SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 423 >>

بَاب فِي وَقْتِ الصُّبْحِ

8. Sabah Namazının Vakti

 

حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا أَنَّهَا قَالَتْ إِنْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَيُصَلِّي الصُّبْحَ فَيَنْصَرِفُ النِّسَاءُ مُتَلَفِّعَاتٍ بِمُرُوطِهِنَّ مَا يُعْرَفْنَ مِنْ الْغَلَسِ

 

Aişe (r.anha)'dan, şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazını kılardı da kadınlar, örtülerine bürünmüş olarak ayrılırlar (ve) karanlıktan dolayı tanınmazlardı''

 

 

Diğer tahric: Buhari, salat, mevakit; Müslim, mesacid; Tirmizî, mevakit; Nesai, mevakit

 

AÇIKLAMA:     Hadisteki "... bürünmüş olarak..." kelimesi bazı nüshalarda (.........) şeklindedir. Ancak bu fark manaya tesir etmez. "karanlıktan dolayı tanınmazlardı" cümlesi de Buhari'deki bir rivayetde "onları karanlık sebebiyle kimse tanımazdı" şeklinde zikredilmiştir.

 

Bu son cümledeki karanlığın sebebi hakkında alimler ihtilaf etmişlerdir. Bir kısmı, "Mescidin karanlığından dolayı tanınmazdı, çünkü mescidin tavanı basıktı. Ancak güneşin doğmasına yakın aydmlanabilirdi" derken, bazıları da gecenin sonunun karanlığından dolayı dışarıda tanınmadiklarını söylerler. Bu ikincisi cümlelerin kuruluşuna daha uygun bulunmaktadır. Buna göre Hadis, sabah namazını ortalık iyice aydınlanmadan, alacakaranlıkta kılmanın daha efdal olduğuna delalet etmektedir. Malik, Şafii, Ahmed b. Hanbel, Ebu Sevr, Evzai, Davud b. Ali ve Taberi (Allah hepsine rahmet etsin) bu görüştedirler. Hülefa-i Raşidin ve sahabilerin ileri gelenlerinden çoğunun da bu görüşte oldukları rivayet edilmektedir. Bu görüşte olanların, üzerinde durduğumuz Hadisten başka nakli delilleri de vardır.

 

Hanefi İmamları, Sevri ve Iraklıların çoğunluğuna göre sabah namazını biraz aydınlığa bırakmak daha efdaldir. Bu görüş Hz. Ali ve İbn Mes'ud'dan da rivayet edilmiştir. Bu görüş sahiplerinin delilleri, Rafi' b. Hadic'in rivayet ettiği, "Sabahı aydınlığa bırakınız*' Hadisi ile Buhari ve Müslim'in İbn Mes'ud'dan rivayet ettikeri şu Hadistir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i iki namaz hariç hiç bir namazı vakti dışında kıldığını görmedim. Bunlar (Müzdelife'de) akşam ile yatsıyı cem'etti. O gün sabah namazını da vaktinden evvel kıldı."

 

"Hz. Peygamber fecirden evvel sabah namazını kılmadığına göre, İbn Mes'ud'un bahsettiği sabah namazını Efendimiz fecirden sonra, fakat ortalık ağarmadan kılmıştır" derler. Ayrıca, bu görüş sahipleri namazı geciktirmenin cemaatin artmasına ve namazdan evvel daha çok nafile kılınmasına imkan verdiğini söyleyerek sabahı ortalık aydmlanıncaya kadar geciktirmenin efdal olduğuna dair olan görüşlerini takviye ederler.

 

Bu görüşte olanlar, üzerinde durduğumuz Hz. Aişe Hadisi'nin mensuh olduğunu söylerler ise de muhalifleri, Tirmizı'nin Hadis hakkında, "Hasen-sahih" dediğini ileri sürerek nesh iddiasını reddederler. Hadislerin zahirde muhalif görünmesi Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sabah namazını bazan alacakaranlıkta, bazan da ortalık ağardığında kıldığını gösterir. Her iki tatbikat da variddir. Efendimiz namazda kıraati uzatacağı zaman erken başlar, kısa okuyacağı zaman geciktirirdi.

 

Bazı Hükümler

 

1. Sabah namazını ilk vaktinde kılmak efdaldir. Bu, cumhurun görüşüdür.

2. Kadınların mescide gitmeleri meşrudur. Ancak bu fitne korkusu olmadığı zamanlara mahsustur.

 

 

DEVAM