SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALATU’T-TATAVVU BAHSİ

<< 1314 >>

بَاب مَنْ نَوَى الْقِيَامَ فَنَامَ

20. Gece (Namaza) Kalkmaya Niyet Edip de Uyuyup Kalan Kimse

 

حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ رَجُلٍ عِنْدَهُ رَضِيٍّ أَنَّ عَائِشَةَ زَوْجَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَخْبَرَتْهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ مَا مِنْ امْرِئٍ تَكُونُ لَهُ صَلَاةٌ بِلَيْلٍ يَغْلِبُهُ عَلَيْهَا نَوْمٌ إِلَّا كُتِبَ لَهُ أَجْرُ صَلَاتِهِ وَكَانَ نَوْمُهُ عَلَيْهِ صَدَقَةً

 

Nebi (s.a.v.)'in eşi Âişe (r.anhâ) haber verdi ki: ResûlulLah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Geceleyin bir namazı olup da kendisine uyku galebe çalan hiç­bir kimse yoktur kî, o kimseye o namazın ecri yazılmasın ve uykusu da kendisine sadaka olmasın."

 

 

İzah:

Nesâî, kıyamu'l-leyl; Muvatta, salâtu'l-leyl; Beyhaki, es-Sünenii'l-kübrâ, III, 15.

 

Bu hadis-i şerifte gece namazı kılmayı alışkanlık hâline getirdiği halde uyku galebe çaldığı için gece namaza kalkamayan bir kimseye sanki o namazı kılmış gibi sevab verileceği ve o geceki uykusunun da kendisine sadaka olarak bağışlanacağı müjdelenmektedir. Mâlikî ulemasından el-Bâcî, "geceyi namaz kılarak geçiren kimsenin uyuyarak geçiren kimseye nisbetle daha üstün bir durumda olması gerektiği" görüşünden hareket ederek şunları söylemektedir: Bu hadiste geceyi namazla geçirmek niyetinde olduğu halde gece uyanamayan kimsenin bu namazın bir derecelik sevabını almasına karşılık gece uyanıp da kılmaya muvaffak olan kimsenin bu namazın on sevabını on katından 700 katına kadar kat kat alacağı kast edilmiş olabileceği gibi, gece kalkamayan kimsenin de niyetinin sevabını veya gece kalkamadığı için duymuş olduğu üzüntünün sevabım alacağı kast edil­miş olabilir." İbn Abd el-Berr ise, bu mevzuda şunları söylemektedir: "Bu hadis-i şerifte kişinin niyeti olup da yapamadığı hayrın sevabını alacağı ifâ­de edilmektedir. Bu sevab ona Allah'ın bir lütfü olarak verilmektedir. Çün­kü onu bu sevabı işlemekten alıkoyan şey, dünyevî bir meşguliyet değildir. Bilakis.kendi elinde olmayan ve Allah'dan gelen uyku gibi meşru bir maze­rettir. Nitekim Nebi (s.a.v.) de bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor­lar: "Mü'minin niyeti amelinden daha hayırlıdır; tacirin niyeti amelinden daha kötüdür. Her ikisi de niyetlerine göre amel ederler." Bu hadisin ma­nası şudur: Amelsiz niyet, niyetsiz amelden hayırlıdır. Çünkü niyetsiz amel fayda vermediği halde amelsiz olan güzel  niyetler faydalıdırlar."[bk. Mecmaıı'z-Zevaid, I, 61; Zürkânî, Şerhu'l-Muvatta I, 358; Keşfu'1-Hafâ, 'I, 324.]