DEVAM: 5. Yolculukta
İki Namazı Birleştirerek Kılmak
حَدَّثَنَا
يَزِيدُ بْنُ
خَالِدِ بْنِ
يَزِيدَ بْنِ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
مَوْهَبٍ الرَّمْلِيُّ
الْهَمْدَانِيُّ
حَدَّثَنَا الْمُفَضَّلُ
بْنُ
فَضَالَةَ
وَاللَّيْثُ بْنُ
سَعْدٍ عَنْ
هِشَامِ بْنِ
سَعْدٍ عَنْ أَبِي
الزُّبَيْرِ
عَنْ أَبِي
الطُّفَيْلِ
عَنْ مُعَاذِ
بْنِ جَبَلٍ
أَنَّ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَانَ فِي
غَزْوَةِ
تَبُوكَ
إِذَا زَاغَتْ
الشَّمْسُ قَبْلَ
أَنْ
يَرْتَحِلَ
جَمَعَ
بَيْنَ الظُّهْرِ
وَالْعَصْرِ
وَإِنْ
يَرْتَحِلْ
قَبْلَ أَنْ
تَزِيغَ
الشَّمْسُ
أَخَّرَ
الظُّهْرَ
حَتَّى
يَنْزِلَ
لِلْعَصْرِ
وَفِي الْمَغْرِبِ
مِثْلُ
ذَلِكَ إِنْ
غَابَتْ الشَّمْسُ
قَبْلَ أَنْ
يَرْتَحِلَ
جَمَعَ بَيْنَ
الْمَغْرِبِ
وَالْعِشَاءِ
وَإِنْ
يَرْتَحِلْ
قَبْلَ أَنْ
تَغِيبَ
الشَّمْسُ
أَخَّرَ
الْمَغْرِبَ حَتَّى
يَنْزِلَ
لِلْعِشَاءِ
ثُمَّ جَمَعَ
بَيْنَهُمَا قَالَ
أَبُو دَاوُد
رَوَاهُ
هِشَامُ بْنُ
عُرْوَةَ
عَنْ
حُسَيْنِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
كُرَيْبٍ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
عَنْ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
نَحْوَ
حَدِيثِ
الْمُفَضَّلِ
وَاللَّيْثِ
Muâz b. Cebel (r.a.)’den
rivayet olunduğuna göre; Resûlullah (s.a.v.) Tebûk gazvesinde iken (konaklama
yerlerinden) yola çıkmadan önce güneş (batıya) kayarsa öğleyle ikindiyi
birleştirerek kılardı. Eğer güneş (batıya) kaymadan önce yola çıkacak olursa
ikindiyi kılmak üzere (bir yerde) konaklaymcaya kadar öğleyi geciktirirdi.
Akşamleyin de aynı şekilde (hareket ederdi). Eğer yola çıkmadan önce güneş
batmışsa, akşamla yatsıyı birleştirerek kılardı. Eğer güneş batmadan yola
çıkmışsa, akşam namazını yatsıyı kılmak için (bir yerde) konaklaymcaya kadar
geciktirirdi. Sonra ikisini birleştirerek kılardı.
Ebû Dâvûd dedi ki: Bu
hadisi Hişâm b. Urve de Hüseyn b. Abdullah, Kureyb ve İbn Abbâs vasıtasıyle
Nebi (s.a.v.)'den, el-Mufaddal ve el-Leys hadisine benzer bir şekilde rivayet
etmiştir.
İzah:
Ebû Davud'un, hadisin
sonundaki bu sözlerinden maksadı, başka hadislerin takviyesi ile hadisteki
zayıflığın giderildiğine dikkati çekmektir.Gerçekten bu hadis zayıftır. Çünkü
senedinde Hişâm b. Sa'd vardır. Hadis ulemâsı tarafından tenkid edilmiş bir
kişidir. Bu bakımdan rivayet ettiği hadislere güvenilemez. İşte her ne kadar bu
hadis Resûl-i Ekrem'in yolculukta namazları takdim ve te'hir suretiyle
birleştirerek kıldığına bir delil teşkil etmekte ise de, zayıflığı sebebiyle
yolculuk esnasında namazları birleştirerek kılmanın caiz olmadığı görüşünde
olan ulemâ tarafından reddedilmiştir. Her ne kadar musannif Ebû Dâvûd hadisin
sonunda bu hadisin başka hadislerle takviye edildiğini söylemek istemişse de
takviye edici bir örnek olarak verdiği İbn Abbâs hadisi de zayıftır. Çünkü
senedinde Husayn b. Abdullah vardır. Bu ravi hadis uleması tarafından inancına
varıncaya kadar her yönüyle ve ağır bir dille tenkid edilmiştir. Ancak İbn
Hacer el-Askalânî'ye göre bu hadisi takviye eden daha başka hadis-i şerifler
vardır. Meselâ Yahya b. Abdilhamid el-Hamânî'nin Müsned'inde Ebû Hâlid
el-Ahmer, el-Haccâc, el-Hakem, Muksim ve İbn Abbas vasitasıyle rivayet ettiği
hadis bu hadisi takviye ederek hasen derecesine yükseltmektedir. Esasen
Tirmizî de bu hadisin hasen olduğunu söylemiştir. Aynı şekilde İsmail
el-Kadî'nin el-Ahkâm isimli eserinde İsmail b. Ebî İdris, İsmail'in kardeşi
Süleyman b. Hilâl, Hişâm b. Urve, Kureyb ve İbn Abbas vasıtasıyle rivayet
ettiği hadis de bu hadisi takviye etmektedir. Hanefî ulemâsına göre Hz.
Peygamberin öğleyi ve akşamı te'hir etmesinden maksad, vakitleri çıkıncaya
kadar te'hir etmesi değil, öğle ve akşamın son vakitlerine kadar te'hir etmesi
yani bu iki vakti yolculukta son vakitlerinde edâ etmesinin hemen akabinde
ikindi ve yatsıyı kılmasıdır. Nitekim aşağıdaki (1209) numaralı hadis de bunu
izah etmektedir.