DEVAM: 4. Yolcunun,
Vaktin Girip Girmediğinden Şüpheli Olarak Namaz Kılması
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
شُعْبَةَ
حَدَّثَنِي
حَمْزَةُ
الْعَائِذِيُّ
رَجُلٌ مِنْ
بَنِي
ضَبَّةَ
قَالَ
سَمِعْتُ
أَنَسَ بْنَ
مَالِكٍ
يَقُولُ
كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِذَا نَزَلَ
مَنْزِلًا
لَمْ
يَرْتَحِلْ
حَتَّى يُصَلِّيَ
الظُّهْرَ
فَقَالَ لَهُ
رَجُلٌ وَإِنْ
كَانَ
بِنِصْفِ
النَّهَارِ
قَالَ وَإِنْ
كَانَ بِنِصْفِ
النَّهَارِ
Dabbe oğullarından Hamz
el-Âizî dedi ki: Enes b. Mâlik'in şöyle dediğini işittim: Resûlullah (s.a.v.)
bir yerde konakladığında öğle namazını kılmadan yola çıkmazdı. Bir adam:
Gündüzün yarısında (zevalden önce) olsa da mı? deyince (Enes); Evet, gündüzün
yarısında da olsa diye cevab verdi.
İzah:
Nesaî, mevâkît
Resûl-i Ekrem yolculuk
esnasında öğle namazını ilk vaktinde kılardı. İlk bakışta zahiren daha güneş
batıya meyletmemiş gibi göründüğü zaman da bile öğle namazını kıldığı
anlaşılmakta ise de doğru olanı, güneşin batıya kaydığını görür görmez hemen
namazını kılıp yola çıktığıdır.
İşte bu sebeple ulemâ
gündüzün yarısında bile olsa güneş batıya meyletmeden öğle namazının
kılınamayacağında ittifak etmiştir.