DEVAM: 217-219. Cuma
Gününde Ezan
حَدَّثَنَا
النُّفَيْلِيُّ
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ
بْنُ
سَلَمَةَ
عَنْ
مُحَمَّدِ بْنِ
إِسْحَقَ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ السَّائِبِ
بْنِ يَزِيدَ
قَالَ كَانَ
يُؤَذَّنُ بَيْنَ
يَدَيْ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِذَا جَلَسَ
عَلَى الْمِنْبَرِ
يَوْمَ
الْجُمُعَةِ
عَلَى بَابِ
الْمَسْجِدِ
وَأَبِي
بَكْرٍ
وَعُمَرَ
ثُمَّ سَاقَ
نَحْوَ
حَدِيثِ
يُونُسَ
Sâib b. Yezid
(r.a.)'den; demiştir ki: Cum'a günü ezan, Nebi (s.a.v.) minbere çıktıkları
zaman huzurlarında cami'nin kapısında okunurdu. Ebû Bekr ve Ömer (r.a.)
zamanlarında da (bu böyleydi).
Muhammed b. İshâk
hadisin kalanını Yûnus'un rivayet ettiği (bir önceki (1087) hadis) gibi
nakletti.
İzah:
Bu rivayette Resûlullah
ve ilk iki halifesi hutbe için minbere çıktıklarında okunan ezanın bir yandan
onların huzurunda diğer yandan da mescidin kapısında okunduğu ifâde ediliyor.
Bu ifade tarzı, hadisin içinde bir ihtilâf olduğu görünümünü veriyor. Ancak
mescidin kapısı kıblenin tam ters istikâmetinde olduğu ve imam da minberde
otururken sırtı kıbleye geldiği için, kapının yanında okunan ezan, aynı
zamanda imâmın (bu rivayete göre Resûlullah ve iki halifesi) huzurunda okunmuş
olur. Bu tasavvurla hadisin muhtevasında bir tezadın olmadığı ortaya
çıkmaktadır. Bu hadis, "cami içinde ezan okumak mekruhtur, ezan cami
dışında okunur" diyenler için delildi!. Avnu'l-Mafoûd sahibi camide ezan
okumanın mekruh olduğunu nakletmiştir.Menhel sahibi de bu hadisin sertinde
aynı şeyi söylemiş ve haddizatında bütün mezheplerin görüşünün de bu merkezde
olduğunu iddia etmiştir. İddiasını isbat sadedinde de Hanefî ve Şâfîîlerin bazı
fıkıh kitaplarından nakiller yapmıştır. Ancak bu nakillerin bazılarında cumanın
iç ezam ile diğer ezanların arasını ayırmamış, umûmi mânâda ezan için
söylenenleri, cuma ezanı için söylenmiş intibaını vermiştir. Şimdi Menhel
sahibinin sözlerini ve işaret ettiğimiz nakilleri verelim. Menhel müellifi
şöyle diyor:
"Bu hadisle,
Hidâye müellifi ve sarihinin şu sözü reddedilmiştir: "(imam minbere
çıktığı zaman, müezzinler minberin önünde ezan okurlar). Hal eskiden beri
böyle cereyan etmiştir ve Resûlullah devrinde bu ezandan başka ezan yoktu.
Resûlullah ve ashabından tevârüsen gelen cuma ezanı, mescidin içinde ve
minberin önünde idi" Ama durum böyle değildir. Bütün mezhepler cuma
ezanının mescidin dışında olduğunda müttefiktir. Feteva-yi Hin diyye'de:
"Sünnet olan müezzinin minarede veya mescidin dışında ezan okumasıdır.
Mescidin içinde ezan okunmaz." "Bahrü'r-Râik'te de; "Sünnet
olan, komşuların daha iyi duyması için yüksek bir yerde ezan okumaktır"
denilmektedir. Menhel sahibinin Hanefî fıkıh kitablannda naklettiği bunlardan
ibarettir. Görüldüğü gibi burada
Hidâye'deki "cumanın iç ezanının cami içinde minberin önünde okunacağına
dâir rivayetler reddedilmekte ve bu reddi takviye için Fetevâ-yi Hindiye ve
Bahrü'r-râik'den nakil yapılmaktadır. Ancak Menli el sahibinin Hindiye ve
Bahrü’r-râik’ten yaptığı nakil, cuma ezanı ile ilgili değil, genel mânâda
ezanla alâkadardır. Bunlar Fetevây-ı Hindiye ve Bahru'r-râik'in ezan babından
nakledilmiştir.[bk. Fetevayi Hindiyye, I, 55.] Aynı eserlerin cuma namazı ile
ilgili bölümünde ise, aynen şu ibare yer almaktadır: " = İmam minbere
oturunca önünde ezan okunur. Hutbe bittikten sonra da kamet getirilir.
Tevârusen bu böyle olmuştur. Bahru'r-râik'ta da böyle
denilmektedir"[Fetevâ-yı Hindiyye, I, UmdetuI-Kaari, VI, 210 – 211.;
Bahru'l-râik, II, 169.] "Menheİ müellifi ya bu bölümlere bakmamış ya da bu
cümleler gözünden kaçmış olmalıdır.
Menheİ müellifinin
Aynî'den yaptığı nakilde de cuma ezanının cami içinde okunmayacağı görüşünü
benimsediğine dâir bir işaret yoktur. Aynî bu mevzu ile ilgili rivayetleri bir
araya toplamış fakat Menhel müellifinin anlayışı biçiminde bir meyi göstermemiştir.
Hatta yukarıda Hidâye'den nakledilen sözleri aynen almış, onu hiçbir tenkide
tâbi tutmadığı gibi, Ebû Hanife'nin görüşü olarak takdim etmiştir.[149]
Durum Şafiî mezhebinde
de aynıdır. Menhel'deki Remlî'nin Nihâyetu'l-Muhtâc'ından nakledilen ibareler
de ezanla ilgili bahisten nakledilmiştir.
Aynı eserin cuma namazı
bahsinde ise, şöyle deniliyor: "Şafiî'nin ibaresi şu: İmam minberde
olduğu zaman birkaç müezzinin değil, bir müezzinin ezan okumasını isterim.
Çünkü ResüİuIIah'ın sadece bir müezzini vardır." Aynı sahifede
"ResÛlullahın bir tek müezzini vardı" sözüne haşiye olarak "Onun
huzurunda sadece bir müezzin ezan okurdu "denilmektedir.
Bu nakillerden
anlaşılan şudur: Cuma namazında "iç ezan" tâbir ettiğimiz ezan,
Hanefî ve Şafiîlere göre caminin içinde, imamın huzurunda okunur. Cami dışında
veya minarede okunan ezan ise, Hz. Osman'ın ihdas ettiği ezandır.
Hz. Nebi'in zamanında
sadece hatib minbere çıkınca ezan okunduğu için: “ = Ey iman nedenler, Cuma
günü ezan okunduğu zaman alış-verişi bırakın, Allah'ın zikrine koşun"
[Cum'a 9] âyet-i celilesinde kastedilen ezan iç ezandır. Ulemânın çoğunluğu bu
görüştedir.Hasen b. Ziyâd, Ebû Hanife'den "duyulduğunda ahş-verişin
terkedileceği ezanın minareden okunan ilk ezan olduğunu" nakleder. Bu
görüşün mantıkî izahı, "aksi halde sünnete ve hutbeye yetişme imkânı
olmaz" şeklinde yapılmıştır. Hanefi mezhebinde hüküm, Hasen b. Ziyâd'dan
naklettiği bu görüşe göredir.