DEVAM: 218. Cuma
Namazının Vakti
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
أَخْبَرَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ أَبِي
حَازِمٍ عَنْ سَهْلِ
بْنِ سَعْدٍ
قَالَ كُنَّا
نَقِيلُ وَنَتَغَدَّى
بَعْدَ
الْجُمُعَةِ
Sehl b. Sa'd'den;
demiştir ki: Biz cum'a'dan sonra kaylûle yapar ve kahvaltı ederdik.
İzah:
Buhârî, cuma; Müslim,
cuma; Tirmizî, cuma; İbn Mâce, ikâme; Ahmed b. Hanbel, V, 336; Darekutnî,
sünen, II, 20.
Hadisin Tirmizı'deki
rivayeti "Biz ancak cuma namazından sonra kaylüle yapar ve kahvaltı
ederdik" manasını verecek şekildedir.
Kaylûle: Öğle vakti
yapılan istirahata denir. Uyku olması şart değildir. Kahvaltı etme şeklinde
terceme ettiğimiz "Ğadâ" kelimesi de sabahleyin veya kuşluk vakti
yenilen yemek manasınadır.
Bu hadis-i şerif zahiri
itibariyle zeval vaktinden önce cumayı caiz görenlerin görüşlerini destekler
görünmektedir. Çünkü ashabın öğle vaktinden önce âdetleri olan istirahatı ve
sabah kahvaltısını cumadan sonraya bırakmaları, onların cumayı erken
kıldıklarını gösterir. Ancak 1083 no'lu hadisin açıklamasında da ifade edildiği
gibi Sahâbilerin bu yemeği ve istirahatı cumadan sonraya bırakmaları, cumayı
zevaldan önce kıldıklarından dolayı değildir. Cuma namazı için yapmaları
gereken bedeni hazırlıklar ve Efendimiz'in cumaya erken girmeye teşvik eden
tavsiyelerine uyma arzuları, onların bu istirahatlerini yapmaya ve yemeklerini
yemeye imkân bırakmamıştır. Onun için sahâbiler bu âdetlerini cumadan sonraya
bırakıyorlardı. Ancak bu rivayetler cuma namazını hemen zevalden sonra
kılmakta acele etmenin, te'hir etmemenin uygun olduğunu gösterir.
Netice olarak
diyebiliriz ki, bu konuda vârid olan hadisler, hem cumanın zevalden önce caiz
olduğunu söyleyenlerin hem de zevalden sonraya bırakma fikrinde olanların
görüşlerine delalet edecek mâhiyettedir. Görüşlerin farklılığı, hadisleri
anlayış ayrılığından kaynaklanmaktadır. Fakat selef ve halef ulemasının
cumhuru, cumanın vaktinin de öğlenin vaktinde olduğu gibi güneşin zevalinden
sonra olduğu görüşündedirler.