بَاب
قِيَامِ
اللَّيْلِ
18. Gece (Namaza)
Kalkmak
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مَسْلَمَةَ
عَنْ مَالِكٍ
عَنْ أَبِي
الزِّنَادِ
عَنْ
الْأَعْرَجِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
أَنَّ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ
يَعْقِدُ
الشَّيْطَانُ
عَلَى
قَافِيَةِ
رَأْسِ
أَحَدِكُمْ
إِذَا هُوَ
نَامَ
ثَلَاثَ
عُقَدٍ
يَضْرِبُ
مَكَانَ
كُلِّ
عُقْدَةٍ
عَلَيْكَ
لَيْلٌ
طَوِيلٌ فَارْقُدْ
فَإِنْ
اسْتَيْقَظَ
فَذَكَرَ اللَّهَ
انْحَلَّتْ
عُقْدَةٌ
فَإِنْ
تَوَضَّأَ
انْحَلَّتْ
عُقْدَةٌ
فَإِنْ
صَلَّى
انْحَلَّتْ
عُقْدَةٌ
فَأَصْبَحَ
نَشِيطًا
طَيِّبَ
النَّفْسِ وَإِلَّا
أَصْبَحَ
خَبِيثَ
النَّفْسِ
كَسْلَانَ
Ebû Hureyre (r.a.)'den;
Resûlullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Sizden biriniz
uyuduğu vakit şeytan, onun ense köküne üç düğüm vurur; her düğümün bulunduğu
yere; "Haydi uyu, gecen uzun ola!" (diyerek) vurur. Eğer o kimse
uykudan uyandığı vakit Allah'ı zikrederse bir düğüm çözülür. Abdest alırsa bir
düğüm daha çözülür. Namaz kılacak olursa bir düğüm daha çözülür ve gönlü rahat
olarak sabahlar. Yoksa pis ve tenbel olarak sabahlar."
İzah:
Buhârî, teheccüd;
bedu'l-Halk; Müslim, müsâfirîn; îbn Mâce ikâme; Muvatta’ sefer ; Beyhakî,
es-sünenü'l-kübrâ, I, 501.
“Şeytan'ın düğüm vurması"yfa
ne kast edildiği meselesi ulemâ arasında ihtilaflıdır.Bazılarına göre bu söz
hakikî manâsında kullanılmıştır. "Sizden biriniz uyuduğu zaman şeytan onun
ense köküne gerçek manada iple düğüm atar" demektir. Nitekim İbn Mâce'nin
rivayetinde bu hadîs: "şeytan geceleyin birinizin ense köküne, üzerinde üç
düğüm bulunan iple düğüm vurur" şeklinde gelmiştir ki oradaki
"iple"'kelimesi bu düğümün hakikî manada kullanıldığını gösteren bir
karîne-i muayyinedir. Ahmed b. Hanbel'in ve İbn Hibbân'ın rivayetlerinde de bu
düğüm vurmak kelimesi iple birlikte kullanılmıştır. Bilindiği gibi kadınlar
genellikle ipleriyle düğüm vurmak ve üzerine birşeyler okumak suretiyle sihir
yaparlar. İşte şeytan da uyuyan kimseye kendine mahsus iplerle düğüm atmak suretiyle
onu büyüler ve te'sir altına alır.
Bazılarına göre ise
şeytanın düğüm vurması mecazdır. Bunlar şeytanın uyuyan kimseyi zikirden ve
namazdan alıkoymak gibi işlerini, bir sihirbazın, büyülediği kimseye karşı
yaptığı işlere benzetmişler ve "düğüm vurmak" kelimesinin bu manada
kullanıldığını söylemişlerdir.
Bir takımları ise
"düğüm"den murad, kalbin karar verip niyet etmesidir. Böyle olan
kimse sanki şeytan kendisine vesvese vererek üzerinde uzun bir gece olduğuna
inandırmış gibi gece namazını te'hîr etmeye kararlıdır, en-Nihâye sahibi
Îbnu'l-Esîr'e göre ise bu kelimeden maksat Şeytanın insana uykuyu ağır
bastırması ve uykusunu uzatmasıdır. Bu şekilde, sanki önüne bir set çekmiş ve
üzerinde üç düğüm vurmuş gibi olur. Bu konuda sayın Ahmed Davudoğlu Müslim
Şerhi'nde şunları naklediyor:
"İbn Battal diyor
ki: Resûlullah (s.a.v.) düğümün mânâsını "uzun bir geceyi iltizam
et" demekle tefsir etmişdir. Her halde bu sözü şeytan, bir kimse uyanmak
istediği zaman söyler. Ben bu hadîsi tefsir eden zevattan birinin; "üç düğümden
m ura d yiyip içmek ve uyumaktır" dediğini gördüm. Görülmüyor mu ki
"çok yeyip içen çok uyur." Bazıları bu kavlî ihtimalden uzak
görmüşlerdir. Çünkü hadiste düğüm vurma işinin uyuduktan sonra yapıldığı
bildirilmektedir.
"Bir takımlarına
göre bu söz istiaredir. İnsanların akitlerinden alınmıştır. Bundan murad akdin
kendisi değildir. Ancak insanlar yaptıkları akitlerle başkasının tasarrufunu
men'ettikleri gibi, şeytanın misâli de böyledir. O da uyuyan kimseyi sevdiği
zikrullahdan men eder.
"Şeytandan murad
cins de olabilir. İblis de. Yalnız bu tefsire Aynî itiraz etmiş ve
"geceleyin uyuyanlar çoktur. İblîs onların her birine yetişemez. Meğer ilk
bendegânına emrettiği için o iş ona nisbet olsun... bir de şeytanların
azgınları ramazanda bukağılanırlar. Bunların en büyüğü İblistir" demiştir."
"Haydi gecen uzun
ola!... diye vurur" cümlesindeki vuruştan maksad, elle vurmaktır. Bu cümle
onun yaptığı işi te'kîd için zikredilmiştir. Bazıları: "Buradaki vuruştan
murad, uykusunu getirmektir" demişlerdir.
Müslim'in burada:
"Allah'ı zikrederse bir düğüm çözülür, abdest alırsa iki düğüm çözülür,
namaz kılarsa bütün düğümler çözülür" şeklindeki rivayeti bu babdaki
muhtelif rivayetlerin sahih olduğuna delildir. Filhakika hadisin bazı
rivayetlerinde "Namaz kılarsa bütün düğümler çözülür" ibaresinin
yerine; "Namaz kılarsa bir düğüm çözülür" denilmiştir. O rivayetlerde
sair düğümler hakkında dahi "bir düğüm çözülür" tâbiri
kullanılmıştır.
"Bunların hepsi
sahih ise de üçüncü düğüm hakkında cemi' sîgası ile vârid olan "Bütün
düğümler çözülür" rivayeti diğerlerinden evlâdır.
"Namaz kılan
kimsenin sevinerek sabahlaması Allah Teâlâ'nın, kendisini ibâdete muvaffak
kıldığındandır. Gönül rahatlığı ise, Allah Teâlâ'nın, kendisine bereket ihsan
eylediği ve kendisinden şeytanın düğümleri ırak olduğu içindir. Namaz
kılmayanın, nefsi pis olarak sabahlaması ya âdet edindiği namazı bıraktığından
yahut niyet ettiği hayrı yapamadığındandır.
"Kirmanı (v.
786/1384) şöyle diyor: "Malumun olsun ki hadisin sonundaki; "aksi
takdirde nefsi pis ve tenbel olarak sabahlar" cümlesinin muktezası, bu üç
şeyi yani zikri, abdesti ve namazı bir araya getirmeyen kimse nefsi pis ve
tenbel olarak sabahlayanlar zümresine dahildir, demektir. İsterse bâzısını
yapmış olsun!" Bu te'vîle göre cümle şöyle takdir olunur: "Eğer Allah'ı
zikretmez, abdest almaz, namaz da kılmazsa, nefsi pis ve tenbel olarak
sabahlar."
"Gerçi Ebû Bekr
ile Ebû Hureyre (r.anhumâ)'nın vitr namazını gecenin evvelinde kılarak, bir
daha namaza kalkmadıkları rivayet olunmuştur.
Fakat onlar bu
hadisteki tenbeller zümresinden sayılamazlar, zira hadisteki tenbelden murad,
hiç gece namazı kılmadan uyuyan ve kalkmaya da niyeti olmayan kimselerdir.
Gecenin evvelinde vitir namazını kıldıktan sonra âhirinde kılmak niyeti ile
yatanlar, bunlara dahil değildir.Buna delil
“et-Tavdîh" sahibinin gösterdiği şu hadistir:
"Gece namazı
kılmayı âdet edinen hiç bir kimse yoktur ki, uyku galebe çalarak, o namazı
kılamadığı vakit kendisine namazı kılmış gibi ecir yazılmasın. Onun uykusu da
namaz sayılır." Bu hadisi İbnu't-Tîn rivayet etmiştir, İbn Hibban'ın
"SahilT'inde dahi bir benzeri vardır.
Hadîs-i şerifte,
şeytanın düğümlerinin üç ile sınırlandırılmış olması, yâ te'kîd içindir, yahut
düğümler ancak bu üç şeyle yâni zikir, abdest ve namazla çözüldüğündendir.
"Bu hadîs:
"Hiç biriniz benim nefsim habistir demesin!'1 hadisine muhalif sayılmaz.
Çünkü o hadiste insanın bu sözü kendisi için söylemesi yasak edilmiştir. Bu
hadisde ise, başkasının sıfatı haber verilmektedir."[Davudoğlu, Ahmed, Sahih-i
Müslim, Terceme ve Şerhi, IV, 318-320.]