SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 1120 >>

بَاب الْإِمَامِ يَتَكَلَّمُ بَعْدَمَا يَنْزِلُ مِنْ الْمِنْبَرِ

232-234. İmam Minberden İndikten Sonra Konuşabilir

 

حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ جَرِيرٍ هُوَ ابْنُ حَازِمٍ لَا أَدْرِي كَيْفَ قَالَهُ مُسْلِمٌ أَوْ لَا عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَنْزِلُ مِنْ الْمِنْبَرِ فَيَعْرِضُ لَهُ الرَّجُلُ فِي الْحَاجَةِ فَيَقُومُ مَعَهُ حَتَّى يَقْضِيَ حَاجَتَهُ ثُمَّ يَقُومُ فَيُصَلِّي  قَالَ أَبُو دَاوُد الْحَدِيثُ لَيْسَ بِمَعْرُوفٍ عَنْ ثَابِتٍ هُوَ مِمَّا تَفَرَّدَ بِهِ جَرِيرُ بْنُ حَازِمٍ

 

Enes (r.a.)'den; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) minberden inerken bir adam kendisine ihtiyacını arz edib haceti bitinceye kadar Efendimizin onunla birlikte ayakta durduğunu sonra (öne) geçip namazı kıldırdığını) gördüm.

 

Ebû Dâvud dediki, hadis Sabit'ten ma'ruf değildir. Bu Cerir b. Hazim'in tek kaldığı rivayetlerdendir.

 

 

Diğer tahric: Tirmizî, cum'a, Nesaî, cuma, îbn Mâce, (benzeri) ikame; Beyhakî, es-Sünenü'l-kebir, I, 120.

 

AÇIKLAMA:

 

Hadis-i şerif imamın hutbeyi okuyup bitirdikten sonra namaza durmadan konuşmasının caiz olduğuna delildir. Atâ, Tâvüs, Zührî, Müzeni, Nehâî, Mâlik, Şâfü, tshâk ve Hanefilerden Ebû Yû­suf ve Muhammed'in görüşü bu merkezdedir.

 

İmam-ı A'zam Ebû Hanife'ye göre imamın namaz bitmeden önce emir bi'1-ma'ruf harici bir şey konuşması mekruhtur. Hanefî mezhebinde fetva buna göredir.

 

İbnu'l-Arabi'nin şu sözeleri Ebû Hanife'nin görüşünü te'yid ediyor:

 

"Bana göre esah olan hutbeden sonra konuşmamalıdır. Müslim'in ri­vayet ettiği şu hadis buna delildir: "Şübhesiz cuma günündeki (efdal) saat, imamın minbere oturduğundan başlar namaz bitinceye kadar devam eder." Bu saatin zikir ve tazarrua tahsis edilmesi gerekir."

 

Nesâî'nin Selmân'dan rivayet ettiği "Namazı bitinceye kadar konuşmaz" ve Ahmed b. Hanbel'in "İmam cumayı bitirinceye kadar susar, dinler" mâ-nâsındaki hadisleri de namazdan önce konuşmayı caiz görmeyen Ebû Hani­fe'nin görüşünü takviye etmektedir.

 

Üzerinde durduğumuz babın hadisindeki konuşma, ihtiyaca binaen ol­duğu için, yukarıda naklettiğimiz hadislerle babın hadisi arasında bir teza­dın olduğu söylenemez.

 

Ebû Davud'un hadisten sonraya aldığı ta'lik hadisin za’fına işaret edi­yor. Tirmizî bu hadis için "hasen-sahih" dedikten sonra şunları ilâve etmiştir:

 

"Bu hadisi sadece Cerîr, b. Hâzim'in rivayetinden biliyoruz. Muhammed (Buhârî)'den işittim, şöyle dedi: "Cerîr b. Hâzim, bu hadiste vehme düşmüştür. Sahih olan rivayet yine Sabit tarikiyle Enes'den gelen rivayettir: "Namaz için kamet getirildi. Bu anda adamın biri Resûlullah'ın elini tuta­rak cemaatten bazısını uyku bastırıncaya kadar konuştu." Buhârî, "hadisin aslı işte budur" dedi.

 

Cerîr b. Hâzim bazan birşey hakkında vehme düşer, ama kendisi cid­den doğru kişidir..."[bk. Tirmizi, cum'a]

 

Tirmizî ve Ebû Dâvûd bu taliklerle bu hadiste bahsedilen olayın cuma namazında değil de yatsı namazında vuku bulduğunu işaret etmek istemiş olabilirler. Beyhakî'nin Sabit vasıtasıyla Enes'ten rivayet ettiği "Yatsı na­mazı için kamet getirildi..." kelimeleri ile başlayan hadis bu ihtimali te'yid etmektedir.