جُمَّاعُ
أَبْوَابِ
صَلَاةِ
الِاسْتِسْقَاءِ
وَتَفْرِيعِهَا
1. İstiska — Yağmur
İsteme — Namazı
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
مُحَمَّدِ
بْنِ ثَابِتٍ
الْمَرْوَزِيُّ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّزَّاقِ
أَخْبَرَنَا
مَعْمَرٌ عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ عَبَّادِ
بْنِ تَمِيمٍ
عَنْ عَمِّهِ
أَنَّ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
خَرَجَ
بِالنَّاسِ
لِيَسْتَسْقِيَ
فَصَلَّى
بِهِمْ
رَكْعَتَيْنِ
جَهَرَ بِالْقِرَاءَةِ
فِيهِمَا
وَحَوَّلَ
رِدَاءَهُ
وَرَفَعَ
يَدَيْهِ
فَدَعَا
وَاسْتَسْقَى
وَاسْتَقْبَلَ
الْقِبْلَةَ
Abbâd b. Temîm, amcası
(Abdullah b. Zeyd b. Âsim -r.a.-)'dan rivayet ettiğine göre; Resûlullah
(S.A.V.) ashabı ile birlikte (namazgah'a) yağmur duasına çıkıp onlara iki rekat
namaz kıldırdı. Bu rekatlerde kıbleye karşı durdu açıktan okudu, ridâsını ters
çevirdi. Ellerini kaldırıp duâ etti ve yağmur istedi.
İzah:
Buhârî, istiskâ;
Müslim, istiskâ; Tirmizî, cuma; Nesâî, istiskâ; İbn Mâce, ikâme; Dârimî, salât;
Muvatta, istiskâ; Ahmed b. Hanbel, II, 326, IV, 39, 40, 41.
Tirmizî bu babda
İbn Abbâs, Ebû
Hüreyre, Enes ve Ebu'l-Lahm (r.anhüm)'den de hadis rivayet
edildiğini söyleyip Abdullah b. Zeyd'in (üzerinde durduğumuz) hadisi için
"Hasen - sahih" der.
İstiskâ: "Su
istemek" demektir. İhtiyaçları olan suyu bulamayanların geniş alanlara çıkıp
duâ ve tazarru'da bulunarak Cenab-i Allah'tan yağmur niyaz etmelerine istiskâ
(yağmur isteme duası) bu niyaz esnasında kılınan namaza da istiskâ namazı
denir.
Yağmur duasının meşru
oluşunda bütün âlimler müttefiktir. Bunun meş-rûiyyeti, Kitab ve Sünneti ile
sabittir. Üzerinde durduğumuz hadisler, bu sü-butun sünnetten; "Ey kavmim! Rabbinizden bağışlamasını
dileyin, sonra da tevbe edin ki size semadan bol bol yağmur
göndersin."[Hûd 52] âyet-i kerimesi ile "Dedim ki, Rabbinizden
bağışlanma dileyin doğrusu O çok bağışlayandır. Size gökten bol bol
indirsin"[Nuh 10,11.] âyeti kitaptan delilidir.
Bu âyet-i kerimelerde
bahsedilen Peygamberler Nûh ve Hûd aleyhisse-lâm'lardır, dua ve istiğfar
konusundaki tavsiyeleri de kendi ümmetlerine yönelik ise de, Allah'ın ve
Resulünün bunu red etmemesi, onlara ait olan hükmün bizim için de geçerli
olmasını gerektirir.
Bu âyetler yağmur
duasının eski ümmetlerde de meşru olduğunu göstermektedir. Ahmed b. Hanbel ve
Hâkim' in Ebû Hureyre'den naklettikleri şu haber, Hz. Süleyman'ın yağmur
duasına çıktığını göstermektedir: Resû-lüllah (S.A.V.) şöyle buyurdu:
"Süleyman (a.s.) yağmur duasına çıkmıştı. Bir karınca sırt üstü yatarak
ayaklarını semâya kaldırmış, Ya Rabbi! Biz senin yaratıklarından biriyiz. Senin
suyuna muhtacız, diye duâ ediyordu. Bunun üzerine Hz. Süleyman yanındakilere,
şüphesiz sizler başkasının duası sebebiyle sulandınız" dedi.
İbn Asâkir'in şu
rivayeti de İslâm'ın zuhurundan önce yağmur duasının Mekkeliler tarafından
yapıldığını göstermektedir. Mekkeliler kıtlığa düşmüşlerdi ve Ebü Tâlib'e
gelerek; "Ya Ebâ Talib! Şu vadiye kıtlık geldi. Çoluk çocuk kuraklıkta
kaldı, gel bir yağmur duası yapıver" demişler. Bunun üzerine Ebû Tâlib
yanında üzerinde kara bir bulut açılmış güneş gibi bir çocuk (yani Hz. Peygamber)
ve onun etrafında başka çocuklar olduğu halde, yağmur duasına çıkmış. Çocuğu
atarak sırtını Kabe'ye yaslanmış ve parmağını çocuğa dokundurmuş, işte bu
esnada hiçbir bulut bulunmayan gökyüzünde sağdan soldan gelen bulutlar
toplanmış ve gittikçe çoğalmış, sonunda öyle bol bir yağmur yağmış ki, vadiler
dolup taşmış her taraf bolluk içinde kalmıştır."
Yukarıda da ifâde
edildiği gibi yağmur duasının meşruiyetinde bütün ulemâ müttefiktir. Bu
konudaki âyet ve hadislerin hepsinde müşterek olan nokta, istiğfar ve Allah'a
hamd-ü sena ve duanın mevcut olmasıdır. Üzerinde durduğumuz hadis ve diğer
bazı rivayetler yağmur duası namazının da meşru' olduğunu göstermektedir.
Ulemânın cumhuru istiskâ namazının meşru olduğu görüşündedir. Nevevî, Ebû
Hanife rahimehüllah'dan başka hiç kimsenin buna muhalif olmadığını söyler.
Aynî ise, bunun sahih olmadığını İbrahim en-Nehaî'nin de İmam-ı Azam'ın
görüşünde olduğunu bildirir.
Hanefi fıkıh
kitablarının, İmam-ı Azam'ın bu konudaki görüşü hakkında naklettikleri şeyler birlik
arzetmemektedir.
Bunlardan bazıları,
imamın cemaatle istiska namazının sünnet olduğunu kabul etmediğini, ama onun
meşruiyetine de itirazı olmadığını söylerler. Meselâ bu mezhebin önde gelen
fıkıh kitablarından Hidâye'de şöyle denilmektedir: "Ebû Hanife
rahimehullah dedi ki: istiskâda cemaatle kılınan, sünnet bir namaz yoktur. Ama
insanlar teker teker kılarlarsa bu caizdir. İstiskâ duâ ve istiğfardan
ibarettir. Allahu Teâlâ'nın: "Rabbinizden af dileyin, çünkü o çok
bağışlayıcıdır, dedim"[Nuh 10] meâlindeki âyet-i kerime buna delildir.
Resûlullah (S.A.V.)'den de namaz kıldığı rivayet edilmemiştir."
İbnu'l-Hümâm, Hidâye
sahibinin bu sözüne "sahih değil" diye karşı çıkmanın doğru
olmayacağını, çünkü yukarıdaki ibarenin hemen altında imamın iki rekat namaz
kılınacağı görüşünde olan Sahibeynin delilleri olarak Resûlullah (S.A.V.)'m
bayram namazı gibi iki rekat namaz kıldığının beyan edildiğini söyler. Hidâye
sahibinin beyânına göre, İmam-ı Azam'ın Resûluüah'ın istiskâ namazı kıldığına
delâlet eden haberlere itibar etmeyişinin sebebi şudur: "Hz. Peygamberin
birşeyi bazan yapıp bazan terk etmesi ile o şeyin sünnet oluşu sabit
olmaz." Sünnet, Hz. Peygamber'in devamlı olarak yaptığı şeydir. İmam-ı
Azam Resulüllah'ın bazan bu namazı kıldığını göz önüne alarak, mutlak olarak
"yasak" dememiş onun sünnet olmadığını söylemiştir.
Hanefi kitaplarından
bazılarında ise, Ebû Hanife'nin istiska namazının cemaatle kılınmasının meşru
olmadığını söylediği belirtilmektedir.
Bedâiu's-sanai bu nakli
yapanlardandır. Bu kitabta şöyle denilmektedir:
"İstiska namazına
gelince, Ebû Hanife'den yapılan rivayetin zahirine göre istiskâda namaz yoktur.
O duadan ibarettir. "İstiskâda namaz yoktur"
ifadesinden murad,
cemaatle namazdır. Yani istiskâda cemaatle namaz yoktur, demektir. Ebû Yûsuf
dan yapılan şu rivayet, bunu göstermektedir. Ebû Yûsuf der ki: Ebû Hanife'ye
istiskâda namaz var mı? Yoksa o belli bir duadan mı ibarettir? diye sordum.
"Cemaatle namaz yok, fakat dua ve istiğfardır. Ama eğer tek tek namaz
kılarlarsa bunda beis yoktur" dedi.
Peygamber (S.A.V.), Hz.
Ömer ve Hz, Ali'nin yağmur duasına çıkıp fakat namaz kılmadıklarını bildiren
rivayetler İmam-i Azam'ın görüşüne delil olarak zikredilir.
Yağmur duası namazının
sünnet oluşunu kabul edenlere göre, bu namazla ilgili bazı esaslar vardır.
Buhârî Şârihi Aynî'nin bu konuda yazdıklarının özeti aşağıdadır:
1. Yağmur duasında
hutbe de vardır ve bu hutbe namazdan önce irad edilir. Bu mesele Yahya b.
Saîd'in rivayetinde zikredildiği gibi Ebû Davud'un Hz. Âişe'den rivayet ettiği
hadisden de anlaşılmaktadır.[1173 numaralı hadis.]
Ahmed b. Hanbel'in
yaptığı bir rivayette ise, namazın hutbeden önce olduğu ifâde edilmektedir. Bu
zıd rivayetlerin arasını bulmak için birincisi, cevaza hamledilmiş; müstehab
olanın ise, önce namaz kılmak olduğuna hük-medilmiştir.
2. Yağmur duası namazı
iki rekattir. Bu konuda Ebû Dâvûd, îbn Abbâs (r.anhumâ)'dan bir hadis rivayet
etmiştir. Bu hadiste Efendimizin istis-ka namazını iki rekat kıldığı
bildirilmiştir.[bk. 1165 no'lu hadis. Açıklamasını yapmakta olduğumuz hadis de
bu namazın iki rekat olduğunu göstermektedir.]
Hattâbî "bu hadis
bayram namazlarında olduğu gibi tekbir getirilmesi gereğine delildir. Şafiî,
İbnu'l-Müseyyeb, Ömer b. Abdilaziz ve Mekhûl bu görüştedir. İmam Mâlik ise, bu
namazın, diğer namazlardan farkı olmadığını, bayram tekbirleri gibi tekbir
alınmayacağını söyler" demektedir. Aynî, Ahmed b. Hanbel'in, bir rivayete
göre evvelki görüşte, Sevrî, Evzâî, İshâk, Hanefîlerden Ebû Yusuf ve
Muhammed'in bir rivayete göre de Ahmed b. Hanbel'in ikinci görüşte olduklarını
ilâve eder.
3. İstiskâ, namazı
bayram namazı vaktinde kılınır. Ancak ulemâ bunda müttefik değildir. İmam Mâlik
ve Ebû Sevr'e göre, istiska namazına bayram namazına çıkıldığı gibi çıkılır.
İbnu'l-Münzir ve İbn Abdilberr'in nakillerine göre, İmam Şafiî de bu
görüştedir. Bazılarının nakline göre ise, Şafiî istiska namazı için muayyen bir
vaktin olmadığı görüşündedir. Nevevî, ulemânın çoğunluğunun buna kail olduğunu
söyler.
4. İstiska namazında da
bayram namazlarında olduğu gibi Fatiha'dan sonra Kâf ve İnşikâk ya da A'Iâ ile
Gâşiye sûrelerinin okunması efdaldir.
Bu söylenilen, işin
efdal olanıdır. Yoksa başka sûreler okunarak -hatta Şafiî'ye göre sadece Fatiha
ile de- istiska namazı kılınabilir.
5. İstiska namazında
kıraat cehrî (aşikâre)dir.Tirmizî'nin rivayet ettiği Abdullah b. Zeyd hadisinde
Hz. Peygamber'in açıktan okuduğu bildirilmektedir".
Hanefîlerden Ebû Yûsuf,
"Bu konuda duyduğum hadislerin en güzeline göre yağmur duasında imam iki
rekât namaz kıldıracak ve sûreleri açıktan okuyacaktır. Namazdan sonra kıbleye
dönecek, fakat minbere çıkmadan ayakta duracak, eğri bir şeye dayanacak ve iki
hutbe okuyacaktır" demiştir. Onun "bir hutbe okur" dediği de
nakledilir.
İmam Muhammed'e göre
namazdan sonra iki hutbe okunur ve hutbelerin arası birbirinden ayrılır. Bu,
aynı zamanda Şafiî'nin görüşüdür.
Buraya kadar
söylediklerimizi Aynî'den özetleyerek naklettik. Hz. Pey-gamber'in yağmur
duasında okuduğu duanın metni 1173 no'lu hadiste gelecektir.