بَاب
نَسْخِ
قِيَامِ
اللَّيْلِ
وَالتَّيْسِيرِ
فِيهِ
17. Gece Namazı
Mükellefiyetinin Kaldırılması
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
مُحَمَّدٍ
الْمَرْوَزِيُّ
ابْنِ
شَبُّوَيْهِ
حَدَّثَنِي
عَلِيُّ بْنُ
حُسَيْنٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ يَزِيدَ
النَّحْوِيِّ
عَنْ
عِكْرِمَةَ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
قَالَ فِي
الْمُزَّمِّلِ
قُمْ
اللَّيْلَ
إِلَّا
قَلِيلًا
نِصْفَهُ
نَسَخَتْهَا
الْآيَةُ
الَّتِي
فِيهَا
عَلِمَ أَنْ
لَنْ
تُحْصُوهُ
فَتَابَ عَلَيْكُمْ
فَاقْرَءُوا
مَا
تَيَسَّرَ
مِنْ
الْقُرْآنِ
وَنَاشِئَةُ
اللَّيْلِ
أَوَّلُهُ
وَكَانَتْ
صَلَاتُهُمْ
لِأَوَّلِ
اللَّيْلِ
يَقُولُ هُوَ
أَجْدَرُ
أَنْ
تُحْصُوا مَا
فَرَضَ اللَّهُ
عَلَيْكُمْ
مِنْ قِيَامِ
اللَّيْلِ وَذَلِكَ
أَنَّ
الْإِنْسَانَ
إِذَا نَامَ
لَمْ يَدْرِ
مَتَى يَسْتَيْقِظُ
وَقَوْلُهُ
أَقْوَمُ
قِيلًا هُوَ
أَجْدَرُ
أَنْ
يَفْقَهَ فِي
الْقُرْآنِ
وَقَوْلُهُ
إِنَّ لَكَ
فِي
النَّهَارِ سَبْحًا
طَوِيلًا
يَقُولُ
فَرَاغًا
طَوِيلًا
İbn Abbâs (r.a.)'den;
demiştir ki: el-Müzzemmil (Sûresin)deki "gecenin birazı hâriç olmak üzere
(gecenin) yarısı miktarınca kalk" (yahut; ondan birazını eksilt âyetini
yine) [Müzzemmil 2 - 3] o sûredeki; "O bunu sizin sayamayacağınızı bildiği
için size ruhsat verdi" Artık Kur'an'dan kolay geleni
okuyun"[Müzzemmil 20] âyeti neshetti. gecenin ilk saatleri
(demek)dir. [Tefsir-i Îbn Cerîr'de konu
ile ilgili çeşitli görüşler yer alır.]
(Sahâbe-i kiramın) namazları (bu âyet gereğince) gecenin ilk saatlerinde
olurdu. (Bu âyet-i kerime ile Cenab-ı Hak) demek istiyordu ki: (Bu saatler)
Allah Teâlâ'nın sizin üzerinize farz kıldığı gece namazını (hakkıyla) yerine
getirmeniz için daha elverişlidir. Çünkü insan uyudu mu ne zaman uyanacağını
bilemez. (Aynı sûrede geçen) [Müzzemmil 6] sözü(nün mânâsı) "Bu (saatler
okunan) Kur'an'ı anlamaya daha elverişlidir" demektir. (İbn Abbâs) diyor
ki: âyeti kerimesinin [Müzzemmil 7, 10] manası, = gündüz senin için uzun bir
meşguliyet var demektir.
İzah:
Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, II, 500.
"Kur'an'dan kolay
geleni okuyun" âyet-i kerimesindeki "Kur'an okumak"tan maksat, mecazen
gece namazıdır. Kur’an ile gece namazı arasında cüz'iyyet-külliyet alâkası
vardır. Cüz söylenmiş, kül kast edilmiştir. Her ne kadar bu emir farziyyet
ifâde ederse de ileride açıklanacağı üzere zamanla Kur'ân okumanın mecazî
mânâsı olan gece namazı kılmanın farziyyeti tamamen nesh edilmiştir.
Bazılarına göre ise mecazi manası neshedilmiş, gerçek manası bakî kalmıştır.
Bazılarına göre de bu emir nedb ifâde eder. Allah Teâlâ ve tekaddes hazretleri
gece namazının tümünün terk edilmesine izin verip de biraz Kur'ân okunmasını
mendub kılmakla sanki; "Kur'an'dan kolay geleni okuyun"[Müzzemmil
20] "Bu kıraatinize karşılık size gece namazının sevabım vereceğim"
demek istemiştir.
Nitekim ileride gelecek
olan 1395 numaralı hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor: "Kim (geceleyin) on
âyet okursa o kimse artık kesinlikle gafiller sınıfına yazılmaktan kurtulur,
yüz âyet okuyan itaatkâr kimseler zümresine . kaydolur; bin âyet okuyan kimse
ise, bir kınlar tasaddıık eden ve onun sevabına erişen kimseler sınıfına yazılır..."
Bu hadis-i şerifi aynı zamanda îbn Huzeyme ile İbn Hıbbân da rivayet
etmişlerdir. Ancak İbn Hibbân'ın rivayetinde "bin âyet" yerine
"ikiyüz âyet" denilmektedir. Muâz (r.a.)'den; "Bir kıntarın 1200
(bin iki yüz) okka olduğu ve bir okka sevabının da semâvât ile arzda bulunan
maddi kıymetlerden daha hayırlı olduğu" rivayet edilmiştir. İbn Abbâs
Tefsir'inde beyan olunduğuna göre; "gecenin birazı hâriç olmak üzere
kalk"[Müzzemmil 2] âyet-i kerimesi nazil olunca Nebi efendimiz ve sahâbe-i
kiram bu emre uyarak geceleyin namaza kalktılar. Ancak yine bu emre uyarak
gecenin birazında yatmak istemişlerse de "biraz" kelimesinin
miktarını kesin bir şekilde tâyin ve tesbit edemediklerinden bütün geceyi
namazla geçirdiler. Bu durum kendilerine çok zor gelmeye başladı. Bunun
üzerine Cenabı Hak: "Gecenin yansı miktarında yahut ondan birazını
eksilt."[Müzzemmil 3] ayeti
kerimesini indirdi. Fakat ashab-ı kirama bu da zor gelmeye başladı. Çünkü
ayaklan şişiyordu. Bir sene bu şekilde gecenin yansım namazla geçirdiler.
Nihayet "O bunu sizin sayamayacağınızı (yani gecenin yarısını veya üçte birini
kılmaya gücünüzün yetmeyeceğini) bildiği için size karşı (ruhsat cihetine)
döndü. (Yani, sizden gecenin yarısında veya üçte birinde kâim olmak
farziyyetini kaldırdı) Artık Kur'an'dan kolay geleni okuyun”[Müzzemmil 20]
âyet-i kerimesini indirerek gecenin yarısını veya üçte birini namazla geçirme
farziyyetini ümmetten kaldırdı. Farz olan gece namazının miktarı en aza
indirilmiş oldu ki, iki rekat namaz kılmakla bile bu farizanın ifâ edilmiş
sayılacağını bildirdi. Bu durum beş vakit namaz farz kılınmadan önce idi.
Ramazan orucunun farz kılınmasıyla diğer oruçların farziyeti; zekâtın farz
olunmasıyla sadakanın farziyyeti nasıl neshedildi ise, beş vakit namazın farz
kılınmasıyla da gece namazı kılmanın farziyyeti tamamen neshedümiş oldu.
îbn Cevzî de
Zadu'l-Mesîr tî ilmi'r-lefsîr isimli eserinde İbn Abbas'a uyarak şunları
söylüyor: "Gecenin birazı hâriç olmak üzere kalk, gecenin yansı miktannca,
yahut ondan birazını eksilt"[Müzzemmil 2 - 3] âyet-i kerimesi nazil olunca
bu âyeti okuyan veya işiten bir kimse gece namazının müddetini tesbîtte hata
ederim endişesiyle bütün geceyi uykusuz geçiriyordu. Bu iş müslümanlara ağır
gelmeye başladı. Nihayet bir sene sonra "O bunu sizin sayamayacağınızı
bildiği için size karşı (ruhsat cihetine) döndü"[Müzzemmil 20] âyetini
indirerek gece namazını muayyen bir miktarda kılmanın farziyyetini kaldırdı.
Gece namazının farziyyetinin tamamen neshedilmesi ise, bir sene sonra beş vakit
namazın farz kılınması ile gerçekleşti. Böylece gecenin uzunca bir kısmını
namazla geçirme emriyle gece namazının hafifletilmesine izin verilmesi
arasında bir sene geçtiği gibi, gece namazının başlangıcıyla neshedilişi
arasında da iki sene geçmiş oldu."
Netice olarak bu âyet,
sûrenin başındaki gece kıyamı emrinin şiddetini, miktarını hafifletmiş beş
vakit namaz farz kılındıktan sonra akşam ve yatsı, gece kıyamı cümlesinden
kalarak teheccüddün farziyyeti, mendubluğa dönüşmüştür.[Elmalılı, Hak Dini
Kur'ân Dili, VIII, 5439.]