DEVAM: 10. Güneş
Batmadığı Müddetçe (İkindi Namazından Sonra) İki Rekat Namaz Kılmayı Caiz
Görenler(İn Delilini Teşkil Eden Hadisler)
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ
سَعْدٍ حَدَّثَنَا
عَمِّي
حَدَّثَنَا
أَبِي عَنْ ابْنِ
إِسْحَقَ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ عَمْرِو
بْنِ عَطَاءٍ
عَنْ ذَكْوَانَ
مَوْلَى
عَائِشَةَ
أَنَّهَا
حَدَّثَتْهُ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَانَ
يُصَلِّي
بَعْدَ
الْعَصْرِ
وَيَنْهَى
عَنْهَا
وَيُوَاصِلُ
وَيَنْهَى
عَنْ
الْوِصَالِ
Âişe (r.anhâ)'nın
azatlısı Zekvân'dan nakledildiğine göre Hz. Âişe kendisine şöyle demiştir: "Resûlullah
(s.a.v.) ikindiden sonra namaz kılardı ve (bizi) ondan nehyederdi. İki orucu
birbirine eklerdi ve bizi iki orucu birbirine eklemekten nehyederdi."
İzah:
Beyhakî,
es-Sünenii'1-kiibrâ, IV, 297.
Aîşe r.a.
"ikindiden sonra namaz kılardı" sözleriyle bir numara önce geçen, Nebi (s#a.)'in üzerinden
ikindi namazından sonra iki rekat namaz kılmadığı bir gün hile
geçmemiştir." mealindeki hadîsle söz konusu edilen iki rekatlik nafile
namazı kast ettiği gibi "ve (bizi) ondan nehyederdi" sözleri ile de
ikindi namazından sonra da güneş batıncaya kadar namaz yoktur" mealindeki
1276 numaralı hadis-i şerife işaret etmek istemiştir. "Ve bizi (iki orucu)
biri birine eklemekten nehyederdi" sözleriyle de ileride gelecek olan
"Resûlullah (s.a.v.), "iki günün orucunu birbirine eklemekten
sakınınız. Eğer biriniz iki günün orucunu biri birine eklemeyi arzu ederse,
buna sahur vaktine kadar devam etsin, daha fazla devam etmesin"
buyurmuştur; bunun üzerine; "Ey Allah'ın Rasûlü, sen iki orucu birbirine
ekliyorsun" dediler. Rasûl-i Ekrem de şöyle cevab verdi: "Ben sizin
gibi değilim. Beni doyuran bir doyurucu ve sulayan bir saki vardır" anlamındaki
2367 numaralı hadis-i şerifi kast etmiştir. İnşaallah bu mevzu sözü geçen
hadisin şerhinde yine ele alınacaktır. Görüldüğü gibi ikindi namazından sonra
nafile namaz kılmak ve iki orucu birleştirmek Nebi (s.a.v.)'e hâs özel bir
hâldir.
Müellif Ebû Dâvûd her
ne kadar bu hadisin sıhhati üzerinde durmamışsa da gerçekten bu hadis zayıftır.
Çünkü senedinde bulunan Muhammed b. İshak bu hadisi Muhammed b. Amr b. Atâ'dan
an'ane yoluyla rivayet etmiştir. Halbuki Muhammed b. İshak'ın
"Haddesenâ" lâfzı kullanmadan rivayet ettiği bütün hadisler tenkîd
edilmiştir. Görüldüğü gibi bu hadis de Muhammed b. tshâk'm tenkide uğrayan
rivayetleri içerisine girmektedir.