DEVAM: 17. Gece Namazı
Mükellefiyetinin Kaldırılması
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
مُحَمَّدٍ
يَعْنِي
الْمَرْوَزِيَّ
حَدَّثَنَا
وَكِيعٌ عَنْ
مِسْعَرٍ
عَنْ سِمَاكٍ
الْحَنَفِيِّ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
قَالَ لَمَّا
نَزَلَتْ أَوَّلُ
الْمُزَّمِّلِ
كَانُوا
يَقُومُونَ
نَحْوًا مِنْ
قِيَامِهِمْ
فِي شَهْرِ رَمَضَانَ
حَتَّى
نَزَلَ
آخِرُهَا
وَكَانَ بَيْنَ
أَوَّلِهَا
وَآخِرِهَا
سَنَةٌ
İbn Abbâs (r.a.)'dan;
demiştir ki: Müzzemmil sûresi'nin ilk âyetleri nazil olunca (Hz. Nebi ve
ashabı) yaklaşık olarak Ramazan ayı(ndaki gecelerde) durdukları kadar namazda
dururlardı (Bu durum Müzzemmil Suresinin) son âyeti ininceye kadar devam etti.
(Bu
Sûrenin) iik âyetlerinin nüzulü) ile son âyeti(nin nüzulü) arasında (geçen
süre) bir sene oldu.
İzah:
Kütüb-i Sitte
sahiplerinden sadece Ebû Dâvûd rivayet etmiştir.
“Müzzemmil suresinin
ilk âyetler"inden maksat "Ey (esvabına) bürünen (habibim) gece(nin)
birazı hâriç olmak üzere kalk;(gecenin) yansı mikdannca yahut ondan birazını
eksilt"[Müzzemmil 1-3. âyetler.] âyetleridir.
Son âyeti ise,
"Şüphe yok ki Rabbin senin gecenin üçte ikisinden biraz eksik, yarısı,
üçte biri kadar ayakta durmakta olduğunu ve senin maiyetinde bulunanlardan bir
zümrenin de (böyle yaptığını) elbet biliyor" diye başlayıp "Artık
Kur'ân'dan kolay geleni okuyun" (Müzzemmii 20) mealindeki cümlenin sonuna
kadar devam eden âyet-i kerime nüzulü arasında geçen zaman içerisinde Hz. Nebi
ve ashabı geceleri kalkıp Ramazan gecelerinde kılınan gece namazları kadar
namaz kılarlarmış. Bu süre bir sene devam etmiştir. Nitekim Müslim ve Nesâî'nin
Hz. Âişe'den rivayet ettikleri şu hadis-i şerîf de bu gerçeği te'yîd
etmektedir: "İşte Allah azze ve celle bu sûrenin başında gece namazını
farz kıldı. Bunun üzerine Nebi (s.a.v.) ile ashabı bir sene gece namazına
kalktılar.”[Müslim, müsâfirîn]
Mâverdî'den gelen bir
rivayete göre de Nebi (s.a.v.) ve ashabı onaltı ay gece namazlarına bu şekilde
devam etti. Ancak on altı ay sonra "Artık Kur'ân'dan kolay geleni okuyun”
(Müzzemmil 20) mealindeki âyet-i kerime nazil olunca bu mükellefiyyet en az
hadde indirilmiştir. Başka bir ifâde ile Müzzemmii Sûresinin ilk âyetinin
nüzulü ile son âyetinin nüzulü arasında on altı ay geçmiştir.[Kurtubî, el-Câmi'
li ahkâmi'l-Kur'ân, IX, 37.] Bütün bu rivayetlerle birlikte gece namazının
tamamen nesh edilmesinin beş vakit namazın farz kılınmasından sonra olduğu
dikkate alınırsa, neshin Mekke'de gerçekleştiği anlaşılır. Çünkü namazın farz
kılındığı İsrâ hâdisesinin hicretten bir seneden daha fazla bir zaman önce
vuku'a geldiği bilinen bir gerçektir. Fakat gece namazmın hafifletilmesini
emreden Müzzemmil Sûresinin 20.âyetinde Medine'de meşru kılındığı kesinlikle
bilinen cihâd ve zekât hükümleriyle ilgili cümleler bulunmaktadır. îşte bu durumu
gözönünde bulunduran" Muhammed b. Nasr el-Mervezî bu âyetin kesinlikle
Medine'de nazil olduğunu söylemiştir ki bu görüş, konumuzu teşkil eden,
hadisdeki "Bu sûrenin ilk âyetleri ile son âyetinin nüzulü arasında geçen
süre bir sene oldu" ifâdesine ters düşmektedir. Ancak Hafız İbn Ha-cer
el-Askalânî Fethu'l-Bâri'de Mervezî'ye ait bu görüşü ele alarak yanlışlığını
şöyle ifâde etmiştir: "Şurasını iyi bilmek lâzımdır. Bu âyet-i kerimede
geçen cihâdla ilgili cümleler o anda cihâdın farz kılındığını ifâde eden cümleler
değildir. Bilakis bu cümleler, "bir takımı da Allah yolunda
çarpışacaklardır" şeklinde cihâdın ileride meşru kılınacağına delâlet eden
istikbâl sîgasıyla gehristir. Bu da gösteriyor ki Allah Teâlâ ileride yapılacak
cihâdlan ilm-i ezısiyle bildiği için daha mü'minlerin başlarına sıkıntı gelmeden
evvel gece namazı mükellefi yy etini bunlardan hafifletmiştir." Kıymetli
müfessirlerimizden Elmalılı Hamdi ise, bu âyetle ilgili olarak şunları
söylermV"ıı:"Bütün bunları miilahâzadan sonra şu kanaat hâsıl oluyor
ki: Bu âyetin hepsi değilse bile, en az bir-iki cümlesi Medenî olmak
gerekir."[Elmalılı, Hak Dini Kur'ân Dili, VIII, s. 5439.] Nitekim İbn
Cerîr et-Taberî'nin tefsirindeki Müzzemrnil Sûresinin ilk âyetleriy-le son
âyetlerinin nüzulü arasında geçen sürenin on sene olduğuna dâir rivayet de
Hamdi Yazır merhumun görüşünü desteklemektedir. Bununla birlikte bu konuda
gelen hadîsler incelendiği .aman bu sürenin bir sene olduğuna delâlet eden
hadîslerin hem daha tok, hem de daha kuvvetli olduğu görülür.