بَاب مَنْ
أَدْرَكَ
مِنْ
الْجُمُعَةِ
رَكْعَةً
233-235. Cumanın Bir
Rek'atine Yetişen Kimse
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
ابْنِ
شِهَابٍ عَنْ
أَبِي
سَلَمَةَ عَنْ
أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَنْ
أَدْرَكَ
رَكْعَةً مِنْ
الصَّلَاةِ
فَقَدْ
أَدْرَكَ
الصَّلَاةَ
Ebû Hureyre (r.a.)'den;
demiştir ki: Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Namazın bir rekatîne yetişen
(o) namaz'a yetişmiş demektir."
İzah:
Müslim, mesâcid;
Tirmizî, cuma; Nesâi, mevâkit, cuma; ibn Mâce, ikâme; Muvatta, cuma, salât;
Dârimî, salât; Ahmed b. Hanbel, II, 271, 459.
Hadis-i şerif zahiri
itibariyle mutlaktır. Yani bütün namazlarla alâkalı olabilir.Cuma namazı da
rükû' ve secdesi olan bir namaz olduğuna göre o da aynı hükmün altına girer.
Buradaki namazdan
muradın hassaten cuma namazı olması da mümkündür. Dârekutnî ve Beyhakî'nin [Sünenü'l-kübrâ, III, 204.];
Cumadan bir rek'ate yetişen.." diye cuma ile kayıtlı olan rivayetleri,
ikinci itibarı takviye etmektedir.
Bir rekâte yetişenin
namaza yetişmiş olmasından maksat, cemaatın farzına yetişme, edâ hükmüne
yetişme veya vücûbuna yetişme mânâlarından biri de olabilir.
Hadisin zahirine göre
cuma namazının bir rek'atine yetişen kimse cumaya yetişmiş sayılır. İkinci
rekatin rükûundan sonra yetişebilen ise, namazım öğle namazı olmak üzere dört
rek'at olarak tamamlar. Beyhakî'nin İbn Mes'üd ve İbn Ömer'den; Dârekutni'nin
de Ebû Hüreyre'den rivayet ettikleri, "Cumadan bir rek'ate yetişen ona
bir daha ilâve etsin. Ka'de halinde yetişen ise, dört rekat kılsın"
mânâsındaki hadis de açıkça bu görüşe delâlet ediyorlar.
Şafiî, Mâlikî ve
Hanbelî mezheplerinin, Hanefilerden Muhammed'in, îshak, Ebû Sevr, Zührî, Evzaî,
Sevrî, İbn Mes'ud, İbn Ömer, Enes, Said b. Müseyyeb el-Esved, Alkame, Hasen
el-Basrî, Urve b. Zübeyr, Nehaî ve İbnü'l-Münzir'in görüşleri yukarıda beyân
edildiği gibidir.
Atâ, Tâvûs» Mücâhid ve
MekhÛl'a göre hutbeye yetişememiş olan kimse cumayı kaçırmış sayılır.
Ebû Hanife, Ebû Yûsuf,
Hakem ve Hammâd, teşehhüd'e yetişenin cumaya yetişmiş olduğunu söylerler.
Bunlar Buhârî ve Müslim'in rivayet ettikleri şu hadise dayanırlar:
"Yetiştiğinizi kılınız, yetişemediğinizi kaza ediniz." Bu hadisin son
teşehhüdde yetişeni de içine aldığını söylerler. Çünkü hadis-i şerif kişinin
başladığı namazı bitirmesini emretmektedir. Bu görüş Hanefilerde mezhebin
görüşüdür.
Namazın tam olarak bir
rek'atine yetişemeyen bir kimsenin nasıl niyet edeceği de âlimler arasında
ihtilaflıdır.
Hanefîlerin görüşü
yukarıda da izah edildiği gibi cumaya niyet eder ve cuma olarak tamamlar.
Şafiî ve Mâlikîlere
göre cuma niyetiyle başlar öğle namazı olarak tamamlar.
Hanbelîlere ise namaza
zevalden sonra başlar ve öğleye niyet ederse, öğle namazı olarak bitirir.
Cumaya niyet etmişse veya zevalden önce başlamışsa bu namaz nafiledir.