بَاب
تَخَطِّي
رِقَابِ
النَّاسِ
يَوْمَ الْجُمُعَةِ
230-232. Cuma Günü
İnsanların Omuzlarına Basarak İleri Geçmek
حَدَّثَنَا
هَارُونُ
بْنُ
مَعْرُوفٍ
حَدَّثَنَا
بِشْرُ بْنُ
السَّرِيِّ
حَدَّثَنَا
مُعَاوِيَةُ
بْنُ صَالِحٍ
عَنْ أَبِي
الزَّاهِرِيَّةِ
قَالَ كُنَّا
مَعَ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
بُسْرٍ
صَاحِبِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَوْمَ
الْجُمُعَةِ
فَجَاءَ
رَجُلٌ
يَتَخَطَّى
رِقَابَ
النَّاسِ فَقَالَ
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
بُسْرٍ جَاءَ رَجُلٌ
يَتَخَطَّى
رِقَابَ
النَّاسِ
يَوْمَ
الْجُمُعَةِ
وَالنَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
يَخْطُبُ
فَقَالَ لَهُ
النَّبِيُّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
اجْلِسْ
فَقَدْ
آذَيْتَ
Ebu'z-Zâhiriyye'den;
demiştir ki: Bir cum'a günü Nebi (s.a.v.)'in sahâbisi Abdullah b. Büsr ile
beraberdik. İnsanların omuzlarına basarak (atlayarak) bir adam geldi. Bunu
gören Abdullah b. Büsr şunları söyledi: Cum'a günü Resûlullah hutbe okurken
adam'ın biri insanların omuzlarından atlayarak geldi. Bunun üzerine Hz. Nebi
kendisine: “Otur!... Zira gerçekten (insanlara) eziyet ettin" buyurdu.
İzah:
Nesâî, cuma, Ahmed b.
Hanbel, III, 417, 438; IV, !90; İbn Mâce, ikame
Hadis-i Şerifin Ahmed
b. Hanbel ve Beyhakî'deki rivayetleri de "otur, eziyet ettin"
cümlesi: “Otur, şüphesiz eziyet ettin ve geciktin” şeklinde vârid olmuştur.
Hadisin zahiri
insanların omuzlarından atlayarak ilerlemenin caiz olmadığını gösterir.
Omuzdan atlamakla iki kişinin arasını yararak geçme veya aralarında oturmanın
aynı şey mi, yoksa farklı mı olduğu ihtilaflıdır.
Şevkânî, Nevevî'ye göre
ikisinin ayrı ayrı şeyler olduğunu, Muğnî sahibi İbn Kudâme'nin ise, ikisine
aynı mâmâyı verdiğini söyler. Irakî, Nevevî'nin sözünü benimsemiştir.
Şevkânî'nin de dediği
gibi bu, hadisin zahiri men'in cuma gününe mahsus olduğunu gösterir. Ancak cuma
ve bayram günleri kalabalık olduğu için cemaatin omuzu üzerinde atlayarak
ilerleme bu günlerde daha çok rastlandığı için galibe nazaran cumanın
zikredilmiş olması muhtemeldir. Doğrusu da bu olmalıdır. Çünkü hadisin
devamında Efendimiz bu şekilde ilerleyen kimseye "eziyet ettin"
buyurmuştur. Bir hareket eziyetse, her zaman eziyettir. Bir namaza mahsus
değildir.
Hadis-i şerif hüküm
itibariyle camide insanların omuzlan üzerinden atlamanın haram olduğuna
delâlet ediyor.
Ebû Hâmid, Şafiî'den
yaptığı bir talikte buna haram demiş, kimileri de bu hareketi büyük günahlardan
saymıştır. Nevevî, "Muhtar olan, sahih hadislerin delâleti ile haram
olduğudur" der, fakat Şafiî mezhebinin meşhur olan görüşüne göre, önde bir
açıklık yoksa, mekruhtur. Hanbelîlerin görüşü de Şâfiîlerinkinin aynıdır.
Malikîlere göre,
insanların omuzları üzerinden geçmek mutlak olarak haramdır. Önde bir boşluk
olmuş, olmamış, imam minbere oturduktan sonra olmuş oturmadan evvel olmuş, hiç
fark etmez, hüküm aynıdır. Ancak bir safı doldurmak için bu hareket caizdir.
Hanefilere göre, cuma
günü imam hutbeye başlamamışsa başkalarına eziyet etmemek şartıyla öne geçmekte
mahzur yoktur.
Tahtavî, Merakı'l-Felâh
haşiyesinde', Halebî'den naklen şöyle der:
"Omuza basmaktan
nehyedilmesinin, "imkân olduğu takdirde" kaydı ile kayıtlanması
gerekir. Ama geride yer olmayıp önde boş yer olduğu halde zarûreten öne geçmek
için omuzlardan atlamak caiz olmalıdır."
Hulâsa adındaki kitapta
da bu konuda şunlar yer alıyor:
"Cami dolu iken
içeriye giren bir kimse eğer omuzların üzerinden geçerken cemaate eziyet
edecekse, geçemez ama kimsenin elbisesine veya bedenine basmadan atlayıp imama
yaklaşmasında beis yoktur.”
Fakih Ebû Ca'fer de
"imam minbere çıkmadan ve kimseye eziyet etmeden tehatti caizdir"
der.
Naklettiğimiz bu ibarelerden
anlıyoruz ki, Hanefîlere göre insanların omuzlarından atlayarak ilerlemek iki
şartla caizdir:
1. Kimseye eziyet
etmemek. Çünkü insanlara eziyet etmek haramdır.
2. Cuma günü imamın
minbere çıkmamış olması. Zira omuzlar üzerine basıp geçmek bir ameldir. Hatib
minbere çıkınca bir amelle meşgul olmak haram veya harama yakın mekruhtur.
Bunlardan dolayı imama
yakın olma faziletini elde etmek için bu mahzurlara katlanılarnaz.
İnsanların omuzlarına
basmayı men eden başka hadisler de vardır. Bunlardan bir kaçını nakledelim:
Muâz b. Enes
Resûlullah'ın şöyle buyurduğunu haber verdi: "Kim Cuma günü insanların
omuzlarına basarsa, Cehenneme bir köprü kurmuş demektir". (Tirmizî, İbn
Mace).
Erkam b. Erkam
el-Mahzûmî'den yapılan bir rivayette Resûlullah şöyle buyurmuştur: "Cuma
günü imam minbere çıktıktan sonra insanların omuzlarına basan ve iki kişinin
arasını ayıran kimse Cehennemde barsağını sürüyen gibidir" (Ahmed,
Taberânî.)
Enes'ten rivayet
edilmiştir, der ki:
"Resûlullah
(s.a.v.) hutbe okurken, Efendimizin yakınına oturuncaya kadar, insanların
omuzlarından atlaya atlaya ilerleyen bir adam geldi. Hz. Nebi namazını
bitirince adama:
Ey falan! Bizimle cuma
kılmaktan seni men eden şey ne? buyurdu. Adam:
Ya Resulallah! Seni görebileceğim
bir yere oturmayı istedim, dedi. Bunun üzerine Efendimiz:
Seni insanların
omuzlarına basar ve onlara eziyet ederken gördüm. Kim bir mü si umana eziyet
ederse, bana eziyet etmiş olur. Bana eziyet eden de Allah'a eziyet etmiş
demektir, buyurdu" (Taberânî).