DEVAM: 210-211. Cuma
Bayram Gününe Rastlarsa
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ طَرِيفٍ
الْبَجَلِيُّ
حَدَّثَنَا
أَسْبَاطٌ
عَنْ الْأَعْمَشِ
عَنْ عَطَاءِ
بْنِ أَبِي
رَبَاحٍ قَالَ
صَلَّى بِنَا
ابْنُ
الزُّبَيْرِ
فِي يَوْمِ
عِيدٍ فِي
يَوْمِ
جُمُعَةٍ أَوَّلَ
النَّهَارِ
ثُمَّ
رُحْنَا
إِلَى الْجُمُعَةِ
فَلَمْ
يَخْرُجْ
إِلَيْنَا فَصَلَّيْنَا
وُحْدَانًا
وَكَانَ
ابْنُ عَبَّاسٍ
بِالطَّائِفِ
فَلَمَّا
قَدِمَ ذَكَرْنَا
ذَلِكَ لَهُ
فَقَالَ
أَصَابَ
السُّنَّةَ
Atâ b. Ebî Rabâh'den;
demiştir ki: Cum'a'ya rastlayan bir bayram gününde İbnu'z-Zübeyr bize günün
evvvelinde (Bayram namazı vaktinde Bayram namazını) kıldırdı. Sonra biz
cum'a'ya gittik, fakat İbnu'z-Zübeyr gelmedi. Biz de namazımızı teker teker
kıldık. O zaman İbn Abbâs Taif'te idi. Gelince durumu kendisine anlattık.
Sünnete uygun davranmış, dedi.
İzah:
Nesaî, iydeyn
Kolayca anlaşılacağı
gibi İbnu'z-Zübeyr, Abdullah b. ez-Zübeyr'dir. Cuma ile bayramın aynı güne
rastladığı bir günde Abdullah, cemaate bayram namazını bildiğimiz vaktinde
kıldırmıştır. Cuma vakti gelince cuma kılmak için cemaat camiye toplanmış,
fakat İbnu'z-Zübeyr gelmemiştir. Bunun üzerine cemaat namazlarını kendi
başlarına kılmış ve o zaman Tâif'te bulunan İbn Abbâs gelince durumu kendisine
haber vermişler. O da "İbnu'z-Zübeyr Sünnete göre hareket etmiş"
karşılığını vermiştir. Cemaatin kendi başlarına kıldığı namaz cuma değil, öğle
namazı olmalıdır. Çünkü cumanın cemaatsiz kılınması caiz değildir.
Şevkânî, "bu
hadisin râvileri, sahih hadis râvileridir" der.