بَاب
السُّجُودِ
عِنْدَ
الْآيَاتِ
11. Korkunç Hadiseler Esnasında
Secde Etmek
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
عُثْمَانَ
بْنِ أَبِي
صَفْوَانَ
الثَّقَفِيُّ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
كَثِيرٍ
حَدَّثَنَا
سَلْمُ بْنُ
جَعْفَرٍ
عَنْ
الْحَكَمِ
بْنِ أَبَانَ
عَنْ
عِكْرِمَةَ
قَالَ قِيلَ
لِابْنِ عَبَّاسٍ
مَاتَتْ
فُلَانَةُ
بَعْضُ أَزْوَاجِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَخَرَّ
سَاجِدًا
فَقِيلَ لَهُ
أَتَسْجُدُ
هَذِهِ
السَّاعَةَ
فَقَالَ
قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِذَا
رَأَيْتُمْ
آيَةً
فَاسْجُدُوا
وَأَيُّ
آيَةٍ
أَعْظَمُ مِنْ
ذَهَابِ
أَزْوَاجِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
İkrime'den; demiştir ki:
İbn Abbâs (r.anhümâ)'ya; "Resûl-i Ekrem'in hanımlarından falan öldü"
denildi. Bunun üzerine hemen secdeye kapandı. Kendisine: Şu saatte secde mi
yapıyorsun? denildi. Şu karşılığı verdi: Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem), "Önemli bir hâdise gördüğünüz zaman secde ediniz" buyurdu.
Resul-i Ekrem'in hanımlarının gitmesinden daha büyük hangi hadise vardır?
İzah:
Tirmizî, menâkıb;
Beyhakî, es-Sünenu'l-kübrâ, III, 343.
Hadiste Resûlullah'ın
hangi hanımının öldüğü ismen belirtilmemiştir. Beyhakî'deki rivayetten
anlaşıldığına göre bu hamm Safiyye (r.anhâ)dır.
Beyhakf niıı
buradakinden biraz daha mufassal olan rivayeti şöyledir: "ikrime dedi kî:
Medine'de bir ses
duyduk. İbn Abbâs bana:
Ey İkrime, git bak bu
ses neymiş? dedi. Gittim Resûlullah'ın hanımı Safiyye bint Huyey'i vefat etmiş
buldum. İbn Abbâs'a geldim, onu secde hâlinde buldum. Güneş doğunca kendisine,
Sübhanellah! henüz güneş doğmadığı halde secde mi ediyorsun? dedim.
Ey anası ölesi!
Resûlullah (S.A.V.); "önemli bir hâdise görürseniz secdeye kapanınız,
binin mattı mı?" Biz diri olduğumuz halde mü'minlerin analarının
aramızdan ayrılmasından daha büyük hangi hâdise var? Çünkü onlar bereket
sahiblendirler. Onların sağlığı sebebiyle insanlardan azab kaldırılır. Ölümleri
ile de azabın gelmesinden korkulur. Öyleyse (böyle anlarda) zikir ve secdenin
bereketiyle azabın def edilmesi için Allah'a dönmek ve ona sığınmak
gerekir."
Görüldüğü gibi
Beyhakî'nin bu rivayeti hadisenin aydınlanması bakımından daha açık ve daha
tafsilâtlıdır. Bu rivayetten anlaşıldığına göre Hz. Peygamber'in secdeye
vardığı bu zaman, güneşin doğmasından evveldi. Onun için etrafındakilerin
teaccubüne sebeb olmuştu. Çünkü bu vakit namaz kılmanın mekruh olduğu vakitlerdendir.
Hz. Peygamber'in;
"önemli bir hadise gördüğünüz zaman secde ediniz" emrindeki
"secde" namaz ile tefsir edilmiştir. Buhârî'nin Ebû Mes'ûd'dan
rivayet ettiği: "...Fakat bunlar Allah'ın alâmetlerinden iki alâmettirler,
onu
gördüğümüz zaman kalkıp
namaz kılınız..." hadisi bu tefsire delil gösterilmiştir.
Bu secdeden maksadın
kendi mânâsı olduğunu söyleyenler de vardır. AIiyyü'l-Kaarî, Tıybî'nin şöyle
dediğini nakleder:
"Eğer âyet (önemli
hâdise)den maksat güneş ve ay tutulması ise, "secdemden murat namazdır.
Yok şiddetli rüzgâr, zelzele (vs.) ise, "secde" kendi özel mânâsına
hamledilir."
İbnu'I-Humam,
Fethü'l-Kadîr'de; "Şeyhülislamın Mebsût'unda karanlık ve şiddetli rüzgârda
namaz güzeldir, denilmektedir. İbn Abbas'm Basra'da zelzeleden dolayı secde
ettiği rivayet edilmektedir" denildiğini nakleder.