بَاب
فِي وَقْتِ
صَلَاةِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَكَيْفَ كَانَ
يُصَلِّيهَا
3. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Namaz Kıldığı Vakit Ve Namazı Kılış Şekli
حَدَّثَنَا
مُسْلِمُ
بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
حَدَّثَنَا شُعْبَةُ
عَنْ سَعْدِ
بْنِ
إِبْرَاهِيمَ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ عَمْرٍو
وَهُوَ ابْنُ
الْحَسَنِ
بْنِ عَلِيِّ
بْنِ أَبِي
طَالِبٍ قَالَ
سَأَلْنَا
جَابِرًا
عَنْ وَقْتِ
صَلَاةِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
فَقَالَ
كَانَ
يُصَلِّي
الظُّهْرَ
بِالْهَاجِرَةِ
وَالْعَصْرَ
وَالشَّمْسُ
حَيَّةٌ وَالْمَغْرِبَ
إِذَا
غَرَبَتْ
الشَّمْسُ
وَالْعِشَاءَ
إِذَا كَثُرَ
النَّاسُ
عَجَّلَ وَإِذَا
قَلُّوا
أَخَّرَ
وَالصُّبْحَ
بِغَلَسٍ
Hz. Hüseyin'in oğlu olan
Muhammed b. Amr'dan, demiştir ki: Cabir'e Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in namaz kıldığı vakitleri sorduk, şu cevabı verdi: Öğleyi zeval
vaktinden sonra, ikindiyi güneş canlı (parlak) iken, akşamı güneş battığı zaman
kılardı. Yatsıyı, cemaat kalabalık olduğunda acele eder, az olduğunda da te'hir
ederdi. Sabah namazını da alaca karanlıkta kılardı.
Diğer tahric: Buhari,
mevakit; Müslim, mesacid; Nesai, mevakit
AÇIKLAMA: Hadiste geçen Hacira
kelimesi zeval vaktinden sonra güneşin hararetinin şiddetli olduğu zamandır. Bu
kelime hecr veya hicret kökünden alınmıştır. Bu vakitte insanlar sıcağın
şiddetinden dolayı çalışmayı terkettikleri için bu ad verilmiştir.
"canlı"
kelimesinden maksat da güneşin hararetinin devam etmesi veya renginin
parlaklığını muhafazası hali demektir.
Bu
hadisin Müslim'deki rivayetinden anlaşıldığına göre, Hz. Cabir'e sorulan bu
soru Haccac'ın Medine'ye geldiğinde namaz vakitlerini geciktirmesi üzerine vaki
olmuştur.
Bu
hadis Hz. Peygamberin öğle namazını ilk vaktinde kıldığına işaret etmektedir. Aynı
manayı ifade eden başka hadisler olduğu gibi, Ebu Zer, Ebu Said, Ebu Hureyre ve
Ebu Musa'dan rivayet edilen ve yaz aylarında öğleyi ortalık serinleyinceye
kadar te'hir etmeyi tavsiye eden hadisler de vardır Muğire b. Şu'be'nin rivayet
ettiği: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize öğleyi zevalden
sonra kıldırdı" hadisi ile "muhakkak sıcağın şiddeti Cehennem'in
kaynamasındandır. Namazı serine bırakınız" mealindeki hadis de bu
cümledendir.
Muğire'nin
rivayeti Hz. Peygamberin öğleyi zeval vaktinden hemen sonra kılmaya itina
ettiğine dair rivayetlerin neshedildiğini göstermektedir.
Fahr-i
Kainat Efendimiz yatsı namazını da cemaatin durumuna göre bazan ilk vaktinde,
bazan da geciktirerek kılardı. Efendimizin bu farklı tatbikatı ulema arasında
efdal vaktinin tayini hususunda ihtilaflara yol açmıştır. İbn Dakiki'l-iyd
ihtilaflar konusunda şunları söyler: "Yatsı hakkında ulema ihtilaf
etmişlerdir. Bir grup onun takdimini efdal görmüştür. Şafii mezhebinin zahiri
budur. Bir grub da te'hirini efdal bulur. Bir kısmı ise, cemaat toplanmışsa
acele etmeyi, toplanmamışsa te'hiri daha faziletli kabul etmiştir. Bu,
Malikilerden bir kavildir. Bir başka grup ise, Ramazanda ve kışın yatsıyı
te'hir etmenin diğer zamanlarda erken kılmanın daha efdal olduğu görüşünü benimsemişlerdir."
Bu
konuda Hanefilerin görüşü 393. hadisin şerhinde beyan edilmiştir.