldırış şeklini bildiren haberi, îbn Abbas değil bizzat
Hz. Peygamber öğretmiş oluyor.
Demek oluyor ki, duada
elleri kaldırma ölçüsü konusunda İbn Abbas'dan üç ayrı rivayet nakledilmiştir.
Bunlardan ikisi mevkuf (kendisinde son bulmakta), bu sonuncusu da merfu (Hz.
Peygamberden nakledilmektedir.