DEVAM: 11. Akşam
Namazından Önce (Nafile) Namaz (Kılmak)
حَدَّثَنَا
ابْنُ
بَشَّارٍ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
جَعْفَرٍ
حَدَّثَنَا
شُعْبَةُ
عَنْ أَبِي
شُعَيْبٍ
عَنْ طَاوُسٍ قَالَ
سُئِلَ ابْنُ
عُمَرَ عَنْ
الرَّكْعَتَيْنِ
قَبْلَ
الْمَغْرِبِ
فَقَالَ مَا
رَأَيْتُ
أَحَدًا
عَلَى عَهْدِ
رَسُولِ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ يُصَلِّيهِمَا
وَرَخَّصَ
فِي
الرَّكْعَتَيْنِ
بَعْدَ
الْعَصْرِ
قَالَ أَبُو
دَاوُد سَمِعْت
يَحْيَى بْنَ
مَعِينٍ
يَقُولُ هُوَ
شُعَيْبٌ
يَعْنِي وَهِمَ
شُعْبَةُ فِي
اسْمِهِ
Tavus'dan nakledildiğine
göre; İbn Ömer'e akşamdan önce kılınan iki rekat (namaz) sorulunca o, (şöyle)
cevab vermiştir: Ben Resûlullah (s.a.v.) zamanında ne bu iki rekatı kılan bir
kimse, ne de ikindiden sonra iki rekat(lık bir namaz) kılmaya izin verilen bir
kimse gördüm.
Ebu Davud dediki: Ben
Yahya b. Maîn'i; "O’nun ismi) Şuayb'dır. (İbn Şu'ayb değil)" derken
işittim. Şu'be, O'nun isminde yanılmıştır.
Diğer tahric: Beyhakî,
es-Sünenii'l-kübrâ, II, 476.
AÇIKLAMA:
Bu hadisten Hz. İbn
Ömer'in Hz. Âişe gibi ikindiden sonra
iki rekat nafile namaz kılmanın cevazına inandığı, bazı hadislerde
görülen ikindiden sonra namaz kılma yasağının ise, kasıtlı olarak güneşin
batmasına kadar bile bile geciktirmekle ilgili olduğu görüşünü taşıdığı, fakat
akşam namazından önce iki rekat namaz kılmayı caiz görmediği anlaşılmaktadır.
Bu hadis, "akşamdan önce iki rekat namaz kılmak mekruhtur'* diyen
kimselerin delilidir. Her ne kadar Buhârî ve Müslim'de bu hadise muarız hadis-i
şerifler [Buhârî, ezan; salât; Müslim, müsâfirîn] varsa da sahabenin ileri
gelenlerinin uygulamalarına muvafık düştüğü için bu İbn Ömer hadisi, Buhârî ve
Müslim'in rivayet ettiği hadislere tercih edilecek niteliktedir.[İbn Humam,
Fethu'l-Kadir, I, 317-318.] Çünkü Ebû Bekr, Ömer (r.a.) gibi sahâbe-i kirâm'ın
tatbikatı İbn Ömer hadisini te'yid etmektedir. Hanefî ulemâsından İbn Nüceym
ise, el-Bahru'r-Raik isimli eserinde; "İbn Ömer hadisi akşam namazından
önce iki rekat namaz kılmanın mendûb olduğuna değil, mekruh olduğuna
delildir" demiştir.
Musannif Ebü Davud'un
metnin sonuna ilâve ettiği talikten maksadı, hadisin râvilerinden Şu'be'nin, bu
hadisi aldığı Şu'ayb'ın ismini yanlış olarak "Ebû Şu'ayb" olarak
naklettiğine, binaenaleyh bu ismin aslının Şu'ayb olduğuna dikkati çekmektir.