بَاب
فِي لَيْلَةِ
الْقَدْرِ
2. Kadir Gecesinde
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ حَرْبٍ
وَمُسَدَّدٌ
الْمَعْنَى
قَالَا
حَدَّثَنَا
حَمَّادُ
بْنُ زَيْدٍ
عَنْ عَاصِمٍ
عَنْ زِرٍّ
قَالَ قُلْتُ
لِأُبَيِّ
بْنِ كَعْبٍ
أَخْبِرْنِي
عَنْ
لَيْلَةِ
الْقَدْرِ
يَا أَبَا
الْمُنْذِرِ
فَإِنَّ
صَاحِبَنَا
سُئِلَ
عَنْهَا
فَقَالَ مَنْ
يَقُمْ
الْحَوْلَ
يُصِبْهَا
فَقَالَ
رَحِمَ
اللَّهُ
أَبَا عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
وَاللَّهِ
لَقَدْ
عَلِمَ
أَنَّهَا فِي
رَمَضَانَ
زَادَ
مُسَدَّدٌ
وَلَكِنْ
كَرِهَ أَنْ
يَتَّكِلُوا
أَوْ أَحَبَّ
أَنْ لَا
يَتَّكِلُوا
ثُمَّ
اتَّفَقَا
وَاللَّهِ
إِنَّهَا لَفِي
رَمَضَانَ
لَيْلَةَ
سَبْعٍ
وَعِشْرِينَ
لَا
يَسْتَثْنِي
قُلْتُ يَا
أَبَا الْمُنْذِرِ
أَنَّى
عَلِمْتَ
ذَلِكَ قَالَ
بِالْآيَةِ
الَّتِي أَخْبَرَنَا
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قُلْتُ
لِزِرٍّ مَا
الْآيَةُ
قَالَ
تُصْبِحُ
الشَّمْسُ
صَبِيحَةَ
تِلْكَ
اللَّيْلَةِ
مِثْلَ
الطَّسْتِ
لَيْسَ لَهَا
شُعَاعٌ
حَتَّى
تَرْتَفِعَ
Zirr' (b. Hubeyş')den;
demiştir ki:Ubeyy b. Ka'b'a: Ey Ebâ Münzir, bana kadir gecesini anlat. Çünkü bu
arkadaşımız (İbn Mes'ûd)'a soruldu da "Kim bir yılı ihya ederse o'na
rastlar" diye cevap verdi; dedim. Bunun üzerine Ubeyy de: Allah Ebû
Abdirrahman'a rahmet eylesin o Kadir gecesinin ramazanda olduğunu biliyordu,
dedi.
(Diğer râvi) Müsedded
(bu hadise); "Fakat (Ebû Abdurrahman, halkın) güvenmelerini uygunsuz
gördü" (cümlesini), yahutta "(Halkın güvenmelerini) arzu etmedi"
(cümlesini) ilâve etti.
(Hadisin bundan)
sonra(ki kısmında her iki râvi de Übeyy'in); "Vallahi o (kadir gecesi)
Ramazandadır ve yirmi yedinci gecesindedir" dediğinde ve istisna
etmediğinde birleştiler. (Zirr b. Hubeyş) dedi ki: (Ben Ubeyy'e), Ey Ebâ Münzir
bunu nasıl biliyorsun? dedim. (Bana): Resûlullah'ın bize bildirdiği alâmet(Ier)le
biliyorum, diye cevab verdi.
(Âsim dedi ki:) Zirr'e;
"alâmet(ler) ne(ler)dir? "diye sordum: Bu gecenin sabahında güneş tas
gibi doğar, yükselinceye kadar pırıltısı olmaz, diye cevab verdi.
İzah:
Müslim, mıisâfirîn,
sıyâm; Tirmizî, savm, tefsîr'us-sure; Ahmed b. Hanbel, I, 406, 457; V, 130,
131, 132, 324.
Bilindiği gibi Ubey b.
Ka'b'ın künyesi Ebû Münzir'dir.İbn Mes'ûd (r.a.)'in künyesi de Ebu
Abdirrahmân'dır. Metinden anlaşılıyor ki Zirr b. Hubeyş, Kadir Gecesinin vakti
ile ilgili olan bu soruyu Übeyy b. Ka'b (Ebû Münzir)'e sormadan önce, îbn
Mes'ûd'a sormuş ve; "Kadir gecesine erişebilmek için senenin bütün
gecelerini ihya etmek gerektiği" cevabım almıştı. Zirr b. Hubeyş aldığı bu
cevabdan sonra Kadir gecesinin vakti ile ilgili başka rivayetlerin de bulunup
bulunmadığını öğrenmek maksadıyla Übeyy b. Ka'b'e varmış bu mevzuda İbn Mes'ûd
(r.a.)'den aldığı cevabı da söyleyerek: "Kadir gecesinin hangi gece
olduğu" sorusunu ona da sormuş. Übeyy bu soruya; "Allah Ebu
Abdurrahman (ibn Mes'ud)’a rahmet eylesin, o Kadir gecesinin ramazanda
olduğunu biliyordu. Fakat halkın buna güvenmelerini uygun görmedi," diye
cevab vermiştir. Übeyy sadece kendi kanaatine dayanarak böyle cevab vermiştir.
Çünkü Übeyy, İbn Mes'ûd'-un "Kadir gecesinin ramazanın son on gecesinde
gizlendiğine" dair bir rivayeti olduğunu biliyordu. Nitekim îbn Mes'ûd'un
bu rivayeti 1384 numaralı hadiste gelecektir. Fakat aslında İbn Mes'ûd (r.a.)
"Kadir gecesinin senenin değişmeyen bir gününde olduğu ve bu geceye
erişebilmek için senenin bütün gecelerini ihya etmek gerektiği" görüşünde
idi. Übeyy ise, İbn Mes'ûd'dan sadece "Kadir gecesinin ramazanın son on
gecesinde gizlendiği" rivayetini işitmiş olup onun bu mevzudaki esas
kanaatini işitmemiş olduğundan Zirr b. Hubeyş'e böyle cevap vermiştir. İbn
Abbas ve İkrime gibi bazı sahabüer de Kadir gecesinin senenin bütün gecelerini
dolaştığı görüşündedirler. Hanefi imamlarından Cassâs da Kadir gecesinin
senenin bütün geceleri içinde gizli olup herhangi bir aya mahsus olmadığını
binaenaleyh Kadir gecesi gelince boş düşmesi için talâk veren bir kimsenin
talâk verdiği ailesinin boş olabilmesi için o geceden itibaren tam bir yılın
geçmesi lâzım geldiğini söylemiştir[Cassâs, Ahkâmu'l-Kur'ân, III, 474.] ki,
hanefî mezhebinin muhtar olan görüşü budur.
îbn Âbidin merhum,
Hanefî imamlarının bu mevzudaki görüşlerini mutaber fıkıh kitablannda
naklederek şunları yazmıştır:
Kâfî'de Kadir gecesinin
ramazan ayı içinde olduğu ifâde edilmektedir ve "fakat İmam-ı Azam'a göre
Kadir gecesi ramazan ayına mahsus değildir. Ramazan ayının dışına çıkabilir,
dolayısıyla ramazandan önceki aylarda gelebileceği gibi ramazan ayından
sonraki aylarda da gelebilir. İmam Muhammed ile İmam Ebû Yûsuf'a göre ise,
ramazan ayının dışına çıkamaz. Muhîl sahibi de; "Kadir gecesi hakkındaki
ihtilâfı bilen bir kimse, Kadir gecesine bağlı olarak bir yemin edecek olsa,
tmam-ı A'zam'ın sözüne göre fetva verilir. Bu ihtilâfı bilmeyen bir kimse aynı
şekilde yemin edecek olursa, bu yemin, ramazanırt yirmi yedinci gecesine nisbet
edilir. Çünkü halk kadir gecesinin kesinlikle yirmi yedinci geceye tesadüf
ettiğine inanır" der. Yine Hz. İmam'a göre bazî hadis-i şeriflerdeki Kadir
gecesinin ramazanın son on gününde, son yedi gününde olduğuna dâir ifâdeler,
Resûl-i Ekrem'in o sözü söylediği senelerle ilgilidir. Ondan sonraki senelerle
ilgisi yoktur. Sultânü'l-ârifin Şeyh Muhyiddin-i Arabî de
Fütuhâtü'l-Mekkiyye'sinde şunları söylemektedir: "Halk leyle-i kadirin
zamanı meselesinde ihtilâf etmişlerdir. Bazıları kadir gecesinin senenin bütün
gecelerini gezdiğini iddia etmektedirler ki, ben de bu görüşteyim. Çünkü ben
onun bazan Ramazan'a bazan Şaban'a bazan da Rebiül-evvel'e rastladığını bizzat
müşahede ettim. Fakat ekseriyetle ramazanın son on gününe rastladığım gördüm.
Bir kere de ramazanın ortasında ve tek olmayan bir gecede gördüm. Bu bakımdan
Kadir gecesinin senenin belli bir ayının çift veya tek gecelerinde dolaştığına
dair olan sözler isabetli değildir"[İbn Âbidin, Reddu'I-Muhtâr, II, 137.]
MFracü'd-Dirâye'de senenin en faziletli gecesinin Kadir gecesi olduğu o gecede
yapılan her amelin diğer gecelerde yapılan aynı amelin bin misline denk olduğu
binaenaleyh bu geceyi aramanın her mümin için müstehab olduğu ifade
edilmektedir. İbn Müseyyeb'den gelen bir rivayete göre bu gecede yatsı namazını
cemaatle kılan bir kimse Kadir gecesinden nasibini almış olur. Şafiîden gelen
bir rivayete göre ise bu geceye tesadüf eden bir kimsenin Kadir gecesinden
nasibini alabilmesi için yatsı ve sabah namazlarını cemaatle kılmış olması
yeterlidir. Allah mü'minlerden dilediği kimseye bu geceyi gösterir.
Malikîlerden el-Mühelleb, "gerçekten bu geceyi görmek mümkündür
değildir" demişse de, bu doğru değildir. Bu geceyi gören kimse o geceyi
kimseye haber vermeyip Allah'a ihlâsla dua etmelidir.[İbn Âbidin,
Reddu'I-Muhtâr, II, 137.]
Kadir gecesinin
gizlenmesindeki hikmetler: Cenabı Hak bazı işleri bir takım hikmet ve
maslahatlardan dolayı gizlemiştir. Meselâ mü'mİnlerin Kadir gecesinin hayır ve
bereketine ermek için her geceyi ganimet bilip ihya etmeleri, hiç değilse,
yatsı ve sabah namazlarını cemaatle kılmaları için Kadir gecesini senenin bütün
geceleri içinde saklamıştır. Cuma gününün her saatinde hesapları ve şuurlu bir
halde bulunmaları için de cuma gününde duaların kabul olduğu icabet saatini
gizlemiştir. Salat-ı vüsta'yı beş vakit namaz içinde, ism-i A'zam'ı Allah'ın
diğer isimleri arasında, rızasını taat ve ibadetler içerisinde, gazabını
haramlar ve isyanlar içerisinde, kıyametin kopmasını ve eceli de ait oldukları
eşya arasında gizlemiştir ki, bütün bu gizliliklerde müşterek olan gaye,
kulların ibâdet ve tâate devamlarına ve isyandan korunmalarına yardımcı
olmaktır.
Kadir gecesi hakkındaki
görüşlerin sayısı 46'ya kadar ulaşmaktadır. Bunları kısaca aktarmakta fayda
görüyoruz:
1. Kadir gecesi Hz.
Nebiin dâr-i bekaya irtihaliyle kaldırılmıştır, bir daha gelmeyecektir.
Mütevelli bu görüşü Râfızîlerden nakletmiştir. el-Fakihânî, İmam-ı Ebû
Hanife'nin de bu görüşte olduğunu söylemişse de, bu söz doğru değildir. Nitekim
biz Hz. İmamın bu mevzudaki görüşlerini az önce naklettik,
2. Bu gece Hz. Nebiin
sağlığında bir kere gelmiştir. Bir daha dönmeyecektir.Bu görüş el-Fâkihânî'ye
aittir.
3. Bu gece sadece bu
ümmete aittir. İbn Receb ve Mâlikîlerden bir cemaat bu görüştedirler.
4. Kadir gecesi senenin
bütün gecelerini dolaşır. Bu görüş Hanefî mezhebinin meşhur olan görüşüdür ve
aynı zamanda seleften bazı kimselerin de bu görüşte olduğu zikredilmektedir.
5. Ramazan ayının
geceleri içerisinde gizlidir.
6. O, senenin
değişmeyen bir gecesidir. Fakat o gecenin hangi gece olduğunu Allah'dan başka
kimse bilmez. Bu görüş de Hanefî imamlarından Nesefî'ye aittir.
7. Ramazanın ilk
gecesindedir. Bu görüş de'sahabeden Ebû Rezîh el-Ukaylî'ye aittir.
8. Ramazanın yarısına
tesadüf eden gecedir. Bu görüş İbnu'l-Mulakkın'a aittir.
9. Şa'banın yarısına
tesadüf eden gecedir. Bu görüşü de Kurtubî rivayet etmiştir.
10. Ramazımn 17.
gecesidir. Bunu da İbn Ebî Şeybe ile Taberânî Zeyd b. Erkam'dan rivayet
etmişlerdir.
11. Ramazanın ikinci on
gecesinde gizlidir. Bu görüşü Nevevî rivayet etmiş, Taberî de bu görüşü Osman
b. Ebi'l-As ile Hasan el-Basrî'ye nisbet etmiştir.
12. Ramazımn 18.
gecesidir. Bu görüşü İbnü'l-Cevzî "Müşkil" isimli eserinde
nakletmiştir.
13. Ramazanın 19. gecesindedir.
Bu görüşü Abdurrezzak, Hz. Ali'den rivayet etmiş ve Taberî de bunu Zeyd b.
Sabit ile İbn Mes'ûd'a nisbet etmiştir.
14. Ramazanın son on
gününün ilk gecesidir. İmam Şafiî bu görüşe meyletmiştir.
15. Eğer ay tam
çekiyorsa 20. gecedir; tam çekmiyorsa 21. gecedir. Bu görüş İbn Hazm'a aittir.
16. Yirmi ikinci
gecedir.
17. Yirmi üçüncü
gecedir.
18. Yirmi dördüncü
gecedir.
19. Yirmi beşinci
gecedir. Bunu da İbnu'l-Cevzî, Ebû Bekre'den rivayet etmiştir.
20. Yirmi altıncı gecedir.
Bu görüş de İyas'a aittir.
21. Yirmi yedinci
gecedir.
22. Yirmi sekizinci
gecedir.
23. Yirmi dokuzuncu
gecedir. Bu görüşü de İbnü'l-Arabî nakletmiştir.
24. Otuzuncu gecedir.
Bunu da îyâz rivayet etmiştir.
25. Ramazanın son on
gecelerindeki tek sayıl» gecelerinde gizlidir, İbn Hacer, Fethu'l-BârPde bütün
görüşler içerisinde bu görüşü tercih etmiştir.
26. Ramazanın tek
sayılı son gecesidir. Bu görüşü Tirmizî ile İmam Ah-med rivayet etmişlerdir.
27. Ramazanın son on
gecesi içerisinde dolaşır. Bu görüşü Ebu Kılâbe rivayet etmiştir, imam Malik,
Sevrî, Ahmed ve Ishak bu görüştedir.
28. Ramazanın son on
gecesi içerisinde dolaşmakla beraber, bunlar içerisinde bazılarının Kadir
gecesi olması diğerlerine nisbetle daha kuvvetlidir.
29. Ramazanın son on
gecesi içerisinde dolaşmakla beraber, bunlar içerisinde Kadir gecesi olma
ihtimali en kuvvetli gece, yirmi üçüncü gecedir.
30. Ramazanın son yedi
gecesi içerisinde dolaşır. Ancak 27. geceye rastlama ihtimali daha
kuvvetlidir.
31. Ramazanın son yedi
gecesi içerisinde dolaşır. Ancak bu görüşte olanlar yedi geceden
maksadın ramazanın son yedi gecesi mi, yoksa aynı ayın her haftasının 7.
gecesi mi olduğunda ihtilâf etmişlerdir.
32. Bir önceki
maddedeki ihtilâf konusu olan iki görüşten birisi bu maddeyi teşkil eder.
33. Ramazanın ikinci
yarısındaki gecelerden bulunur. Muhit sahibi bu görüşü İmam Muhammed ile tmam
Ebû Yûsuf'a nisbet etmiştir.
34. Ramazanın on
altıncı veya on yedinci gecesidir.
35. Ramazanın on
yedinci veya ondokuzuncu veya onbirinci gecesidir.
36. Ramazanın ilk veya
son gecesidir.
37. Ramazanın
ondokuzuncu yahut on bir veya yirmi üçüncü gecesidir.
38. Ramazanın birinci,
yahut dokuzuncu, yahut onyedinci yahut da yirmi birinci veyahut ta son
gecesidir.
39. Ramazanın yirmi üç
yahut yirmi yedinci gecesidir.
40. Ramazanın yirmi bir
yahut yirmi üç yahutta yirmi beşinci gecesidir.
41. Kadir gecesi
Ramazanın son yedi gününde gizlidir. Merhum Hafız İbn Hacer bu görüşün ayrı bir
madde halinde zikretmemiştir. Bu madde ile 30. madde arasındaki fark açıklığa
kavuşturulmamıştır.
42. Ramazanın yirmi
ikinci yahut yirmi üçüncü gecesidir.
43. Ramazanın ikinci ve
üçüncü on günlerinin çift sayılı gecelerindedir.
44. Ramazanın son on gecesinden
üçüncü yahut beşinci gecedir.Ancak burada son on gecenin üçüncü gecesinden
maksat, yirmi üçüncü gece olabileceği gibi yirmi yedinci gece de olabilir. Bu
son on geceyi aşağıdan yukarıya veya yukarıdan aşağıya doğru saymaya göre
değişir.
45. Ramazanın ikinci
yarısının yedinci yahut sekizinci gecesidir.
46. Ramazanın ilk veya
son gecesi tek sayılı son gecedir.[ibn Hacer, el-Feth V, 167-171.]
Bu maddelerin bazısını
bazısının içerisinde mütalea etmek mümkündür. İbn Hacer bu mevzudaki görüşlerin
hepsini nakletmekte fayda görmüş ve sonunda bu görüşler içerisinde 25.
maddedeki "Kadir gecesinin ramazanın son on gecesinin tek sayılı
gecelerinde olduğu" görüşünü benimsemiştir. Ve Şafiî'ye göre, ramazımn 21.
yahut 23. gecelerinde; ulemânın büyük çoğunluğuna göre de 27. gecede olduğunu
ifade etmiştir. Biz de ulemâmızın Kadir gecesine verdiği değeri ve onların bu
mübarek gecenin feyzine erişmek için kılı kırk yararcasına gösterdikleri
inceliği ve ortaya koydukları görüşleri göstermek için bu görüşleri 46 madde
halinde nakletmekte fayda gördük. Uyanık bir rnü'min için bu mevzuda uyulması
gereken en ince yol ise, îmam Ebû Hanîfe Hazretlerinin beyânına uyarak, her
gecenin Kadir gecesi olabileceğini düşünüp yatsı ve sabah namazlarını cemaatle
kılmaktır. Ve nesellullahe't-tevfik.
Konumuzu teşkil eden
Ebû Dâvûd hadisinde Kadir gecesinin alâmeti olarak o gecenin sabahında güneşin
pırıltısının olmadığı ifâde edilmektedir. Ulemânın beyânına göre, güneşin bu
şekilde ziyâsız ve şuâsız olarak doğmasına sebeb "O gece yeryüzüne inen
meleklerin haddinden ziyâde kalabalık oluşudur. Böylesine kalabalık ve nuranî
bir yapıya sahip bir melâike topluluğunun iniş ve çıkışları güneşten gözümüze
erişmekte olan her zamanki ışık huzmelerinin gölgelenmesine sebeb ve gözümüze
gelmesine engel teşkil edebilir. Kıyâmü'l-Leyl sahibi Muhammed b. Nasr, Ubâde
b. es-Samit'ten rivayet ettiği bir hadise dayanarak Kadir gecesi için şu
alâmetleri de saymaktadır: O gece sanki semâda ay varmış gibi parlaktır,
berraktır ve sakindir. Ne sıcak, ne de soğuktur. Sabaha kadar hiç bir yıldız
kayması olayı görülmez.[Nureddin Ali b. Ebi Bekr, el-Heysemî, Mecmeu'z-zevâid,
III, 174, 179.]
İbn Ebî Şeybe'nin
İbn.Mes'ûd'dan rivayet ettiği: "Güneş her gün şeytanın iki boynuzu
arasından doğar, bundan ancak Kadir gecesi müstesnadır" mealindeki hadis-i
şerife göre de o gecenin sabahında güneş şeytanın boynuzları arasından doğmaz.
Taberanî'nin rivayet ettiği bir hadis-i şerife göre de o gece ağaçların dalları
secde etmek için yere iner iner kalkar. Bu alâmetlerin faydası ise, bu geceye
erişenlerin Allah'a şükretmeleri ve gelecek seneki Kadir gecesine de
hazırlanmalarıdır.