DEVAM: 26. (Nebi
s.a.v.) Gece Namazı(nı Nasıl Kılardı?)
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
بْنُ إِبْرَاهِيمَ
وَنَصْرُ
بْنُ عَاصِمٍ
وَهَذَا لَفْظُهُ
قَالَا
حَدَّثَنَا
الْوَلِيدُ
حَدَّثَنَا
الْأَوْزَاعِيُّ
وَقَالَ نَصْرٌ
عَنْ ابْنِ
أَبِي ذِئْبٍ
وَالْأَوْزَاعِيُّ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ
عُرْوَةَ عَنْ
عَائِشَةَ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهَا قَالَتْ
كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يُصَلِّي
فِيمَا بَيْنَ
أَنْ
يَفْرُغَ مِنْ
صَلَاةِ
الْعِشَاءِ
إِلَى أَنْ
يَنْصَدِعَ
الْفَجْرُ
إِحْدَى
عَشْرَةَ
رَكْعَةً
يُسَلِّمُ
مِنْ كُلِّ
ثِنْتَيْنِ
وَيُوتِرُ
بِوَاحِدَةٍ
وَيَمْكُثُ
فِي سُجُودِهِ
قَدْرَ مَا
يَقْرَأُ
أَحَدُكُمْ
خَمْسِينَ
آيَةً قَبْلَ
أَنْ
يَرْفَعَ
رَأْسَهُ فَإِذَا
سَكَتَ الْمُؤَذِّنُ
بِالْأُولَى
مِنْ صَلَاةِ
الْفَجْرِ
قَامَ
فَرَكَعَ
رَكْعَتَيْنِ
خَفِيفَتَيْنِ
ثُمَّ
اضْطَجَعَ
عَلَى
شِقِّهِ الْأَيْمَنِ
حَتَّى
يَأْتِيَهُ
الْمُؤَذِّنُ
Âişe (r.anhâ)'dan;
demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) yatsı namazını bitirdikten sonra sabah oluncaya
kadar onbir rekat namaz kılardı. Her iki rekatte bir selâm verir, bir rekatle
de vitr yapardı. Secdede iken başını kaldırmadan önce elli âyet okuyacak kadar
beklerdi. Müezzin sabah namazının birinci ezanını bitirince kalkar, hafif iki
rekat (namaz) kılar, sonra da müezzin gelinceye kadar sağ tarafına yatıp
uzanırdı.
İzah:
Müslim, müsâfirîn;
Tirmizî, mevâkit; Nesaî, kıyâmu'l-leyl; ezan; sehv; İbn Mâce, ikâme, Dârimî,
salât: muvatta', leyl, Ahmed b. Hanbel, VI, 35, 74, 83, 143, 182, 215.
Hz. Nebi, yatsıdan
sonra kılmış olduğu bu onbir rekat namazı, uyumadan önce kılmış olabileceği
gibi belli bir müddet uyuduktan sonra kalkıp kılmış olması da mümkündür.
Bilindiği gibi gece kılınan bir nafilenin teheccüd namazı sayılabilmesi için
bir müddet uyuduktan sonra kılınmış olması şarttır.
Bu hadis-i şerif her ne
kadar vitr namazının bir rekat olarak kılınabileceğini ve bir rekat namaz
kılmanın sahih olduğunu söyleyen cumhur-ı ulemânın görüşünü te'yid eden ve
vitr namazı üç rekat olarak bir selâmla kılınır diyen Hanefînin aleyhine bir
delil gibi görünüyorsa da, vitr namazının başlı başına ayrı bir rekat olarak
ayrı bir niyetle kılındığına dair sarih bir ifade bulunmamaktadır. Bu bakımdan
hadis-i şerifin her iki görüşe de delil olma ihtimali vardır.
Hz. Nebi'in secdede
elli âyet okuyacak kadar kalması meselesine gelince, bu, secdede sünnet olan
"sübhane Rabbiyel-a'lâ" teşbihinin dışında okunan dualarla ilgili
152 numaralı babın hadislerinde de ifâde edildiği gibi, Fahr-i Kâinat Efendimiz
kendisi rükû' ve sücudda iken dua eder ve bunu ümmetine de tavsiye ederdi.
İmam Ahmed'in Müsned'inde Hz. Âişe'den rivayet edilen bir hadis-i şerifte Hz.
Nebi'in gece namazlarında secdede iken, "lâilâhe illâ ente: ey Allah'ım
senden başka mâbud-ı hakikî yoktur, yegâne ilâh sensin" diye duâ ettiği
ifâde edilmektedir. Resûl-i Ekrem'in secdede iken yaptığı dualardan bazıları
şunlardır "AHahümme Rabbena ve bi-hamdike, Allahümmeğfklî: Ey Allah'ım, ey
Rabbimiz seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederim, beni
bağışla."[bk. 877 no'lu hadis, Ahmed b. Hanbel, VI, 43, 49.]
"Sübbûhun kuddûsun
Rabbü'l-melâiketi ve'r-rûhi: Her türlü noksan sıfatlardan münezzeh, mukaddes,
bütün meleklerin ve Cebrâilin Rabbi"[Ahmed b. Hanbel, VI, 94.]
"Sübhâneke'llahiimme
Rabbena ve bihamdike Allahümmeğfirlî: Ey Allah'ım, seni her türlü noksan
sıfatlardan tenzih ederim. Ey Rabbimiz, sana hamd olsun, Ey Allahım, beni
bağışla."[Ahmed b. Hanbel, VI, 100.]
"Ey Allah'ım,
senin gazabından rızana, azabından affına, senden yine sana sığınırım. Seni
gereği gibi medh-ü senada bulunmaktan âcizim. Sen kendini medh ettiğin
gibisin."[bk. 879 numaralı hadis.]
Ancak 152 numaralı
bâbda da açıklandığı gibi, rükû ve secdelerde yapılan bu duanın sadece nafile
namazlara mı mahsus, yoksa farz namazlara da şâmil mi olduğu konusu mezhep
imamları arasında ihtilaflıdır. Burada tekrara lüzum görmüyoruz.
Metinde geçen
"sabah namazının birinci ezanı" sözüyle sabah namazının ikinci ezanı
kast edilmiştir. İkâmete nisbetle "birinci ezan" tabiri kullanılmıştır.
Nitekim bir numara sonra gelecek olan hadis bunu açıklamaktadır.