DEVAM: 227-229. Îmam
Hutbe Okurken Konuşmak
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
وَأَبُو
كَامِلٍ قَالَا
حَدَّثَنَا
يَزِيدُ عَنْ
حَبِيبٍ الْمُعَلِّمِ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
شُعَيْبٍ عَنْ
أَبِيهِ عَنْ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَمْرٍو عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ
يَحْضُرُ
الْجُمُعَةَ
ثَلَاثَةُ نَفَرٍ
رَجُلٌ
حَضَرَهَا
يَلْغُو
وَهُوَ حَظُّهُ
مِنْهَا
وَرَجُلٌ
حَضَرَهَا
يَدْعُو
فَهُوَ
رَجُلٌ دَعَا
اللَّهَ
عَزَّ وَجَلَّ
إِنْ شَاءَ
أَعْطَاهُ
وَإِنْ شَاءَ
مَنَعَهُ
وَرَجُلٌ حَضَرَهَا
بِإِنْصَاتٍ
وَسُكُوتٍ
وَلَمْ يَتَخَطَّ
رَقَبَةَ
مُسْلِمٍ
وَلَمْ يُؤْذِ
أَحَدًا
فَهِيَ
كَفَّارَةٌ
إِلَى الْجُمُعَةِ
الَّتِي
تَلِيهَا
وَزِيَادَةِ
ثَلَاثَةِ
أَيَّامٍ
وَذَلِكَ
بِأَنَّ
اللَّهَ عَزَّ
وَجَلَّ
يَقُولُ مَنْ
جَاءَ
بِالْحَسَنَةِ
فَلَهُ عَشْرُ
أَمْثَالِهَا
Abdullah b. Amr (r.a.),
Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cumaya üç
türlü insan gelir: (Birincisi) gevezelik yapmağa gelen insandır. Onun cumadan
nasibi, yaptığı gevezeliktir.
(İkincisi), dua etmek
için cumaya gelen kimsedir. O, Allah'a dua etmiştir; Allah dilerse verir,
dilerse vermez.
(Üçüncüsü de) susarak
konuşmadan (hutbe dinlemek için) hiçbir müslümanın omuzuna basmadan (safları
yarmadan) kimseye eziyet etmeden cumaya gelendir. İşte onun bu yaptıkları, ondan
sonra gelecek olan cumaya kadar üç gün de ilâvesi ile günahlarına keffârettir.
Bu Allah'ın; "her kim bir hayır işlerse kendisine, onun on misli sevab
vardır"[En'am 160] ile sabittir.
İzah:
Beyhakî,
es-Sünenu'l-kübrâ, II, 219.
Hadis-i şerifte Nebi Efendimiz
cumaya gelenleri üç sınıfa ayırmıştır Bu sınıfların kim oldukları herhangi bir
izaha lüzum bırakmayacak şekilde açıktır.
Cemaatin omuzlarına
basmak ve tasvir edilen şekilde kılınan cuma namazının iki cuma arasındaki ve
ilâveten fazlasını ihtiva eden üç günlük günâhlarına keffâret olması konusu
daha önce izah edilmiştir.[1050 ve 1051 no'lu hadislerin açıklamaları.] Onun
için burada aynı şeyleri tekrara lüzum yoktur. Hadisin fıkhî cephesine ait
bilgi de bir önceki hadiste verilmiştir.