DEVAM: 5. Yolculukta
İki Namazı Birleştirerek Kılmak
حَدَّثَنَا
قُتَيْبَةُ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
نَافِعٍ عَنْ
أَبِي
مَوْدُودٍ
عَنْ
سُلَيْمَانَ
بْنِ أَبِي
يَحْيَى عَنْ
ابْنِ عُمَرَ
قَالَ مَا
جَمَعَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بَيْنَ
الْمَغْرِبِ
وَالْعِشَاءِ
قَطُّ فِي
السَّفَرِ
إِلَّا
مَرَّةً
قَالَ أَبُو دَاوُد
وَهَذَا
يُرْوَى عَنْ
أَيُّوبَ عَنْ
نَافِعٍ عَنْ
ابْنِ عُمَرَ
مَوْقُوفًا
عَلَى ابْنِ
عُمَرَ
أَنَّهُ لَمْ
يَرَ ابْنَ
عُمَرَ
جَمَعَ بَيْنَهُمَا
قَطُّ إِلَّا
تِلْكَ
اللَّيْلَةَ
يَعْنِي
لَيْلَةَ
اسْتُصْرِخَ
عَلَى صَفِيَّةَ
وَرُوِيَ
مِنْ حَدِيثِ
مَكْحُولٍ
عَنْ نَافِعٍ
أَنَّهُ
رَأَى ابْنَ
عُمَرَ
فَعَلَ
ذَلِكَ
مَرَّةً أَوْ
مَرَّتَيْنِ
İbn Ömer'den; demiştir
ki: Resûlullah (s.a.v.) bir defadan başka yolculukta akşamla yatsıyı asla
birleştirmemiştir.
Ebû Dâvûd dedi ki: Bu
hadis aynı zamanda Eyyûb, Nâfi', îbn Ömer senediyle îbn Ömer'e ait mevkuf (bir
hadis) olarak (şu şekilde) rivayet olunmuştur: "Nâfİ' Safiyye'nin kara
haberinin geldiği gecenin dışında îbn Ömer'in iki namazı birleştirerek
kıldığını asla görmemiştir. "
Mekhûl'ün Nâfi'den
rivayet ettiği hadis (de şöyledir: Nâfi) îbn Ömer'i böyle yaparken bir veya iki
kere görmüştür.
İzah:
Bu hadis Resûl-i Ekrem'in ancak Arafat ve
Müzdelife'de iken öğle ile ikindiyi, akşamla da yatsıyı birleştirerek kıldığını
bunun dışında ise asla birleştirme cihetine gitmediğini söyleyen Hanefî ulemâsının
delilini teşkil etmektedir. Çünkü hadis-i şerifte söz konusu edilen Resûl-i
Ekrem'in birleştirerek kıldığı bîr namazdan maksadın,, Arafat ve Müzdelife'dekı
kıldığı namaz olması gerekir. Çünkü Nesâî'nin rivayet ettiği şu hadis bu
namazların Arafat ve Müzdelife'de kılınan namazlar olduğunu göstermektedir:
"Resûlullah (s.a.v.)'in Müzdelife'den başka bir yerde iki namazı birleştirdiğini
görmedim. O gün sabah namazını vaktinden önce kıldı.[Nesaî, mevâkît; Buhârî,
hac; Müslim, hac]
Bununla beraber konuyu
teşkil eden bu Ebû Dâvûd hadisi senedinde Abdullah b. Nâfi el-Mahzûmî bulunduğu
için zayıftır. Daha önce tercümesini sunduğumuz (1208) numaralı hadis-i
şerifte geçen Resul-i Ekrem'in Te-bûk seferinde devamlı surette namazları cem'
ederek kıldığına dair olan ifâdelerden maksat, hakiki cem değil, namazın birini
son vaktinde diğerini de ilk vaktinde kılmaktan ibaret olan şeklî cem'dir.
Müellifin, hadisin
sonuna ilâve ettiği cümlelerden maksadı, Süleyman b. Yahya'nın nıertu olarak
rivayet ettiği bu hadisin, aslında mevkuf olabileceğine dikkati çekmektir.
Yani Süleyman b. Yahya'nın aslında bu hadisi mevkuf olarak duyduğu halde merfu
olarak rivayet etmiş olabileceğini ifade etmektir. Musannif Ebû Dâvûd bunu
ifade için aynı hadisin mevkuf olan iki ayrı senedini nakletmiştir. Bu
hareketiyle musannif Ebû Dâvûd, Hanefîlerin yolculukta namazların
birleştirilemeyeceği konusundaki delillerini teşkil eden Süleyman b. Yahya
hadisinin aksi görüşte olan Şâfiîlerin delilini teşkil eden (1207) no'lu Nâfi
hadisine tercih edilecek bir özelliği bulunmadığını ifâde etmek istemektedir.
Bununla beraber ileride gelecek olan (1212) numaralı hadis bu mevzuda Hanefî
ulemasını doğrulamaktadır.