DEVAM: 10. Güneş
Batmadığı Müddetçe (İkindi Namazından Sonra) İki Rekat Namaz Kılmayı Caiz
Görenler(İn Delilini Teşkil Eden Hadisler)
حَدَّثَنَا
مُسْلِمُ
بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
حَدَّثَنَا
أَبَانُ
حَدَّثَنَا
قَتَادَةُ
عَنْ أَبِي
الْعَالِيَةِ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
قَالَ شَهِدَ
عِنْدِي
رِجَالٌ
مَرْضِيُّونَ
فِيهِمْ
عُمَرُ بْنُ
الْخَطَّابِ
وَأَرْضَاهُمْ
عِنْدِي
عُمَرُ أَنَّ
نَبِيَّ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لَا صَلَاةَ
بَعْدَ
صَلَاةِ
الصُّبْحِ
حَتَّى تَطْلُعَ
الشَّمْسُ
وَلَا
صَلَاةَ
بَعْدَ صَلَاةِ
الْعَصْرِ
حَتَّى
تَغْرُبَ
الشَّمْسُ
İbn Abbâs (r.a.)'dan;
demiştir ki: İçlerinde Ömer b. el-Hattab da bulunan ve bana en sevimlileri Ömer
olan bir takım sevilip sayılan kişiler, Nebi (s.a.v.)'in; "Sabah namazından sonra güneş doğuncaya
kadar; ikindi namazından sonra da güneş hatmcaya kadar namaz yoktur"
buyurduğuna dair benim yanımda şahidlik ettiler.
İzah:
Buhârî, mevâkît;
Müslim, müsâfirîn; Nesâî, mevâkît; Tirmizî, salât, cuma: İbn Mâce, ikâme;
Dârimî, salât; Ahmed b. Han-bel, I, 18, 21; II, 42, 179, 208, 211, III, 46, 64;
V, 165.
Metinde geçen
"namaz yoktur" sözünün aslında talırim ifâde etmesi gerekir. Çünkü
mutlak nehy tahrime delâlet eder.Ancak bu nehy mutlak değildir. Çünkü daha önce
tercümesini sunduğumuz 1267 numaralı Kays b. Ömer hadisi, bunu kayıtlamakta ve
bu hadisin hükmünü tahrim'den kerahete çevirmektedir.
İşte bu görüşten
hareket eden Hanefî ulemâsı bu hadise sarılarak sabah namazından sonra güneş
doğup bir mızrak boyu yükselinceye kadar; ikindi namazından sonra da güneş
batıncaya kadar (isterse tehiyyetü'l-mescid namazı, abdest namazı, tavaf
namazı gibi, bir sebebe bağlı olarak kılınan bir nafile olsun) kılınan nafile
namazların mekruh olduğu hükmüne varmışlardır. İmam Mâlik, Hasan el-Basrî,
Said b. el-Müseyyeb, Alâ b. Ziyâd, İbn Mes'ûd, Ebû Hureyre, Zeyd b. Sabit, Ömer
ve İbn Ömer (r.anhum) de bu görüştedirler. İşte bu sebebten Ömer (r.a.)
ikindiden sonra iki rekat daha nafile kılmak isteyenleri sahabenin gözü önünde
döğermiş [Tahâvî, Şerhu meâni'I-âsâr, I, 305.] ve hiçbir sahabî de Ömer
(r.a.)'i bu hareketinden dolayı tenkıd etmemiştir. Bu olaylar açıkça gösteriyor
ki, ikinde namazından sonra iki rekât nafile kılmak hasâis-i Nebevîye'dendir.
Bu namazı başkalarının kılması, caiz değildir.
Şafiî ulemasına göre bu
iki vakitte tahiyyetü'l-mescid, abdest namazı ve tavaf namazı gibi bir sebebe
bağlı olarak kılman nafileler caiz olursa da bunların dışında kalan nafileleri
kılmak caiz değildir.
Hanbelîlere göre ise,
iki rekatlık tavaf namazının dışında bu iki vakitte nafile namaz kılmak
haramdır. Delilleri de bu hadis-i şeriftir. Şu hadis-i şerifi de kendi
görüşleri için delil olarak gösterirler: "Tavaf eden bir kimseyi istediği
saatte namaz kılmaktan men' etmeyiniz."[Ebû Dâvûd, menâsik; Tirmizî, hac;
Nesâî, mevâkît; İbn Mace, ikâme; Dârimî, menâsik ; Ahmed b, Hanbel, IV, 80.]
Ebû Bekre ve Ka'b b.
Ucre ve bunların dışında bazı ilim adamları ise, konumuzu teşkil eden Ebû Dâvûd
hadisindeki nehyin genelliğine bakarak sabah ve ikindi namazlarından sonra farz
bile olsa, hiçbir namazın kılınamayacağını söylemişlerdir. Davûd-i Zahirî'nin
meşhur olan görüşü de budur. Ancak Resûlullah (s.a.v.)'in sabah namazından
sonra namaz kılan bir kimseyi gördüğü halde ona namazını iade ettirmediğini
ifade eden 1267 numaralı Kays b. Ömer hadisi ile daha önce tercümesini
sunduğumuz 575 numaralı hadis-i şerif bu görüşte olanların aleyhine bir
delildir.
Ulemânın büyük
çoğunluğu daha önce tercümesini sunduğumuz "Kim bir namazı unutursa onu
hatırladığı zaman kılsın" mealindeki 435 numaralı hadisteki genel ifâdeye
bakarak, sözü geçen bir iki vakitte de kazaya kalmış farz namazları kılmakta
bir sakınca görmemişlerdir. Seleften bazı kimselere göre ise, hiç bir namaz
için kerahet vakti söz konusu değildir. Namaz her vakitte kılınabilir. Zahirî
ulemâsından İbn Hazm de bu görüştedir. Delilleri ise, ileride tercümesini
sunacağımız; "Şu beyti tavaf eden bir kimseyi gündüz veya gece istediği
saatte namaz kılmaktan men etmeyiniz" mealindeki 1894 numaralı hadis-i
şeriftir.[Diğer kaynakları: Ebû Dâvûd, menâsik; Tirmizî, hac; Nesâî, mevâkît;
İbn Mace, ikâme; Dârimî, menâsik ; Ahmed b, Hanbel, IV, 80.] Bu görüşte olan
ilim adamlarına göre öğle ve ikindi namazlarından sonra namaz kılmaktan nehyeden
hadisler, bu hadisle ve daha önce tercümesini sunduğumuz: "Kim güneş
doğmadan evvel sabah namazından bir rekata yetişecek olursa sabah namazına
yetişmiş olur. Kim de güneş batmadan önce ikindi namazından bir rekata
yetişecek olursa, ikindi namazına yetişmiş olur" mealindeki 412 numaralı
hadisle neshe-dilmiştir.
Ancak bunların bu
görüşleri şu şekilde tenkid edilmiştir:
1. Beyti tavaf eden
kimsenin her saatte namaz kılabilmesiyle ilgili 1894 numaralı hadisin hükmü
genel değildir. Sadece Harem-i Şerifte kılınan namazla ilgilidir.
2. Nesh iddiası doğru
değildir. Çünkü yasaklayıcı bir hadisle mübahlık ifade eden bir hadis
karşılaştığı zaman yasaklayıcı hadisin daha sonra vârid olduğu ve diğerinin
yürürlükten kalktığı bütün ilim adamlarınca kabul edilen bir kaidedir. Burada
nesh bulunduğunu iddia edenler ise, bu kaidenin tersine bir görüş ortaya
atmaktadırlar. Hem de nasih kabul ettikleri 1894 numaralı hadisin hükmü genel
olmayıp sadece Hârem-i Şerifte kılınan namazla ilgili olduğu gibi, mensûh
kabul ettikleri hadisin hükmü ise, genel olarak yasaklayıcıdır.
Yine nâsih kabul
ettikleri 412 numaralı hadis sadece o günün sabah ve ikindi namazlarını kılan
kimseyle ilgili olup diğer namazlarla ilgisi olmadığı halde, mensûh kabul
ettikleri hadislerin hükmü geneldir.