DEVAM: 5. Yolculukta
İki Namazı Birleştirerek Kılmak
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
أَبِي
الزُّبَيْرِ
الْمَكِّيِّ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ
جُبَيْرٍ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَبَّاسٍ
قَالَ صَلَّى
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
الظُّهْرَ
وَالْعَصْرَ
جَمِيعًا
وَالْمَغْرِبَ
وَالْعِشَاءَ
جَمِيعًا فِي
غَيْرِ خَوْفٍ
وَلَا سَفَرٍ
قَالَ قَالَ
مَالِكٌ أَرَى
ذَلِكَ كَانَ
فِي مَطَرٍ قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَرَوَاهُ حَمَّادُ
بْنُ
سَلَمَةَ
نَحْوَهُ
عَنْ أَبِي
الزُّبَيْرِ
وَرَوَاهُ
قُرَّةُ بْنُ
خَالِدٍ عَنْ
أَبِي
الزُّبَيْرِ
قَالَ فِي سَفْرَةٍ
سَافَرْنَاهَا
إِلَى
تَبُوكَ
Abdullah b. Abbâs'tan;
demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) korku ve sefer olmaksızın öğle ile ikindiyi ve
akşamla yatsıyı bir arada kıldı.
Malik dediki: "Ben
bunun yağmur hakkında olduğunu zannediyorum."
Ebu Davud dediki: Bu
hadisin benzerini Ebu'z-Zübeyr, Hammad b. Seleme ile Kurretü'bnü Halid de
rivayet etmiştir. (Ebu'z-Zübeyr) dedi ki: (Bu hadise) Tebuk seferine
çıktığımızda oldu.
Diğer tahric: Müslim,
müsafirin, Tirmizi mevakit; Nesâi, mevakit
AÇIKLAMA:
Bu hadis-i şerif îmam
Malik (r.a.)'ın tefsiriyle birlikte mütelaa edilecek olursa yağmurdan dolayı
öğle ile ikindiyi ve akşam ile yatsıyı cem ederek birlikte kılmanın caiz
olduğuna delâlet etmektedir, Bununla beraber îmam Malik'ten yağmurdan dolayı
öğle ile ikindiyi cem' ederek kılmanın mekruh olduğu da rivayet edilmektedir.
İmam Malik'e göre "Öğle ile ikindi vakitlerinde halk umumiyetle çarşıda pazarda,
kırda bayırda kendi işleriyle meşgul olurlar. Her ne kadar halk bu vakitlerde
yağmurdan dolayı işlerinden kalmamaya gayret ederlerse de yağmur sebebiyle
namazı Allah'ın tayin ettiği vaktin dışında kılmak kerahetten hali
kalamaz."
Hele akşamla yatsıda
cemin kerahati daha,da aşikârdır. Çünkü bu iki vakit iş-güç vakti değildir.
Aksine istirahat zamanıdır. İnsan bu iki vaktin namazım bir arada kılacak
olursa tamamen istirahata çekilebilir. Bu sebeble yağmurdan dolayı akşam ve
yatsı namazlarını cem' ederek kılmakta bir sakınca yoktur. Nitekim,
Medine'liler ve onların dışında İmam Şafiî gibi bazı kimseler de bu
görü'ştedirler.
Bir numara sonra
gelecek olan ve Resûl-i Ekrem'in yağmur ve korku olmadığı halde sadece ümmetine
kolaylık sağlamak maksadıyla namazları bir arada kıldığını ifade eden hadis-i
şerif için el-Beyhakî şunları söylemektedir: "Bu hadis cumhurun
rivayetine muhaliftir. Genellikle cumhurun bu konudaki rivayeti gerçeğin
ifadesidir. Nitekim yağmurdan dolayı namazların cem edilebileceğine dair bizim
İbn Abbas ve İbn Ömer'den rivayet ettiğimiz hadis-i şeriflerde bu gerçeği
ortaya koymaktadırlar."
Diğer bazı ulemâ ise
yağmur ve korku bulunmadığı halde Resûl-i Ekrem’in iki namazı birleştirerek bir
arada kıldığını ifâde eden bu gibi hadisleri "şiddetli ve devamlı bir
yağmur yoktu" şeklinde te'vil ederek "yine de Resûl-i Ekrem bu
namazları az da olsa yağmurdan dolayı birleştirerek kıldı" demektedirler. Bu konudaki görüşleri şu şekilde
özetleyebiliriz:
1. Yağmurdan dolayı iki
namazın bir arada kılınabileceği görüşünde olan haleften ve seleften pek çok
ilim adamı vardır. Bu görüşte olanlardan İmam Şafiî'ye göre yağmur sebebiyle
öğle ile ikindiyi ve akşamla yatsıyı takdim cem'iyle, yani ikindiyi öğle
vaktinde öğle namazıyla, yatsıyı da akşamın ilk vaktinde akşam namazıyla
beraber kılmak caizdir. Ancak bu şekilde kılınan namazların caiz olabilmesi
için namaza dururken yağmurun devam etmesi şarttır. Ebû Sevr ile bir grup ilim
adamı da bu görüşü paylaşmaktadırlar.
2. İmam Mâlik ile İmam
Ahmed'e göre ise, yağmurdan dolayı akşamla yatsıyı bir arada kılmak caiz ise de
öğle ile ikindiyi bu şekilde kılmak mekruhtur. Urve b. Zübeyr, İbn Ömer, İshak
ve Yedi Fakih diye bilinen meşhur ulemâ da bu görüştedirler. Delilleri ise,
konumuzu teşkil eden Ebû Dâvûd hadisiyle birlikte el-Esrem'in Ebû Seleme b.
Abdirrahman'dan rivayet ettiği şu haberdir: "Yağmurlu bir günde akşamla
yatsıyı cem ederek bir arada kılmak sünnettendir."
İbn Kudâme el-Muğnî
isimli eserinde bu hallerin sünnete uygun olduğunu ifâde etmiştir. Nitekim
Hişam b. Urve de şöyle demiştir: "Ben, Ebân b. Osman'ın yağmurlu bir
gecede akşamla yatsıyı bir arada kıldığım gördüm. Urve b. Zübeyr, Ebû Seleme b.
Abdirrahman, Ebû Bekr b. Abdurrahman da O'nunla birlikte bu namazları kıldılar
ve itiraz etmediler. Kendi asırlarında bulunan ulemânın hiçbirinin de bu
uygulamaya itiraz ettiği görülmemiştir. Bu ise, bir icmâ demektir. Nitekim
Esrem bu mevzuda icmâ olduğunu nakletmiştir.
İmam-Mâlik çamur ve
karanlık sebebiyle de akşam ve yatsı namazlarının birlikte kılınabileceğini
söylemiştir.
3. İmam Ebû Hanife
(r.a.)'e, Şafiîlerden Müzenfye ve diğer bazı ulemâya göre ise, yağmurdan
dolayı namazları cem'ederek bir arada kılmak kesinlikle caiz değildir.
Namazların cem' edilerek bir arada kılınabileceğine dair hadislerdeki
"cem'etme" kelimelerinden maksat, hakiki mânâda cem değil, şeklî
mânâda cem etmektir. Yukarıda da ifâde ettiğimiz gibi birinci namazı son
vaktinde, ikinci namazı ise, ilk vaktinde kılmaktır ki, ilk bakışta insana ikisinin
de bir vakitte kılındığı intibaını verir.
İmam Nevevî ise,
Hanefîlerin bu görüşü hakkında: "Bu hadisin zahirine uygun olmayan bir
görüştür. Hadisi böyle te'vil etmeye müsait bir çıkış yolu da yoktur"
diyerek bu görüşün son derece zayıf ve bâtıl olduğunu soy-lemişse de Hafız İbn
Hacer el-Askalânî Fethü'I-Bârî isimli eserinde Nevevî'-yi bu itirazından
dolayı, "Nevevî'nin zayıf bulduğu bu görüşü, Kurtubî takdir ve tahsin
etmiş ve ondan önce imamü'l-Harameyn bu görüşü tercih etmiş, İbn Mâcişûn,
Tahâvî ve İbn Seyyidinnas da bu görüşü benimsemişlerdir. İbn Seyyidinnâs'e göre
bu hadisi Buharı ve Müslim'de İbn Uyeyne ve Amr b. Dinar vasıtasıyle rivayet
eden Ebû Şa'~sâ da bu görüştedir. Muhakkak ki hadisi rivayet eden, hadisin
hükmünü daha iyi bilir. İbn Seyyidinnas'in bahsettiği hadis şudur: İbn Abbâs;
Peygamber (s.a.v.) ile cem suretiyle sekiz ve (yine) cem' suretiyle yedi rekat
namaz kıldım" demiş; ben; "Ya Eba'ş-Şa'sâ, zannederim öğleyi te'hir,
ikindiyi acele kıldı ve akşam namazım te'hir yatsıyı da (vakit girer-girmez)
acele kıldı" dedim. Ebu'ş-Şa'sa: "Ben de öyle zannediyorum"
cevabım verdi.[Buhârî, teheccud; Nesaî, mevâkît] demiştir.
İbn Hacer daha sonra
şunları söylemektedir: "Resûl-i Ekrem'in namazları cem ederek kıldığını
ifâde eden bu Ebû Dâvûd hadisinin "şeklî olarak birleştirerek kılmak"
manasına geldiği kabul edilirse, namazın şartı olan vakit korunmuş olur. Hem de
bu hadis bu şekilde te'vile müsaittir. Fakat takdim ve te'hir suretiyle cem
mânâsına te'vil edilecek olursa, o zaman namaz özürsüz olarak şart olan vaktin
dışına çıkarılmış olur.”
Cumhura göre hazarda
cem, özürsüz olarak caiz değildir. Cumhur konumuzu teşkil eden Ebû Dâvûd
hadisini çeşitli şekillerde te'vil etmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır:
1. Mezkûr cem,
hastalıktan ötürü idi. Hafız İbn Hacer bu cevabın düşündürücü olduğunu
söylüyor. Çünkü Resûlullah (s.a.v.) hastalık sebebiyle cem etmiş olsaydı
kendilerinde hastalık özrü bulunanlar onun arkasında namaz kılar ve özürsüz
olanlar kılmazdı. Oysa İbn Abbâs iki namazı sahabesi ile beraber cem ettiğini
açıklamaktadır.
2. Mezkur cem, yağmur
sebebiyle idi. Fakat bu hadisin; "korku ve yağmur olmaksızın"
şeklindeki rivayeti zayıftır.
3. Mezkur cem, havanın
bulutlu oluşu sebebiyle idi. Şöyle ki: Peygamber (s.a.v.) öğle namazını
kıldıktan sonra hava açılmış ve ikindi vaktinin girmiş olduğu tebeyyün edince
hemen akabinde ikindi namazını kılmıştır. Bu cevap da doğru değildir. Çünkü
öğle ve ikindide bu hususta zayıf bir ihtimal varsa da akşam ve yatsıda böyle
bir ihtimal asla vârid değildir.
4. Peygamber (s.a.v.)
öğleyi son vaktine te'hir etmiş ve ikindiyi vaktinin evvelinde kılmıştır.
Nevevî, "Bu ihtimal zayıf veya bâtıldır. Çünkü hadisin zahir manasına
depüdüz aykırıdır" diyor. Hafız İbn Hacer, Nevevî'nin zayıf veya bâtıl
gördüğü bu ihtimali Kurtubî, İmâmü'l-Harameyn ve daha başkalarının beğendiğini
hatta İbn Seyyidinnas'ın kuvvetli
bulduğunu söylemektedir.
Ulemâdan bir cemaat bu
hadisle istidlal ederek bir hacetten dolayı hazarda dahi iki namazın cem
suretiyle beraber kılınabileceğine kail olmuş ancak bunun âdet edinilmemesini
şart koşmuşlardır. îbn Şîrîn ile Rabia, Eşheb, İbnu'l-Münzir ve Kaffal-i
Kebîr'in mezhebleri budur. Aynı kavli Hattâbî birçok hadis imamlarından
nakletmiştir. Bunların delili Hz. îbn Abbas'ın; "Resûlullah (s.a.v.) bunu
ümmetini meşakkate sokmamak için yaptı.”[bk. 1211 numaralı hadisin açıklaması.]
demiş olmasıdır.[Davudoğlu, Ahmed, Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi, IV, 146.]