DEVAM: 209-210.
Köylerde Cuma
حَدَّثَنَا
قُتَيْبَةُ
بْنُ سَعِيدٍ
حَدَّثَنَا
ابْنُ إِدْرِيسَ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
إِسْحَقَ عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ أَبِي
أُمَامَةَ
بْنِ سَهْلٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ بْنِ
كَعْبِ بْنِ
مَالِكٍ
وَكَانَ
قَائِدَ أَبِيهِ
بَعْدَ مَا
ذَهَبَ
بَصَرُهُ
عَنْ أَبِيهِ
كَعْبِ بْنِ
مَالِكٍ
أَنَّهُ
كَانَ إِذَا
سَمِعَ النِّدَاءَ
يَوْمَ
الْجُمُعَةِ
تَرَحَّمَ
لِأَسْعَدَ
بْنِ
زُرَارَةَ
فَقُلْتُ لَهُ
إِذَا
سَمِعْتَ
النِّدَاءَ
تَرَحَّمْتَ لِأَسْعَدَ
بْنِ
زُرَارَةَ
قَالَ
لِأَنَّهُ
أَوَّلُ مَنْ
جَمَّعَ
بِنَا فِي
هَزْمِ النَّبِيتِ
مِنْ حَرَّةِ
بَنِي
بَيَاضَةَ
فِي نَقِيعٍ
يُقَالُ لَهُ
نَقِيعُ
الْخَضَمَاتِ
قُلْتُ كَمْ
أَنْتُمْ
يَوْمَئِذٍ
قَالَ
أَرْبَعُونَ
Babası Ka'b b. Mâlik'in
gözleri görmez olduktan sonra ona rehberlik eden Abdurrahman b. Ka'b demiştir
ki:
Ka'b cuma günü ezanı duyunca
Es'ad b. Zürâre için dua ederdi. Kendisine:
Ezanı işitince Es'ad b.
Zurâre'ye (niçin) duâ ediyorsun? dedim.
Çünkü o Naklu'l-hadamat
denilen çukurdaki Beni Beyâda Harrasından Hezmü'n-Nebît denilen yerde bize ilk
defa cum'a namazını kıldırandır, karşılığını verdi.
O gün kaç kişiydiniz?
dedim.
Kırk kişi idik, diye
cevap verdi.
izah:
İbn Mâce, ikâme
Anlaşıldığına göre Ka'b
b. Mâlik'in gözleri ömrünün sonuna doğru görmez olmuştur.Bu yüzden oğlu Abdurrahman
onun elinden tutuyor ve gideceği yere götürüp getiriyordu. Cuma ezanı okununca
Ka'b b. Mâlik Es'ad b. Zürâre'yi rahmetle anıyor ve onun için dua ediyordu.
Bunun sebebini soran oğluna kendilerine Medine'nin bir köyünde ilk defa cuma
namazını Es'ad'ın kıldırdığını söyledi. Bu köy Nakîü'l-hadamât denilen
çukurdaki Benû Beyâda Harrasında Hezmu'n-Nebit denilen bir yerdi.
Naki': İçinde yağmur
suyu biriken, sular çekildikten sonra da ot biten çukurlara denir.
Hadamât: Medine
civarında bir yerin adıdır.
Benû Beyâda: Ensardan
bir sülâlenin adı.
Harra: Ateşte yanmış
gibi simsiyah taşlardan oluşan taşlık.
Harratü Benî Beyâda:
Medine'ye bir mil mesafede bir köyün adı.
Hezmü'n-nebît: Harratü
Beni Beyâda köyündeki bir yer.
Hezm: Alçak arazi.
Nebît: Yemen'de bir
kabilenin adı.
Bu hadis, köylerde
cumanın sahih ve cuma kılmak için kırk adedini şart koşanların görüşüne delil
sayılmaktadır. Ancak Es'ad b. Zürâre cuma kıldırdığında cemaatin sayısının
kırk olması, cumanın sıhhati için kırk kişinin şart olduğunu göstermez.
Mahir: Menhel yazarı bu
hadis’in şerhinde oldukça geniş açıklama yapmış ancak burada o açıklama yok,
hepsi olmasada Menhel açıklamasının bir kısmı ve daha geniş hadis metni için: BURAYA TIKLAYIN